26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Kemal Sunal hakkında bilmedikleriniz ve ünlülerin anıları

Kemal Sunal'ın 70.doğum günü. Herkesi güldüren filmleri hala izlenen Usta Oyuncuyu bugün herkes saygıyla anıyor. Hatta dünyanın arama motoru Google bile bugün için usta oyuncuyu doodle yaptı.

11 Kasım 2014 Salı 07:00 - Güncelleme:
Kemal Sunal hakkında bilmedikleriniz ve ünlülerin anıları
Kemal Sunal'ın bügün doğum yılı. Üstad yaşasa bugün tam olarak 70 yaşını dolduracaktı. Fakat oyuncu bildiğimiz gibi bir insan değil. Geçtşğimiz günlerde Gül Sunal'ın yapmış olduğu bu röportaj aslında onun çok farklı biri olduğunu gösteriyor.
 
Gül Sunal ile Söyleşi
 
Kaç yaşındaydınız tanıştığınızda?
Ben 20, Kemal 29.
 
Nasıl tanıştınız?
O sahnedeydi, ben seyirciler arasında. Havuz sahnesi var. O havuza girmiş, bekçi geliyor, çamaşırları kucağında duruyor. Yani repliği yok, öylece durduğu bir sahne. Orada göz göze geldik.
 
Sonra...
2.5 sene mektuplaştık...
 
En çok nesinden etkilendiniz?
Gözlerinden. Kemal’in gözleri, birçok insana albenisi olmayan bir çift göz gibi gelebilir ama çok derin bakardı. Çok hüzünlüydü bir kere. Ona ne yaparsanız yapın ya da o size ne yaparsa yapsın en sonunda “Aman üzülmesin” dersiniz. Bebek gibi. Ezo bile ilkokuldayken ona bebek gibi bakıyordu. Hepimize merhamet duygusunu çok ağır yaşatıyordu.
 
Hüzünlü müydü?
Annesi de söylerdi, çocukluğundan beri bir mahzunluk vardı. Ama tabii çok eğlenceliydi de...
 
Filmlerinin dışında çok ciddi biri olduğu şehir efsanesi miydi yani? 
Kemal utangaç biriydi. Çok mütevazıydı. Böyle Kemal falan dedikleri zaman ne yapacağını şaşırır, kabuğuna çekilirdi. Mesela siz buraya gelseniz, yine yadırgar ama sonra güvenirse çok keyifli olurdu. Bir çok arkadaşımız var, söyleyip gülüyorlar, söyleyip gülüyorlar, öyle değil. Ağzının içinden mır mır bir şey söyler, onu yakalarsanız günlerce gülersiniz. Çok güzel gözlem yapardı. Sabahları uyanır, ben salonda bir şeyle uğraşıyor olurdum. O Ciguli taklidi yapardı. Başka gün başka biri gibi girerdi.
 
Mutlu bir aile hayatınız varmış...
Şimdiki evliliklere bakıyorum. Daha net görüyorum. Biz çok mutlu yaşamışız.
 
Ama siz de çok önemli bir figürsünüz ilişkide. “Biz hayatı bize verdiği kadarıyla yaşadık” diyorsunuz...
Bunu bilinçli yapmadık. O zaman öyle yaşadık gittik, herkes öyle zannediyorduk. İlk farklı aileleri okul açtığım zaman gördüm. Çünkü biz daha önce akrabalarımızla, arkadaşlarımızla görüşüyorduk. Herkes memnun ama bizler farklıydık. Ben kendimi değiştirmedim. Kemal de sıradan bir ev erkeğiydi. Biz onun star olduğunun farkında bile değildik. Bazı arkadaşlarımız var -belki zamanın ruhundan kaynaklanıyor- menajerleri var, ulaşmak zor. Kemal telefonlarını kendi açardı, oynayacağı şeye kendi karar verirdi. Hiçbir zaman şoförü olmadı mesela.
 
POLİTİKA KONUŞMAYI SEVMEZDİ
 
“Bugün yaşasaydı ne olurdu?” diye düşünüyor musunuz?
Düşünüyorum zaman zaman. Bilemiyorum, yani iş hayatında iyi bir yerde olurdu. Yaşantısından da bir şey değiştirmezdi. Belki öyle denk geldi, ben de o da çok tutucuyduk.
 
Nasıl tutuculuklar?
Bu evde 25-30 senedir eşyalar aynı. Onun koltuğu belli, benimki belli. Hayat görüşümüz değişmez. Yenilik güzel ama bize göre değildi. Biz muhafaza etmeyi seviyorduk.
 
Hâlâ bu kadar izlenmesinin nedenini çözebildiniz mi?
Kemal gerçekti. Sadece Kemal’in hayranları değil, iki yaşında çocuk da onu izlerken kilitleniyor. Sosyologların incelemesi lazım. 14 yıl oldu. Geçen gün Stockholm’deydik. Sanki o da yanımızdaymış gibi karşılandık.
 
Sizce filmlerinde sistem eleştirisi var mıydı?
O, sisteme çok naif bir şekilde başkaldırdı. Politika konuşmayı sevmezdi. 36’ncı kata yürüyerek çıkan adam tanıyorum. “Bu ülkenin kahrına senin sayende katlanıyoruz” diyorlardı. Geçen gün Stockholm’de biri Ezo’ya, “Bana babanız baktı” dedi. Ezo da şaşırdı, “Nasıl yani” dedi. Cevap: “Ablam çalışmak zorundaydı, babamı kaybettik, annem çalışıyor. İki filmini arka arkaya koyar, giderlerdi. Bilirlerdi ki ben onları izlemeden oradan kalkmam.”
 
Nasıl geçirirdi bir gününü?
Sabah uyanır, kahvaltısını yapar, gazete okurdu. Seri ilanlara kadar, saatlerce... Bizde ağır bir öğle yemeği hazırlığı olurdu. Çalışmadığı günlerden bahsediyorum. Birçok insan bilirdi, bunlar öğlen 1’de yemek yer. Bu tarafa işi düşen veya alışverişe çıkıp, yolu düşen eş dost gelirdi. Yine televizyona bakar, kitabını okur, telefonla konuşmayı severdi. Haftanın 3-4 günü akşam üzeri Çiçek Bar’a giderdi.
 
Ama eve erken dönerdi...
Akşam 8.30’da eve gelirdi. Herkes benim yüzümden zannederdi ama hayır. Yemeği evde yemek istiyordu. O geldiğinde sofra hazırdır, akşam mutlaka bir misafirimiz olur. Sıradan bir Türk ailesi gibi.
 
Büyükler Neler Söylediler!
 
11 Kasım 1944 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Kemal , 3 Kasım 2000 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonrası yaşamını yitirmişti. Türk sinemasının güldüren yüzü Kemal , yaşamı boyunca 82 filmde rol aldı. 
 
"Ben Kemal  hayranıyım, filmlerini bıkmadan izliyorum. Muhteşem bir oyuncu."
–Bülent Ecevit
 
"Varlığı yokluğu belli olmazdı, ama yönetmen ’motor’ dediği an, karşımızda devleşen bir aktör olurdu."
–Emel Sayın
 
"Kemal , filmlerinde genellikle, haklının haksıza, güçsüzün güçlüye karşı mücadelesini temsil eden büyük komedi ustasıydı."
–Altan Öymen
 
"Türk sinemasının usta sıfatına layık oyunculardan biri olan Sayın Sunal, çizdiği kompozisyonlarla hafızalarda önemli bir yere sahiptir."
–Murat Sökmenoğlu
 
"…çok takdir ettiğim, çok beğendiğim, hakikaten Türk sinemasına damgasını vurmuş, halkın sevgisini kazanmış, gönlüne girmiş olan çok büyük bir sanatçıydı."
–Göksel Arsoy
 
"…Kemal öldü.Ama insanlığın, dürüstlüğe inancı ve kötüler karşısında iyilerin kazanacağına dair umudu sürdükçe "Şaban" yaşayacaktır.."
–Can Dündar
 
"…Gitmeseydin, futbol oynardık salonun ortasında… Topu vermemek için ayağıma vurmana, günlerce topallamaya razıyım.Gitmeseydin, vallahi az konuşurdum… Sen, gazete-kitap okurken yanında sessiz durmaya çalışırdım…Gitmeseydin, çiğköfte yapardık. “Olmuş mu olmamış mı?” diye tavana, duvarlara atmanıza, beni çıldırtmanıza ses çıkarmazdım…"
-Gül Sunal
 
"48 yaşındaydı. Yüksek lisans tezinin konusu da kendisiydi. “Beni kimse araştırmayacak galiba, ben yapayım” dedi."
-Gül Sunal
 
Anılar
 
Ertem Eğilmez: “Sen de gül o zaman”
Kemal’ın sinema filmi olan Tatlı Dillim’de tüm figuranlara birer söz yazılır. Sıra bizim Kemal’e gelince söz biter. Yönetmen Ertem Eğilmez de “Sen de gül o zaman” der. Herkes bayılır gülmesine.
 
Askerliğini Ankara – Etimesgut’da yaptı
Kemal’ın şanslı asker arkadaşlarıyla çekildiği bir fotoğraf…
 
Münir Özkul ve Zeki Alasya: “Git tanış o kızla”
Kemal ilk filminden sonra Ankara’ya turneye gelir. En ön sırada onu izlemeye gelen bir kadın vardır. Göz göze gelirler. Daha sonra bir arkadaş toplantısında o kadını görünce tanır. Randevulaşırlar, Kemal geç gelir. Bunun sebebi de tanımadığı biriyle buluşmak istememesidir. Münir Özkul ve Zeki Alasya’nın ısrarlarıyla buluşmaya gider. O kadın Kemal’ın eşi Gül Sunal’dır.
 
Gül Sunal ile evlenir
Kendisi gibi oyuncu olan Ali ve Ezo Sunal olmak üzere iki çocukları vardır.
 
Ali Sunal: “Evde hep film kostümü ile gezerdi”
1977 yılında Çöpçüler Kralı filmi çekiliyordur. Başrolleri Şener Şen ve Kemal paylaşır. Kemal, role girebilmek için filmi çekildiği süreçte evde dahi kostümle gezer.
 
Kenter Tiyatrosu’ndan Devekuşu Kabare’ye geçer
1 yıllık Kenter Tiyatrosu macerasından sonra Devekuşu Kabare’ye transfer olur. Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile olan sıkı dostluğu da burada başlar.
 
Metin Akpınar: “Çekimlerde Zeki’den sigara otlanırdı”
Kemal, Zeki ve Metin ile birlikte çektiği filmlerde ikili prova yaparken kulise gider ve Zeki Alasya’nın Marlboro sigaralarından yürütür. Zeki her seferinde “Ne oldu bu sigara?” diye sorar. Bir gün yakayı ele verir.
 
Kadir İnanır: “Tasarruf yapmak için az yemek yerdi”
Kadir İnanır, Sunal’ın tutumlu bir insan olması hakkında şu cümleyi kurar: “Tasarruf yapmak için az yemek yerdi”
 
Tuncay Akçay: “Varyemez senin gerçek hayatın gibi…”
Tuncay Akçay (Hababam Sınıfı tek ayak üstünde durma cezası alınca, karşılarına geçip gülen küçük çocuk) da Kemal’ın tutumlu biri olmasını yorumlar: “Bazen ‘Yahu Kemal abi’ diyordum. ‘Varyemez senin gerçek hayatın gibi…’ Bundan dolayı biz ona kızıyorduk. İyi ki öyle davranmış… Şimdi ailesine bir gelecek bıraktı”
 
82 filmde rol alır
Hababam Sınıfı serisi, Çöpçüler Kralı, Yedi Bela Hüsnü, Orta Direk Şaban gibi yapıtlarıyla birlikte toplam 82 filmde rol almıştır.
 
Tarık Akan: “Solcuydu; ama hiçbir eylemimize katılmadı”
Tarık Akan, Kemal’ın politik duruşu hakkında şöyle konuşur: Kemal, solcuydu. Fakat bunu hiçbir zaman belli etmedi. Ne konuştu, ne de herhangi bir eylemin içinde oldu. Hep kaçtı bundan.
 
Hülya Koçyiğit: “Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği kurulması için çalıştı; ama oraya da üye olmadı.”
Hülya Koçyiğit de Sunal’ın politik kimliği hakkında yorum yapar: “Politik kimliğiyle öne çıkmak istemezdi. Bizim oyuncu derneğimize üye olmadı. Daha sonra ÇASOD’un (Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği) kurulması için çalıştı; ama oraya da üye olmadı.
 
Zeki Alasya: “Aptal sanılırdı. Ancak son derece zeki bir adamdı”
Zeki Alasya’nın Kemal’a dair farklı bakış açıları vardır: “Aptal sanılırdı. Ama son derece zeki bir adamdı. Kendi kurallarını koydu. Çaresizdi çünkü… Korkaktı da. Çok üstüne geldiler. Ben de gittim. Ama saygısızlık yapmadım”
 
Liseyi Vefa Lisesi’nde bitirdi
Ortaokul ve liseyi toplamda 11 yılda bitirir. Hababam Sınıfı’nın bir nevi provası sayılabilir.
 
Şükran Esen (yüksek tez hocası): “Doktora yapmayı düşünüyordu”
51 yaşında Marmara Üniversite İletişim Fakültesi’nden mezun olan Kemal için yüksek tez hocası Şükran Esen şöyle konuşur: “Doktora yapmayı ve okulda kalarak öğretim üyesi olmayı düşünüyordu”
 
Arif Keskiner: “Biz votka içiyor sanırdık, o su içermiş”
Yeşilçam oyuncularının sıklıkla vakit geçirdiği Çiçek Bar’ın sahibi Arif Keskiner, Kemal’a dair bildiklerini şöyle özetler: “Hep viski içerdi, doktor yasaklayınca bıraktı içkiyi. Votka içiyorum diye 2 sene su içerek kandırdı bizi”
 
Bizden bir not : Rahat uyu gülen adam, toprağın bol olsun. İyi ki vardın, iyi ki varsın. Biz senden çok şey öğrendik.