Varlık sırrına yaklaşma

Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in Salih Mirzabeyoğlu hakkında,“Mücerret fikir istidadı tamam” diye vasıflandırmasının vesilesi olan Bütün Fikrin Gerekliliği adlı kitabının üçüncü basımı çıktı.

 

Altbaşlığı “İktidar, Siyaset, Hareket” olan eserin nüvesi, Mirzabeyoğlu’nun 1975 senesinde çıkardığı Gölge dergisinde kaleme aldığı yazılar. İlk baskısı 1979 yılında yayımlanan eserin daha sonraki baskısında, mezkûr yazıların dışında mevzunun “derinlik buuduna ait mücerret meseleler” de yer alıyor. “İktidar ve toplum”, “Toplum, yapılar, müesseseler”, “Sistem, rejim, iktidar” gibi bahislerin ele alındığı kitabın şu ölçülendirmeyle başlaması dikkat çekici: “Biz sebepte de neticede de gayede de hedefte de bütün insan faaliyetlerini toplayıcı mihrak noktası olarak, “kişinin kendi öz nefsiyle savaşı”nı görüyoruz.”

 

Bu ölçülendirme, kitabın ikinci kısmında işlenen “Varoluş ve düşünce”, “Varlık sırrına yaklaşma”, “Hakikate erme çabası”, “Üst dil – Üst mânâ” vb. konuların eserde niçin yer aldığının da izahı aynı zamanda. Sistem kurmak da devlet yönetmek de siyaset yapmak da “kişinin kendi nefsiyle savaşı” (İslâm tasavvufu) çerçevesinde olması gerektiğinin ikâzını yapan Mirzabeyoğlu, Mutlak Fikir’in (İslâm’ın) insan ve toplum meselelerine tatbik etmenin yolunun bütün fikre sahip olmaktan geçtiğini vurguluyor.

 

BÜTÜN FİKİR NEDİR?

 

Salih Mirzabeyoğlu Ölüm Odası – B Yedi adlı eserinde bütün fikri, “Allah ve Resûlü’nün kitaplarının, ona tâbi büyüklerin yol ve izlerini, tersinden İslâm’ı gerçekleyenlerin aslı İslâm’da hakikatlerini, doğruluğunda toplayıcı bir hakikat mihrakı” olarak tanımlıyor. Ve, topyekûn kâinatın, bütün varlık ve oluşlarıyla bu ihtiyacı gösterdiğini ve mutlak fikre isteyerek veya istemeyerek tâbi olduğunu ifâde ediyor.

 

Mutlak fikri, eşya ve hâdiselere tatbikinde vasıta sistemin gerekliliğinin altını çizen Salih Mirzabeyoğlu, vasıta sistem olarak da Büyük Doğu’yu işaretliyor. 

 

Mirzabeyoğlu, Esseyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri’nin temsil ettiği yolun fikrî ve içtimâî mücadelesini veren ve bu yolu devlet çapında sistemleştiren Üstad’ın bizlere teklif ettiği “başyücelik” adlı devlet modelini, “Genişliğe doğru ahlâk sisteminin en büyük kuruluşu olarak, toplum sistemi, insan ve toplum meselelerine cevap verici genişlikten bâtına geçecek hususilere kadar hepsini kuşatıcı, bu âlemle Berzah arasında bir geçit nizâmı” olduğunu belirtiyor. 

“Bâtından ipuçları ile alınanı eşya ve hâdiseye tatbik” etmenin nasılını ve niçinini merak edenler, Mirzabeyoğlu’nun Bütün Fikrin Gerekliliği adlı eserine müracaat etmeli.