7 Ekim 2025 Salı / 15 RebiülAhir 1447

Yiğit Bulut: Ey sizi Ebu Cehiller, daha bunu bilmiyorsunuz gazeteciyiz diye program yapıyorsunuz

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, Derin Analiz programında bazı medya kuruluşlarının “Türk Telekom borcunu ödeyemiyor” yalanıyla algı operasyonu yürütülmesine sert tepki göstererek “Türk Telekom’un bahsedilen söz konusu bir borcu yoktur. Ey sizi Ebu Cehiller, daha bunu bilmiyorsunuz gazeteciyiz diye program yapıyorsunuz” dedi.

star.com.tr-özel4 Ekim 2017 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve aynı zamanda Türk Telekom’un yönetim kurulu üyesi olan Yiğit Bulut, TRT Haber TV'de Hasan Kurtulmuş'un sunduğu Derin Analiz programında emperyalist güçlerin beslemeleri bazı medya kuruluşlarınca Türk Telekom’u hedef alan yalan ve iftiralara sert tepki göstererek “Türk Telekom’un bahsedilen söz konusu bir borcu yoktur. O borç Türk Telekom’u özelleştirmede yüzde 55 hissesini alan OTAŞ adlı şirkete aittir. Bu borç özelleştirme borcu da değildir. Bu borç 3 büyük banka, birkaç küçük bankadan alınan ve o şirketin yani OTAŞ’ın faaliyetlerinde kullanılan ve geri ödenemeyen bir borçtur. Borcun Türk Telekom’un tüzel kişiliğiyle en küçük bir alakası yoktur” dedi

Yiğit Bulut'un konuya ilişkin yaptığı değerlendirmeler şöyle...

ANTİ-EMPERYALİST MÜCADELE

Anti-Emperyalist mücadele verecek birçok isim yok edilmiş.  Anti-Emperyalist mücadele veren Recep Tayyip Erdoğan yok edilmek istenmiş. Bu topraklardaki anti-emperyalist mücadeleyi anlamamız lazım. Gerçek bir anti-emperyalist mücadele faize karşı mücadeledir.  Gerçek bir anti-emperyalist mücadele emperyalizm kurumlarına karşı mücadeledir. Türkiye’yi yatırım bankalarına teslim etmezsen arkandan böyle kuyu kazarlar/kazıyorlar. Türkiye’yi yatırım bankalarına teslim edenleri göklere çıkarırlar, onlarla ilgili gazetelerde birçok övgü çıkar, bir tane eleştiri çıkmaz. Ama kim ki emperyalizmin kurumlarına karşı bu ülkede mücadele eder, onun adını kızıl elmacı koyarlar. Kim ki emperyalizmin kurumlarına karşı bu ülkede mücadeleyi başlatır, IMF’yi 200 yıl sonra bu topraklardan çıkartır, kefenimi girdim de geldim der, muhtar bile olamaza derler. Onun için bu ülkenin insanları bazı şeyleri anlamazı gerekiyor.

"BU BESLEMELER DÜNYANIN HER YERİNDE"

Davos’a gidip baş okşatanlar. Almanya şansölyesine baş okşatanlar. İngiliz kraliçesine baş okşatanlar. Bunları koyacak yer bulamazlar bu bazı medya kuruluşları, el üstünde tutarlar. Kim ki gerçeği söyler, kim ki anti-emperyalist mücadeleyi yapan liderin peşinden gider, onlarla ilgili sürekli karalama kampanyası başlatılır. Bu emperyalizmin beslemeleri dünyanın her yerinde, basın kuruluşlarında da vardır. Ne zaman bu sorunu açtık, beslemelerin bana olan saldırısı kat be kat arttı. Her türlü yalan ve iftira hiç biri gerçek değil. Ortaya konan ciddi bir eleştiri de yok. Ne diyorlar jöleli diyorlar, hayatta da jöle sürmedim. Aslında burada karşınızdakinin ne kadar şeref yoksunu olduğunu görüyorsunuz. İnsan gibi bir eleştiri ortaya koyamıyor. Neden çünkü amaç karşısındaki toplumda küçük duruma düşürmek, itibarsızlaştırmak. Emperyalizmle mücadele eden herkese aynı muamele yapılıyor, bu benim için gururdur. Bu tip kalitesiz insanların bana hakaret etmesi benim için bir gururdur. Keşke daha çok hakaret etseler. Onlar beni adam yerine koyarsa ben adam değilim, aynaya gider suratıma tükürürüm. İnsanlar bazı şeyleri unuttu, hatırlatayım; ben bir medya kuruluşunda en yüksek maaşı alanlardan birisiyken hiçbir yere geçmeden sabah canlı yayında istifa ettim. Başka kurumla anlaşmadan. O kuruma aylar sonra geçtim. Bunu unutmasın insanlar. O kurumda çalıştıktan sonra Başbakan Başdanışmanı olarak atandım.

“AÇ ÖLMEYİ NASİP ETSİN ALMANYA’YA BAŞ OKŞATMAKTANSA”

Biz 20 yıldır finansal sömürü düzeninin nasıl çalıştığını anlatmaya çalışıyoruz. Finansal sömürü düzenine nasıl karşı çıkılması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Ama 20 yıldır yatırım bankalarına Türkiye’yi peşkeş çekenler aynı medyanın en üst köşelerinde sürekli pohpohlanıyorlar. Ne Türkiye’yi peşkeş çekmeyi Allah bize nasip etsin, ne de onların gazetelerinde pohpohlanmayı nasip etsin. Aç ölmeyi nasip etsin onlarla birlikte olmaktansa. Aç ölmeyi nasip etsin Almanya’ya baş okşatmaktansa, aç ölmeyi nasip Davos’a gidip el ayak öpmektense. Recep Tayyip Erdoğan’a neden saldırıyorlar, çünkü 1930’lardan sonra kesilen Menderes, Özal ve Erbakan döneminde dönem dönem başlayan anti-emperyalist mücadeleyi 15 yıldır kesintisiz devam ettiriyor. Bunun sağı solu Kuzey’i Güney’i yok, bu sağcı solcu mücadelesi değil.

TÜRK TELEKOM’A ŞANTAJ

Türk Telekom’dan yapılan bir açıklama var. Halka açık bir şirket hakkında birkaç zamandır Hürriyet gazetesinde karalama kampanyası devam ettiriliyor. Bunun sebebi çok açık ve net söyleyeyim reklam pastasından çok yüksek paylar almaya alışanlar eskisi gibi alıştıkları ballı börekleri bulamayınca dönüp devletin kurumlarına. Özel kurumlara, özel şirketlere, özellikle kamuya saldırıyorlar özellikle. O dönem bitti arkadaş, bedavadan size reklam pastası yok. Hakkınız kadar alacaksınız, “ben bu ülkenin en büyük medyasıyım, bana bu kadar vereceksin…” o dönem bitti. Mafya babası gibi haraç kestiğiniz dönem geride kaldı. Artık alışın buna. Türk Telekom’un açıklamasını söylüyorum;

1 Ekim 2017 Pazar günü Hürriyet gazetesinde Türk Telekom'un yüzde 55 hissedarı OTAŞ'ın borcunu ödeyememesinin getireceği değişiklikleri konu alan ve içinde çok temel yanlışlar barındıran bir yazı kaleme alınmıştır. Jale Özgentürk'ün 'Ekonomi Fısıltıları' adlı köşesinde yayınlanan bu yazıda Türk  Telekom CEO'su Dr. Paul Doany, maalesef şirketin yönetim kurulu başkanı olarak  yer almıştır. Ancak Dr. Paul Doany, Türk Telekom'un yönetim kurulu başkanı olmadığı gibi, yönetim kurulu üyesi de değildir. Hürriyet, fısıltılar yerine gerçeklerin peşinde olsaydı, Türk Telekom'un resmi web sitesine kısacık bir ziyaretle bu bilgiye kolayca ulaşabilirdi.

Aynı yazıda sadece dedikodulara dayanarak bir başka temel yanlışa daha imza atılmış ve Türk Telekom'da halen üst düzey yönetici olan Ünal Önal adlı bir şahsın Türk Telekom'un CEO'su olacağına ilişkin bir öngörüye de yer verilmiştir.  Yüzde 15'i halka açık olan, tüm operasyonları ve yönetim kadroları şeffaflıkla kamuoyu ile paylaşılan Türk Telekom'da bu isimde bir yönetici bulunmamaktadır. Bu temel bilgilere yine Türk Telekom'un resmi web sitesinden hızlıca ulaşmak mümkündür. Ancak öyle görünüyor ki Hürriyet, doğru bilgiye ulaşma kaygısı hiç taşımıyor. Yayınlanan bu son yazıyla alakalı olarak Hürriyet'in, Türk  Telekom'dan hiçbir bilgi talebinde bulunmadığı gibi halka açık bir şirketin  geleceğine ilişkin sadece dedikoduları yazmaktan da hiç imtina etmediği… “ gibi.

Türk Telekom’a operasyon yapacağım diye, tehditle daha fazla reklam alacağım diye uzun süredir Hürriyet gazetesi bu tavrını devam ettiriyor, çok açık ve net. Yönetim kurulu üyesi olarak söylüyorum tehditle ve şantajla kimse bizden reklam parası alamaz, hak ettiği kadar zaten veriliyor.

“EY SİZİ EBU CEHİLLER”

Aynı gurubun bir televizyon kanalını özellikle açtım,  bu konuyla ilgili ne diyecekler diye; diyorlar ki “Türk Telekom borcunu ödeyemiyor” Ey sizi Ebu Cehiller, daha bunu bilmiyorsunuz gazeteciyiz diye program yapıyorsunuz. Kendiniz de utanmanız gerekir, yoksa milletten mi utanmanız gerekir. Türk Telekom’un bahsedilen söz konusu bir borcu yoktur. O borç Türk Telekom’u özelleştirmede yüzde 55 hissesini alan OTAŞ adlı şirkete aittir. Bu borç özelleştirme borcu da değildir. Bu borç 3 büyük banka, birkaç küçük bankadan alınan ve o şirketin yani OTAŞ’ın faaliyetlerinde kullanılan ve geri ödenemeyen bir borçtur. Borcun Türk Telekom’un tüzel kişiliğiyle en küçük bir alakası yoktur. Türk Telekom faaliyetleriyle en küçük bir alakası yoktur. Kamu gerekli işlemleri başlatmıştır ve 3 Ekim’de de konuyla ilgili süreç tamamlanmış, bugün kamunun elinde birçok seçenek olmak üzere hukuki birçok detay ortaya çıkmıştır. Yani Türk Telekom’u karalamak adına neler yapılıyor. Savcıları göreve çağırmak zorundayız. Küçük yatırımcılar amatör yatırımcılar her türlü bilginin bilindiği varsayılarak hisse senedi alırlar. Eğer birileri sürekli manipülasyon yaparsa, karalama yaparsa bunun sonu gelmez.