20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

O küreyi çatlattık

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun telefon diplomasisi, yaptırımlara karşı çıkması, İranlı Bakan’ı kabul etmesi, Katar’a asker gönderme kararının Meclis’ten geçmesi ve gıda yardımı Katar’ı kuşatma çemberini kırdı.

STAR / ANKARA9 Haziran 2017 Cuma 07:00 - Güncelleme:
O küreyi çatlattık

ABD Başkanı Trump’ın Mayıs ayındaki ziyaretinin ardından Suudi Arabistan öncülüğünde 8 körgez ülkesinin Katar’a uyguladığı abluka kumpası, Türkiye’nin adımlarıyla etkisini yitirmeye başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar krizinde öncü bir rol alarak “küre”nin etrafında oluşan ve bölgede savaş söylemlerine yol açan oyunu bozan bir tutum sergiledi. Krizin ilk gününden itibaren sergilenen mekik diplomasisiyle tüm taraflarla görüşen Erdoğan, sorunun diyalogla çözümünü telkin etti. Mekik diplomasisi sonrasında ilk yumuşama sinyali ABD’den geldi.  

ERDOĞAN DOKTRİNİ

Geçmişte bölgemizde yaşanan krizlerde Türkiye genelde ‘bekle-gör’ politikası izlerdi. Katar konusunda yaşanan gelişmelerle birlikte Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT) dönem başkanı pozisyonunu da kullanarak inisiyatif aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, krizin çıktığı ilk günden itibaren öncü bir rol üstlenerek yoğun bir telefon diplomasisi yürüttü. İlk gün, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Sabah ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Al Suud ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan ertesi gün mekik diplomasiyi sürdürerek, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa El Halife, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Lübnan Başbakanı Saad Hariri ve Malezya Başbakanı Necip Abdürrezzak ile görüşmeler yaptı. İran Dışişleri Bakanı Zarif ile de krizi konuştu.

DİYALOG ÇAĞRISI

Katar’a uygulanan yaptırım kararlarını doğru bulmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mekik diplomasisi ile de bölgedeki meselelerin diyalog ve diplomasiyle çözülmesi gerektiğini hatırlattı. Katar’ı “terörizme destek vermekle” suçlamanın haksızlık olduğunu ifade eden Erdoğan, sorunla ilgili olarak “Katar’a karşı başlatılan yaptırımları doğru bulmadığımızı peşinen ifade etmek istiyorum” diyerek, haksızlığı yüksek sesle dünya kamuoyuna açıkladı.

İRAN’LA ORTAK TAVIR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sorunun çözümü için öncü rol üstlenmesi sonrasında İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif Türkiye’ye bir çalışma ziyareti yaptı. Zarif, Katar krizinin çözümü için iki ülkenin ortak hareket etmesinin önemine vurgu yaptı. Türkiye’nin sorunun çözümü için gösterdiği çabanın bir diğer yansıması ise ABD’de yaşandı. Türkiye’nin diplomasi atağı, Katar’a yapılanların yanlışlığına vurgu yapılması, İranlı Bakan’ın Türkiye ziyareti, asker gönderme kararı ve Katar’a gıda yardımı sonrası ABD Başkanı Trump sürpriz bir şekilde Katar Emiri Al Sani’yi aradı. Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Yemen, “teröre destekle suçladıkları” Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiklerini açıklamıştı.

Doha’ya destek yürüyüşü      

Suudi Arabistan öncülüğünde 8 ülkenin abluka uyguladığı Katar’a destek amacıyla Taksim’de bir araya gelen grup, “Katar Yalnız Değildir” sloganıyla açıklama yaptı. Galatasaray Lisesi önünde toplanan Katar Dostluk Grubu üyeleri, ellerinde Türk ve Katar bayraklarıyla, “Mehmetçik Katar’a”, Katar yalnız değilsin” şeklinde sloganlar attı. Öte yandan Katar’a, Twitter’da açılan «#KatarYalnızDeğildir” hashtagına da destek mesajları yağıyor. “Katar’dan Türkiye’ye Osmanlı selamı”, “Türkiye-Katar kardeştir”, “Dostlardan vazgeçilmez” paylaşımları yapıldI.

Katar yasasını onayladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar topraklarında Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasına ilişkin 7022 ve 7023 sayılı kanunları onayladı. Buna göre Katar’da mevcut durumda bulunan yaklaşık 200 Türk askeri varlığı, 5 bine kadar çıkabilecek. Anlaşmalarla; İç güvenlik eğitimi, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele eğitimi, toplumsal olaylara müdahale eğitimi, askeri kolluk görevlerine yönelik eğitimler ve mobil eğitim timi görevlendirmeleri yapılabilecek.

TRUMP’I REDDETTi

ABD’den önceki gün yapılan açıklamada “Başkan, Beyaz Saray’da gerek duyulursa bir toplantı yapılması da dahil, taraflara farklılıklarını çözmeleri konusunda yardım etmeyi teklif etti” denildi. Açıklamada Katar ile diğer tarafların ABD’de buluşturulması teklifi yapıldı. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ise Trump’ın bu davetini reddetti. Oysa krizin çıktığı ilk gün Başkan Trump Twitter’dan “Suudi Arabistan ziyaretinde, Kral’la ve 50 ülkeyle yaptığımız ziyaretin işe yaradığını görmek iyi. Onlar, radikalizmin finansmanı konusunda katı bir tutum alacaklarını söylediler ve bütün söylenenler Katar’ı işaret ediyordu. Belki bu terörizm korkusu için sonun başlangıcı olacak” demişti.

Türk askeri bölge güvenliği için geliyor

Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani Türk askerlerinin bölge güvenliği için ülkesine geleceğini söyledi. “Krize askeri çözüm bulunmasından yana değiliz” diyen Al Sani, “İzole edildik çünkü başarılıyız ve ilerliyoruz” şeklinde konuştu. Al Sani ayrıca, yarın Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile  Moskova’da görüşecek.

HOŞGELDiN TÜRK ORDUSU

Türkiye’nin asker gönderme adımı Katar’da büyük sevinçle karşılandı. Türk bayrağının önünde duran bir Türk askerinin fotoğrafının altına “Türk ordusu hoş geldin” yazan twitter kullancıları paylaşımlarda bulundu. Yine Katar’da çalışan Feyza Gümüşlüoğlu durumu şu ifadelerle anlattı: Bu kararı halk memnuniyetle karşıladı. Zaten Katar ile Türkiye arasındaki savunma anlaşması ilk imzalandığında da tepkiler çok olumluydu. ABD son yıllarda halk nezdinde güvenirliğini kaybetmeye başlamıştı.”

BAE’den küstah tehdit 

Birleşik Arap Emirlikleri, Katar’ın Türkiye’den yardım istemesinin krizde ‘trajik sayfa açabileceğini’ söyledi. BAE Dışişleri Bakanı Enver Muhammed Gargaş Twitter’dan şunları kaydetti: “Kafa karıştıran, kafası karışmış kardeş ülkenin krizi tırmandırması ve 2 Arap olmayan ülkeden yardım talep edip, bir tanesinden de askeri koruma istemesi, krizde yeni bir trajik ve komik sayfa açabilir.” Gargaş, krizin en ‘tuhaf’ kısmının, ‘kardeş ülkenin’ kimlerle (İran, Türkiye, Hamas..) taraf olmasında olduğunu da vurguladı.