26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Halit Ziya’ya ve sanata dair

Bir Siyah Adam kitabı, Halit Ziya Uşaklıgil’in polemikçi, belirleyen, gösteren ve aynı zamanda da bir hüznü kendi entelektüel süzgecinden geçiren yanlarını aktarıyor bizlere.

ADNAN YAVUZER13 Ekim 2017 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Halit Ziya’ya ve sanata dair

Türk edebiyatının kilometre taşı ve yerli roman kurucu yazarlarından Halit Ziya Uşaklıgil’in Bir Siyah Adam (Bende Yaşayan “Sanata Dair”ler) adlı deneme kitabı, Everest Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Bu önemli kitabı yayına hazırlayan ise bir başka usta edebiyatçı: Selim İleri. Bir Siyah Adam kitabı, Halit Ziya Uşaklıgil’in polemikçi, belirleyen, gösteren ve aynı zamanda da bir hüznü kendi entelektüel süzgecinden geçiren yanlarını bizlere aktarıyor. Selim İleri’nin daktilosundan çıkan kişisel duyuşlar da metnin önemini bir kez daha ön plana çıkarıyor:

“Unutma Beni’yi bir hikâye gibi okumuştum: benim için bugün de hikâye tadını koruyor. Kim bilir ne kadar sonra, büyük romancının Servet-i Fünûn için, hele kendi üslûbu için sanatkârca bir özeleştiriye girişmiş olduğunu fark edecektim. Gençlik çağımda çiçek ‘unutmabeni’ dile yerleşmişti, myosotisscorpiodies, beş taçyapraklı mavi çiçek, bazan da beyaz ya da pembe. Bana öyle geliyor ki, isim babası bu yazısıyla Halid Ziya’ydı.”

EDEBİYAT VE ÜSLUP

Halit Ziya Uşaklıgil’in edebiyata dair tespitleri, onun Osmanlı dönemi ile Cumhuriyet dönemi arasındaki büyük çalışma gayretini ortaya çıkarmakla birlikte, bir eleştiri fikrini de ortaya atar. Geçişlerin ve değişimlerin arasında kalması mühimdir fakat çalışmaları sadece o dönemi yansıtmaz günümüz edebiyat tartışmaları ve eleştirilerine de bir yol açar. Onun bu çok yönlü birikiminin doğurduğu verim, Siyah Bir Adam kitabına yansımaktadır:

“ ‘Edebiyat da hayat ancak üslûb ile mümkindir’ demek zaruretinde bulunulur. Beşere â’id eserlerde hayatı ne kadar bir müddet için uzatmak imkânı varsa bunun üslûb sayesinde hasıl olacağına, bize geçmiş zamanlara â’id yazılardan hangilerinin intikal etdiğini bir gözden geçirmek suretile hüküm verilebilir. Homére’in kasideleri, Dante’nin hâlâ yaşıyan Cehennem’leri ve bunlar kabilinden bütün eski asırlardan geçerek bize kadar gelebilen edebî eserler ancak üslûb sayesindedir ki kendilerini seri’ bir zevalden kurtarabilmişlerdir.”

Halit Ziya, Bir Siyah Adam’da edebiyat tarihi içindeki kopuşları, yeni birleşimleri, üretimin verdiği olanaklar dahilinde incelerken, bunu evrensel bir zemin üzerine oturtarak yapar. Çünkü sadece edebiyatla bakmaz, bütün alanları birbirine harmanlayarak yürüdüğü yolu açar. Bizim de o yolda bir şeylere tanık olurken bir şeylerden yararlanmamızı sağlar. İşte bu noktada yine Halit Ziya’nın yaşadığı dönemdeki meslektaşlarına dair yorumlar da önemlilik arz eder.

MUSİKÎ İŞİ

Halit Ziya, Musikî İşi başlığı altındaki 12 yazısında, bu konudaki derin kültürünü ve deneyimini hatırlatır. Yazar, müziğin Batı ve Doğu olarak ikiye ayrılmasına şiddetle karşı çıkarak, bunun anlamsız olduğunu da dile getirir. Bunun yanında müzikte evrensele ulaşma sorusunu da her daim diri tutar, “Asıl Türk musikîsinin kaynağı Türk’ün iç yurdundadır. Cihan musikîsine doğru yürüyüşte genç bestekârları tecrübe adımları attıracak da odur,” diye belirtir. Müzik deneyimiyle ilgili de evrensel müzik propagandasının en iyi operayla yapılacağını da söylemiştir.

Halit Ziya, Batı edebiyatını irdeleyerek kendi çalışma alanını genişletir. Hatta yazılarının çoğunda İngiliz ve Fransız yazar ve şairlerini derinlemesine ele alır. Ayrıca Türk dili meselelerini ayıklayarak gözler önüne serer. Metnin özgünlüğünü daha da güçlü hale getirir. Yerli edebiyatçıların Batı edebiyatından etkilenmelerini bir bir yazması da bunu işaret eder bizlere. Yani o, bir sanat adamında olması gereken bütün özellikleri denemelerine de taşıyarak hakkını verir. Yerli edebiyattaki cereyanları sakin ve gözlemci yönüyle nokta atışıyla gösterir. Lamartine, Thêophile Gautier, Charles Baudelaire, Cenab Şahabeddin, Tevfik Fikret, Mehmet Rauf, Ali Ekrem, Sabri Esat, Münekkidin Hakkı gibi isimleri enine boyuna işler. Bu isimleri edebiyat akımları, geçirdikleri evreleri ve geçiş dönemlerini örnekleyerek gösterir.

Yazarın Siyah Bir Adam kitabındaki asıl atakları San’ata Sadakat ve Bir Sanat Eseri yazılarında genç kuşağa yönelik eleştirdir:

“Memleketin fikrî ve edebî hareketlerini ta’kib edenler, eğer okuduklarına karşı pişin olarak beğenmemek karar ile mücehhez değillerse, son neslin yazılarında mühim bir ekseriyeti teşkil eden fütur verecek mahsullerin nâhoş te’sirlerinden sıyrılacak kadar insaf gösterirler, ve yeniden yeniye zuhur eden genç simalar arasında va’dlerle dolu olanlara mümtaz bir mevki, ayırmakda tereddüd etmezler. Ben bu insaf erbabından biri olmağa çalışdım ve galiba fıtratıma â’id bir beğenmek za’file bu va’d veren simaların adedine mümkin mertebe geniş bir mikyas bırakdım.”

Halit Ziya Uşaklıgil, Siyah Bir Adam’da Batı edebiyatına dair karşılaştırmaları ve yerli edebiyattaki isimlere getirdiği yorumlarla sanatın yüksek yerlerinde kendini göstermiştir.