Erdoğan sevgisi hiç bitmedi

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2001 yılında ‘siyasi yasak’larla boğuştuğu bir dönemde başlattığı AK Parti yolculuğunda 17 yıl geride kaldı. Önce ‘askeri vesayet’in kapatma davalarıyla önlemeye çalıştığı, bu başarılamayınca ekonomik krizlerle köşeye sıkıştırılmaya çalışılan, bu konuda da başarılı olunamayınca ‘darbe’ ile devrilmek istenen AK Parti’nin 17 yıllık başarı öyküsü, yükselerek devam ediyor. Başkan Erdoğan’ın öncülüğünde 14 Ağustos 2001 tarihinde başlatılan büyük yolculuğun uzun soluklu bir yolculuk olacağı ifade edilmişti, ancak dönemin siyasi atmosferi, bu yolculuğun ‘kısa süreceği’ havasını estirmeye çalışıyordu. 

ANADOLUDA HEYECAN 

2001 yılında kurulduğu sırada, ‘koalisyonlardan bıkmış’, ‘siyasetçinin itibarının sıfırlandığı’, ‘milletvekillerinin sokakta rozetlerini çıkartarak gezmek zorunda kaldığı’ bir siyasi ortam hakimdi Türkiye siyasetinde. Kuruluşuyla birlikte özellikle Anadolu’da meydana getirdiği heyecan, Erdoğan’ın ‘il başkanlığı’ açılışlarıyla başlattığı Anadolu turunda kendini gösterdi. Miting meydanlarına dönen il başkanlığı açılışlarında sokaklara taşan kalabalıklar, yollara dökülen vatandaşların gösterdiği sevgi seli, Kasım 2002 seçimlerinde yüzde 34’lük oy oranıyla, halkın teveccühünün karşılıksız olmadığını gösterdi. 

TEK BAŞINA İKTİDAR 

2002’te gelen tek başına iktidarla birlikte AK Parti’nin siyasi serüveninin çok kısa süreceği hesapları yapılıyordu siyasetin dar koridorlarında. Masa başlarında yapılan hesaplarda ‘askeri vesayet’in hakim olduğu siyasi karakterler, yargı, üniversite çevreleri devreye sokularak AK Parti’nin yolunun ‘yargı darbeleri’ ile kesilmesi planlanıyordu. Ancak bu, ‘kapatma davaları’yla bile başarılamadı. 

ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİ 

Hem AK Parti hem de Başkan Erdoğan, Türkiye siyasetinde istisnai bir özelliği ortaya koymuş oldular. Erdoğan’ın siyasi liderliği, sadece Türkiye’de değil dünyada da kabul görür hale gelirken, Türkiye’de de ilk kez siyasetin merkezine, ‘toplumun geniş kesimleri’ konuldu. Erdoğan, toplumun geniş kesimleriyle birlikte Türkiye’yi merkeze koyan bir siyaset izledi. Böylece yıllar geçerken hem AK Parti, hem de Erdoğan, siyasetini yenileyerek, güncelleyerek başarısını devam ettirme başarısını gösterdi. 

DEVİRMEK İSTEDİLER 

Askeri vesayetin oyunları ve eski Türkiye’nin klasik alışkanlıklarıyla devrilemeyen AK Parti iktidarının bu sefer ‘kanlı darbe’ girişimiyle devirmeye çalışanların da çabası boşa çıktı. Başkan Erdoğan’ın, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında halkına seslenip, demokrasiye ve devletlerine sahip çıkma çağrısına uyan milyonların, canları pahasına tankların önüne kendini atması, “kanlı” girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasında çok önemli bir rol oynadı. 

13 SEÇİM KAZANDI 

Milletten aldığı güçle ayakta kalınabileceğini her fırsatta ifade eden Erdoğan’ın bu duruşuyla AK Parti, Türkiye siyasetinde 1950’den bu yana “en fazla iktidarda kalan parti” olma özelliğini kazandı. 16 yıldır iktidarda ve 24 Haziran seçimleriyle birlikte 13 seçim kazandı. AK Parti, iktidarda geçirdiği 16 yıla rağmen, bugüne kadar tüm iktidar partilerinin içine düştüğü ‘iktidar yıpranması’ndan uzak, toplumun geniş kesimlerine yönelik siyaset üretmeyi sürdürmesiyle de dikkat çekti. Türkiye’de siyaset ve toplumsal değişimde yaşanan dönüşümle birlikte AK Parti de kendi siyasetini güncellemeyi başardı.