21 Mayıs 2024 Salı / 14 Zilkade 1445

Kut'ül Amare zaferi savaşı ne demek? Ne zaman kutlanacak?

Meclis ve Milli Eğitim, Kut’ül Amare Zaferi’nin 100. yıldönümü etkinliklerinin görkemli bir biçimde düzenlenmesi kararlaştırdı. Kut'ül Amare savaşı 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak'ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir.

29 Nisan 2016 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Kut'ül Amare zaferi savaşı ne demek? Ne zaman kutlanacak?
Kut'ül Amare savaşı Türkiye'de 1952 yılına kadar Kut Bayramı adı altında kutlandı. Fakat Türkiye'nin NATO'ya girmesinden sonra Kut'ül Amare savaşı unutturulmaya çalışıldı. İngilizllerin yaptığı büyük baskı sonucu bu büyük zafer ders kitaplarından bile çıkartıldı. Peki Kut'ül Amare savaşı nedir? Kut'ül Amare savaşı 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak'ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir
 
 
KUT-ÜL AMARE MUHAREBESİNDE NELER OLDU
 
Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu'nun Komutanlığı'na atanarak 5 Aralık'ta Bağdat'a varan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa'nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey'in birlikleri 27 Aralık'ta Kut'u kuşattı. İngilizler Kut'u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki kolorduyla hücuma geçti ancak, 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi'nde 4.000 askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede 9. Kolordu Komutanı Miralay 'Sakallı' Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa'nın kendisinden bir yaş küçük olan amcası Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.
 
İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi'nde 1.600, 21 Ocak Hannah Muharebesi'nde 2.700 askeri kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler mart başında tekrar taarruza geçti. 8 Mart 1916'da Sabis mevkiinde Miralay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu'ya hücum ettilerse de 3.500 asker kaybederek geri çekildiler. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi.
 
 
KUT-ÜL AMARE SAVAŞI VE KUŞATMASI NEDİR?
 
Osmanlı Ordusunun Birinci Dünya Savaşı’nda çarpıştığı cephelerden biri, İngilizlere karşı oluşturulan Irak cephesidir. Osmanlı dönemi kaynaklarında Irak-ı Arap olarak adlandırılan bölge, Dicle, Fırat havzasında tarihteki Mezopotamya’yı (Verimli Hilal) içine alır ve Basra Körfezi’ne kadar uzanır.
 
Irak petrollerini ele geçirmeyi amaçlayan İngilizler, 6 Kasım 1914 tarihinde Basra Körfezinden Şattülarap ağzındaki Fav mevkiine asker çıkararak saldırıya geçmişler, ilerleyen aylarda bu saldırılarını kuzeye doğru genişletmişlerdir. İngilizler, 3 Haziran 1915 tarihinde Kut’ül-Ammare’yi, Temmuz ayı sonlarına doğru da Nasıriye’yi işgal etmişlerdir. 23 Kasım 1915’de ileri harekata geçen Türk birlikleri, General Townshend komutasındaki İngiliz ordusunu geri püskürterek Kut-ül Ammare’de çember içerisine almayı başarmışlardır. Kut’ül-Ammare’yi bir kale gibi savunan General Townshend, 29 Nisan 1916 tarihinde teslim olmak zorunda kalmıştır. Türkler, Kut’ül-Ammare’de İngilizlerden başta Tümen Komutanı General Townshend olmak üzere toplam 13 general, 481 subay ve 13.300 askeri esir almışlardır.
 
Tarihe Kut ül Amare zaferi olarak geçen savaşlar sırasında İngilizler 40 bin kayıp ve esir verirken Türk birlikleri ise 25 bin askerini kaybetti. Kut ül Amare savaşı sırasında Türk birlikleri sınırlı sayıda uçakla önemli görevler yaptı. Keşif görevleri yapan Türk uçakları bir taraftan da düşman hedeflerini bombardıman etti. 26 Nisan 1916’da Kut ül Amare’deki İngiliz kuvvetlerine erzak yardımına çalışan bir İngiliz uçağı da Türk avcı uçağı tarafından düşürüldü.
 
Ancak kazanılan bu tarihi zafere rağmen savaşın genelinde mağlup olan Türk ordusu, takviye edilen İngilizlerin bölgeyi Şubat 1917’de işgal etmesine engel olamadı. Irak’ın güneyine 1914 sonlarında çıkarma yapan İngilizler, ancak Mart 1917’de Bağdat’a ulaşarak kenti işgal etti.
 
Kut’ül-Ammare Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun zor şartlar ve imkansızlıklar içerisinde, Çanakkale’den sonra kazandığı ve bir İngiliz tümeninin bütün personeli ile birlikte esir alındığı eşsiz bir zaferdir. Halil Paşa, Kut’ül-Ammare zaferinden sonra 6’ncı Ordu’ya yayınladığı mesajında şöyle demiştir:
 
“Arslanlar!
 
Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.
 
Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10.000 erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general, 481 subay ve 13.300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30.000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir.
 
Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır.
 
İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.”
 
Avustralyalı araştırmacı Dr. Gaston Bodart tarafından Kut’ül-Ammare Zaferi, “İngiliz prestijinin Birinci Dünya Savaşı’nda yediği en büyük darbe olarak yorumlanmaktadır.”
 
Halil Paşa, Kut’ül-Ammare’nin teslim alındığı gün orduya bir tebrik mesajı yayımlamış ve bu günün “Kut Bayramı” olarak kutlanmasını istemiştir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kut'ül Amare Zaferi kutlaması için Bağdat'tan geldiler
 
Kut'ül Amare Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümü kutlamalarına katılacak olan Iraklı aşiret liderleri Bağdat'tan Türkiye'ye hareket etti.
 
Kut'ül Amare Savaşı'nda Osmanlı ordusunun yanında yer alan Iraklı El-Beyat, Beni Lam, Ez-Zubeydi, El-Bezzun, Es-Sadun ve El-Muntefik aşiretinin bugünkü liderleri, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliğinin katkılarıyla kutlamalara katılmak üzere Bağdat'tan İstanbul'a yolcu edildi.
 
Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliğinde AA muhabirine konuşan Beyat (Bayatlı) aşireti lideri Visam el-Beyati, "Atalarımız, Kut'ül Amare ve Şuaybe Savaşı'nda İngiliz güçlerine karşı Osmanlı ordusunun yanında yer aldı. Kut'ül Amare Zaferi, Müslüman topraklarının muhafaza ve müdafaa edilmesinde önemli mücadele sembollerinden biridir" dedi. 
 
Irak-Türkiye ilişkilerine de değinen Beyati, şunları kaydetti: 
 
"Irak halkı, Müslüman, komşu ve dost ülke Türkiye'ye karşı sevgi doludur. Türkiye'nin de Irak'a karşı olumlu yaklaşımı söz konusu ve bu Osmanlı zamanından beri bakidir. Türkiye, İslam tarihi, uygarlık ve bilim açısından gelişmiş ülke statüsünde yer alıyor. Türkiye, Ortadoğu bölgesinde güçlü irade ve karar sahibiyken, DAEŞ ile mücadelede de çok önemli rol üstleniyor." 
 
"İngiliz zulmüne karşı Osmanlı'nın yanında yer aldık" 
 
Irak'ın Basra kentindeki Bezzun Aşireti lideri İmad el-Bezzuni de Birinci Dünya Savaşı'nda Iraklı aşiretlerin Osmanlı'ya büyük destek verdiğini belirterek, "Kut'ül Amare ve Çanakkale Zaferleri'nde Iraklı aşiretlerin önemli rolü olmuştu. Kut'ül Amare Savaşı'nda Iraklı güney aşiretleri İngiliz zulmüne karşı Müslüman Osmanlı'nın yanında yer aldı. Iraklı aşiretler Osmanlı ordusuyla birlikte Kut'ül Amare'de İngilizlerin tüm yardım yollarını kesti ve böylece Osmanlı'nın muazzam başarısı elde edildi." diye konuştu. 
 
Türkiye'nin günümüzde de bölgede önemli bir pozisyonu olduğunu söyleyen Şeyh Bezzuni, şöyle konuştu: 
"Türkiye ile Irak özellikle ticaret alanında çok önemli mesafe katedebilir. Bu da Irak'ta istikrarın sağlanması ve işsizliğin ortadan kalkmasına büyük katkı sunar. Türkiye'ye ve Türk yetkililerine büyük saygı duyuyoruz ve ilişkilerin daha da güçlenmesini arzu ediyoruz. Bu ziyaretimiz sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve diğer yetkililerle de bir araya gelerek iki ülke halkının çıkarına hizmet edecek dostluk ilişkilerimizi daha da pekiştireceğiz." 
 
Birinci Dünya Savaşı'nda Irak'ta İngilizlere karşı mücadele eden Osmanlı ordusu, 29 Nisan 1916'da Kut'ül Amare'de son büyük zaferini kazanmıştı. Zaferin 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla yarın İstanbul'da büyük bir tören düzenlenecek.