26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Ardını bilmediğin kapıları aç!

İlk kitabında kendi öykü evrenini incelikle kurmaya çalışan Orçun Ünal, yeni kitabı Bu Ben Değilim’de de bu evrenin duvarlarını sağlamlaştırıyor. Biçim ile içeriği son derece ustalıkla harmanlayan yazar, ele aldığı temalar bakımından da bundan uzun yıllar sonra hatırlanacak, hiç eskimeyecek metinlere imzasını atıyor.

İlker Aslan10 Mayıs 2018 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Ardını bilmediğin kapıları aç!
Deneysel öykünün genç ve başarılı isimlerinden Orçun Ünal, ilk öykü kitabı Dekadans ve Ölüm’den (Raskol’un Baltası Yayınları, 2014) dört yıl sonra, Everest Yayınları etiketiyle piyasaya sürülen yeni öykü kitabı Bu Ben Değilim ile okurlarını tekrar selamladı. Ünal’ın ismini farklı edebiyat dergilerinde görmeye alışkınız. Yeniliğe açık, kendini kolay kolay tekrar etmeyen, postmodern edebiyatın pek çok imkânını ustalıkla kullanan ve farklı biçimler denemekten korkmayan yazar, Bu Ben Değilim’de de büyük ölçüde bu çizgisini sürdürüyor. Orçun Ünal’ı kendi kuşağı içerisinde farklı bir noktada konumlandıran da bu farklılığı olsa gerek. Sadece içerik olarak değil, biçim olarak da öyküye ciddi mesai ayırdığı, öykü üzerine düşündüğü fark edilen Ünal, yeni öykü kitabı ile de sözünü ettiğim şahsına münhasır yerini korumaya devam edecek gibi görünüyor.
 
BİÇİM DAHA MI GERİDE?
 
1, 1+1, 1-1, 0 ve½ şeklinde beş farklı ana bölüme ayrılmış olan Bu Ben Değilim toplamda 15 öyküden oluşuyor. İlk öykü kitabı Dekadans ve Ölüm’e oranla Bu Ben Değilim’de biçimi bir nebze daha geri plana attığı söylenebilir Orçun Ünal’ın. Bu anlamda klasik anlatı biçimine yakınlaşmış gibi görünse de yenilikçi ve çizgi dışı duruşunu kaybettiği kesinlikle söylenemez. Tıpkı ilk kitabında olduğu gibi yeni kitabında da sınırları zorlayarak zihnin derinliklerinde, karanlık köşelerinde, keyifli ancak bir o kadar da zor bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Yaşama ve ölüme dair ne varsa, Orçun Ünal’ın öykülerinde bunlardan izler bulmak mümkün. Öyküler bir çırpıda okunup bitirilebilecek metinler olsa bile zihindeki etkisi çok daha uzun sürüyor. Bu anlamda okunması kolay ancak hazmedilmesi zor öyküler. Belli ki Orçun Ünal da bunun farkında. Kutsal Olmayan Üçleme adlı öyküsünde geçen cümleler, belki de bu farkındalığın bir dışavurumu: “Ansızın fark ediyor ki herkesin anlayabileceği bir dilde yazılmamış metni,” diyor Orçun Ünal ve soruyor: “Hem öyle bir dil var mı dünyada? İnsanlar dillerle ayrılmış birbirlerinden. Diller duvarlardan daha aşılmaz, kapılardan daha kapalı, parmaklıklardan daha güçlü. O zaman nasıl ulaşacak metni herkese?”Bu açıdan bakılırsa, Orçun Ünal’ın öykülerinin, “Edebi eserlerde dil, gerçekliğin yahut deneyimin basit bir aracı değil, esasıdır,” diyen Terry Eagleton’ı hatırlatıyor olması da tesadüf değil muhakkak.
 
Bu Ben Değilim’de okurun çıkacağı zorlu yolculuk için öngörülebilir bir rota yok. Ünal, boşlukları seviyor ve okuru yönlendirmekten ziyade onlara geçebilecekleri kapıları gösteriyor. Bu kapıların ardında ne olduğu, biraz da okurun metinle kurduğu ilişkiye; metni alımlama ve yorumlama biçimine bağlı diye düşünüyorum. Çünkü –yine Eagleton’dan bir alıntıyla ifade edecek olursak-, “Okur, daima yazarın kafasında kurduğunu düşündüğü şeye boyun eğmek zorunda değildir.” Bu anlamda Orçun Ünal’ın da okurları serbest bıraktığı, -varsa öyle bir şey- kendi gerçekliğine inandırmaktan ziyade, farklı gerçekliklerin mümkün olduğunu gösterdiği söylenebilir. 
 
BİR DİL USTASI
 
Orçun Ünal, bir tür olarak “öykü” üzerine olduğu kadar, bizatihi yazı ve dilin kendisine dair de düşünmeyi seven bir yazar. (Dil üzerine çalışan bir akademisyen olduğunu da belki hatırlamak gerekli.) Öykülerinde de yazının ve dilin imkânlarını felsefi bir düşünce temelinde kurgulaması, bunun en açık göstergesi gibi duruyor. Bunun dışında Bu Ben Değilim’de de ilk öykü kitabında olduğu gibi ölüm, intihar, hafıza, benlik gibi temaları gündeminden düşürmüyor. Hayal ile gerçek arasında kurduğu sağlam köprüde, çoğu zaman okuru yalnız bırakıp kendi yolunu bulmasını bekliyor. Kitabın son öyküsü olan Duvar: Bir Yürüyüş’te de söylediği gibi: “Evi sırtında olanın yalnızlığı bakidir.”
 
İlk kitabında kendi öykü evrenini incelikle kurmaya çalışan Orçun Ünal, yeni kitabı Bu Ben Değilim’de de bu evrenin duvarlarını sağlamlaştırıyor. Biçim ile içeriği son derece ustalıkla harmanlayan yazar, ele aldığı temalar bakımından da bundan uzun yıllar sonra da hatırlanacak, hiç eskimeyecek metinlere imzasını atıyor. Yalnız yürümekten, ardını bilmediği kapıları açmaktan korkmayan okurlar, Orçun Ünal’ın öykü evreninde kaybolmayı mutlaka göze alacaktır.