27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Kurtulmuş: Rusya, saldırıdaki hava araçlarının kendilerine ait olmadığını teyit etti

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu sonrası soruları yanıtladı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Rusya, 2 askerin şehit edildiği saldırıdaki hava araçlarının kendilerine ait olmadığını teyit etti' dedi.

28 Kasım 2016 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:

Numan Kurtulmuş'un açıklamalarından satır başları şöyle:

Bu karar gözden geçirilmesi gereken bir karardır. Bu tavsiye kararı Avrupa'da son zamanlarda yükselen aşırı sağın Avrupa Parlamentosu'nu etkilediği aşikardır. Bu kararın özellikle Avrupa siyaseti tarafından alarm verici niteliktedir. Bu kararın bizzat kendisi Avrupa'nın kendi değerleriyle çelişen bir karardır. Vizyonsuz, çifte standartlı bir karardır. Bu kararı yok hükmünde kabul ediyoruz, bunun siyasi sonuç doğurmadığını bir k ez daha ifade ediyoruz. 
 
GERGİNLİĞİN TARAFI AB İÇİNDEKİ BAZI HASMANE ÇEVRELERDİR
 
Bu karar sadece Türkiye ile ilgili değil, bu karar AB'nin içe kapanmasını sağlayan bir karardır. Ben liderler toplantısında bu kararın tersine bir yaklaşım sergilenmesinin önemli ve hayati olacağını ifade etmek isterim. Bu ilişkilerin gerginleştirilmesinin nedeni Türkiye tarafı değildir. AB'nin içindeki bazı siyasetçileri, bazı siyasi çevrelerin tarafgir, hasmane, vizyonsuz davranış ve tavırlardır. Gerginliğin tarafın AB içindeki bazı siyaset çevrelerin olduğunu altını çizmek isterim. İlişkilerin daha olumsuz bir çizgiye gitmesini istemeyiz. Avrupa'da İslam, Türkiye ve yabancı terör örgütlerinin etkisinden çıkarak yeniden AB'nin vizyoner bir sürece girmesini tavsiye ederiz. Bunu önemli bulduğumuzu ifade etmek isteriz. 
 
KIBRIS'TA EŞİT VE ADİL YÖNETİŞİMİ ESAS ALAN BİR BARIŞ İSTİYORUZ
 
Türkiye Kıbrıs'ta konuya hassasiyetle yaklaşmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşların serbest dolaşımıyla ilgili hassasiyetine korumaktadır. Biz Kıbrıs'ta çözümden yanayız. Ne var ki bazı ilkelerin Türkiye için vazgeçilmez olduğunu belirtmek isteriz. İki taraflı, eşit ortaklığa dayalı bir anlayışın bu görüşmelerde hakim olduğunu, adil yönetişimin de önemli olduğunu söylüyoruz. Türkiye'nin garantörlüğünün de fevkalade önemli olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bu yıl sonuna kadar görüşmelerden olumlu bir sonuç alacağını umut ediyorduk. En kısa sürede adil, kalıcı iki tarafı esas alan etkin bir yönetişimi esas alan bir sonuca ulaşılmış olacağını ümit ediyoruz. 
 
FIRAT KALKANI OPERASYONU'NDA ÖNCELİKLERİMİZ DEVAM ETMEKTEDİR
 
Türkiye'nin Suriye'de yeni bir barış perspektifinin ortaya konulması gibi bir önceliği vardır. Bu anlamda ilgili bütün taraflarla Suriye'de bir çözümün ortaya çıkması için müzakerelerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Fırat Kalkanı Operasyonu'nda Türkiye'nin öncelikleri devam etmektedir. En önemli husus 5 bin kilometre karelik alanın DEAŞ terör örgütünden temizlenmesidir. Bu alanın temizlenmesi için ilgili tarafların destek olmalarını, yardımcı olmalarını bekliyoruz. 
 
PYD'NİN MENBİÇ'TE İLERLEMESİ TÜRKİYE'NİN MENFAATLERİNE AYKIRIDIR
 
PYD'nin Menbiç'te ilerlemesinin Türkiye'nin menfaatlerine aykırı olacağını tekrarlıyoruz. Operasyonlar öncesinde tarafları bilgilendiriyoruz. Musul bölgesinde DEAŞ'a karşı başlatılan operasyonda, başlangıcından itibaren Türkiye'nin de katıldığı ortak bir anlayışla sürdürülmektedir. Telafer ve Sincar'ın terör örgütlerinin tasallutu altına girmesine karşı müteyakkız olmasını her vesile ile ifade ediyoruz.
 
TURKUAZ KART'TA SON AŞAMAYA GELİNDİ İMZAYA AÇILDI
 
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız konuyu etraflıca gündeme getirmiştir. Uluslararası şirketler, Türkiye'de geçici olarak çalışanların Turkuaz karttan nasıl yararlanacaklarıyla ilgili çalışmalar son aşamaya getirilmşitir. Cazibe merkezleriyle ilgili kalkınmadaki öncelikli adımlar tespit edilip Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmıştır. Hayırlı olmasını diliyorum. 
 
SAYIN PUTİN UÇAKLARIN KENDİLERİNE AİT OLMADIĞINI SÖYLEDİ
 
Rusya açıkça bu saldırıda bulunan hava araçlarının kendilerine ait olmadığını bizzat sayın Putin vasıtasıyla teyid etmiştir. O bölgedeki bütün hareketlilikle ilgili kayıtlar vardır. Türkiye'nin yaptığı harekat, gizli, kapaklı başkalarının aleyhine olacak bir operasyon değildir. Bölgeden DEAŞ'ın çıkarılmasıyla ilgili bir operasyondur.
 
MHP ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ İNCELEDİKTEN SONRA CEVAP VERECEK
 
Şu anda MHP teknik düzeyde Anayasa değişiklik paketiyle ilgili çalışmalarını sürdürüyor. En kısa zamanda bize görüşlerini bildireceklerdir. En kısa zamanda sonuca ulaşacağımızı ümit ediyoruz.
 
TÜRKİYE ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMIŞTIR SIRA AVRUPA'DADIR
 
Geri Kabul Anlaşması'na Türkiye bütünüyle uyuyor. Bu anlaşma sadece Yunanistan'la değil; AB'yle yapılan bir anlaşmadır. Eşzamanlı olarak iki anlaşma yürütülmüştür. Bunlardan biri Vize diğeri Geri Kabul'dür. Türkiye üzerine düşeni yapmıştır. Türkiye'den yasadışı olarak Avrupa'ya giden göçmenler sıfıra düşmüştür. AB tarafının da kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi, Vize Serbestisi'ni bir an evvel uygulamaya koymalıdır. AB'nin göçmenlere yapmış olduğu destekleri, yükünü hafifletmek açısından 3 milyar bir fon açıklamıştır. AB'nin bu işi bir takvime bağlamasını temenni ediyoruz. 
 
330'U DA BULSAK 367'Yİ DE BULSAK MUTLAKA MİLLETE GİDERİZ
 
Biz kimsenin nasıl hareket edeceğiyle ilgilenmeyiz. Siyaset somut bir iştir. Biz 330'u da bulsak 367'yi de bulsak millete gideriz. Atılacak bu önemli adımın mutlaka millete sorulması gerekiyor. Parlamentoda en az 330'u aşacak noktaya geliyoruz. 
 
DOLAR BELLİ BİR SÜRE SONRA BELLİ BİR SEVİYEYE DÜŞECEKTİR
 
TL'yi özendirmek için somut planlarımız var. Türkiye'nin yapmış olduğu ticaretin de TL üzerinden yapılmasını sağlayacak girişimlerde bulunuyoruz. Ancak hiç kimsenin Dolar şu hafta şuraya çıkar ya da düşer deme gücü yoktur. Hatta bu tür paralar üzerinde bazen spekülasyon yapanların böyle bir gücü olmadığını ifade etmek isterim. Türkiye ekonomisi birtakım yapısal zaafiyetler gösterdiği için döviz dalgalanıyor değildir. Ağırlıklı olarak Türkiye'nin dışındaki şartlardan kaynaklanan bir türbülans sözkonusudur. Dolar belli bir süre sonra bir seviyeye düşecektir.
 
BAŞKA ÜLKE TÜRKİYE YERİNDE OLSA HALLAÇ PAMUĞU GİBİ OLURDU
 
Türkiye büyük krizlere rağmen Türkiye ekonomisi bunlardan etkilenmemiştir. Bu krizden de etkilenmeyeceğini belirtmek istiyorum. Başka bir ülke olsaydı hallaç pamuğu gibi savrulmuştu. Türkiye kendisine yönelik terör tehditlerini önlemeye çalışıyor. FETÖ'nün darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalıyor. Allah'a şükür saman çöpü gibi oradan oraya savrulmuyorsa, makro ekonomisinin oturmuş olmasıdır.
 
AVRUPA BİZİM RİCAMIZ ÜZERİNE PKK'YI LİSTEYE ALMAMIŞTIR
 
Taşeron meselesiyle ilgili olarak önümüzdeki günlerde son şekli verilerek Bakanlar Kurulu'na getirilecektir. AB PKK'yı terör listesine alırken sadece bizim ricamız üzerine almamıştır. PKK Avrupa ülkelerinde çok sayıda terör faaliyetinde bulundu. AB'nin PKK'yı terör örgütleri listesine koymasının temel nedeni budur. Bu süreç içerisinde PKK silahı bırakmış, terör örgütü olma hüviyetini yitirmiş bir grup değildir. Daha karanlık ve daha kanlı bir örgüt hüviyetini kazanmıştır.
 
AVRUPALI MAHKEMELERİN KARARI TERÖRE DESTEK MAHİYETİNDE
 
Avrupa'daki mahkemelerin kararı terör örgütüne destek mahiyetindedir, asla kabul edilemez. Bunun ortadaki realiteyle hiçbir ilgisi yoktur, Avrupa açısından elem vericidir. 
 
ÜMİT EDERİZ Kİ REFERANDUMA GİDERKEN OHAL KALDIRILIR
 
OHAL'in ilan edilmesi bir gereklilik dolayısıyla olmuştur. Türkiye uçurumun kenarından döndü. Darbe teşebbüsü son anda biraraya gelmiş 3-5 tane cuntacı tarafından yapılmamıştır. Bu darbe teşebbüsünün arkasında 40 yıllık bir hazırlık vardır. Bir kısmı hâlâ devletin içerisinde bulunan unsurlardır. Devletin darbe tehdidinden, cuntacı zihniyetinden kurtulması için çok titiz çok hassas bir çalışma sürdürülüyor. Bunun vakit alacağı açıktır. İsteriz ki, yarın sabah bitirelim bu işi. OHAL gerektiği kadar ilan edilecek. Ümit ederiz en kısa zamanda bitirip ciddi bir şekilde normalleşme sürecine başlar. Ancak OHAL vatandaşın hayatını etkilemiyor. Umut ederiz ki, referanduma gidilmeden evvel OHAL sonuçlanmış olur.
 
HAŞDİ ŞABİ MUSUR VE TELAFER'E KESİNLİKLE GİRMEYECEK
 
Haşdi Şabi konusundaki titizliğimiz her vesileyle Irak hükümetiyle paylaşıldı. Talefer ve Musul'a girmemesi için bir ittifak sözkonusudur. Irak Parlamentosu Haşdi Şabi'yi en azından kısmen meşrulaştıran bir karar almıştır. Haşdi Şabi bu şehirlere girmeyecek, oralarda olası bir mezhep çatışmasının kapısı açılmayacaktır. Ümit ederiz Irak Başbakanı bu sözlerinin arkasında durur. Mezhep çatışmalarının ateşini fitilleyecek bir adım atılmamış olur ümit ederiz. 
 
AÇILAN DAVALARI YÖNLENDİRCİ BİR ŞEY SÖYLEMEYİZ
 
Biz siyasetçiyiz. Açılmış olan  davalarla ilgili yönlendirici bir şey söyleyemeyiz. Şu anda hukuki bir süreç  var. Tutuklu olan her bir milletvekilleriyle oluşmuş farklı şartlar var. Dolayısıyla onlarla ilgili karar vermek bize düşen bir şey değildir. Hep beraber bekleyip göreceğiz. Süreç tamamıyla bağımsız mahkemelerin kontrolü altındadır.