26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Elmalılı’nın İbn-i Sina’ya cevabıdır

Elmalılı Hamdi Yazır, İbn-i Sînâ’nın Hazreti Peygamberin bir mucizesi olan ayın yarılması hâdisesi yorumuna tenkid yöneltmiştir. Yazır’ın tenkid ettiği bir diğer isim Fil Suresi dolayısıyla Muhammed Abduh’tur.

SALİH KARTAL9 Şubat 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Elmalılı’nın İbn-i Sina’ya cevabıdır

Elmalılı Hamdi Yazır Efendi, Sultan II. Abdulhamid’in tahta yeni çıktığı bir dönemde dünyaya gelmiş (1878), siyasi çalkantıların en fazla olduğu bir dönemde ilim tahsil etmiş, buna rağmen çalışmalarında muvaffakiyetlere erişmiş, gerek Osmanlı gerek Türkiye Cumhuriyeti döneminde çeşitli vazifelerde bulunmuş, kıymetli ve dirayetli bir ilim adamıdır. Son Osmanlı Şeyhülislâmı M. Sabri Efendi’nin Mısır’daki Ezher’den daha kıymetli gördüğü Osmanlı medreselerinde hem talebelik hem müderrislik yapmış, kendisinin söylemiş olmasından öğrendiğimiz üzere 40 günde Fransızca öğrenmiş, Felsefe ve Kelam ilmiyle ilgilenmiş, bu alanda tercüme ve telif eserler vermiştir.
II. Meşrutiyet’in ilanıyla Antalya meb’ûsu olan Elmalılı, Damat Ferit Paşa döneminde Sultan Vahideddin’in emriyle Vakıflar müdürlüğü görevini deruhte etmiştir. Siyasî alanda yürüttüğü vazifelerde onun İslâm Hukuku formasyonunun inkâr edilemez bir etkisi olduğu açıktır. Ülkemizde tanınmasına vesile olan çalışması kuşkusuz Hak Dini Kur’an Dili isimli Türkçe Kur’an-ı Kerim tefsiridir.

İLMİ MESULİYET

Elmalılı eserlerinde, yeri geldikçe hakikate ve ekseri ulemânın ittifakına muhalif görüş bildiren âlimleri, ilgili mesele çerçevesinde eleştirmekten geri durmamış, bu anlamda yetkin olduğu sahalarda ilmî mesuliyetin gereğini yapmaktan imtina etmemiştir. Kökler Yayınevinden, Serkan Ünal imzasıyla çıkan Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır ve Tenkitçi Yönü isimli çalışma işte alimin bu yönüne dikkat çekmektedir. Söz konusu eser, Elmalılı’nın tenkid ettiği hususen iki ismi, İbn Sînâ ve Muhammed Abduh’u geniş çerçevede, el-Cübbâî, Kadı Abdulcebbâr, İbn Atıyye, İbnü’l-Arabî, EbûHayyân, Kazimirski ve İsmail Fenni Ertuğrul’u daha dar çerçevede konu edinmiştir.

Elmalılı Hamdi Yazır, İbn Sînâ’nın bir takım fiziksel yaklaşımlar sebebiyle, Hazreti Peygamberin bir mucizesi olan Ay’ın yarılması hâdisesini inkâr ettiğini düşünmüş, İbn Sînâ’nın bu yaklaşımına yine bilimsel birtakım yorumlarla tenkid yöneltmiştir. Yine İbn Sînâ’nın Felak Sûresi tefsirinde “yaratılmışların şerrinden” âyetine istiazede bulunanın bizzat kendisinin dahil olamayacağı şeklindeki görüşü de Elmalılı’nın tenkidine muhatap olmuştur.

Hamdi Efendi’nin tefsirinde ciddi bir yer ayırdığı, tenkide muhatap bir mesele de M. Abduh’un Fil Sûresi tefsirinde, Ebabil kuşları yerine sinek veya sivrisinek, taşlar yerine ise üzerinde çiçek ve kızamık mikrobu taşıyan toz parçacıkları yorumunu kat’i bir hakikat gibi sunmasıdır. Elmalılı, bu yaklaşımın aklî, naklî ve lugavî açıdan ciddi tutarsızlıklar barındırdığını ortaya koymuştur.  Kitap, bu tavrın Abduh’dan sonrada devam ettiğini, modern İslam düşüncesinin bir ürünü olduğunu, en temel sebebinin de akla yatkın olmayan hadisâtın, akla yatkın kılınmaya çalışma garabeti olduğunu çeşitli nakillerle okuyucuya sunmaktadır.