19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Anadolu’nun sanat atlası çok geniş'

Hilmi Zafer Şahin: Türk tiyatrosu Orta Asya’dan beri meddahıyla, Karagözüyle, orta oyunuyla, İbiş geleneği ile birlikte köklerine ulaştı. Bu köklerden uzak kalmak büyük bir yoksunluk demektir.       

1 Mayıs 2019 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
'Anadolu’nun sanat atlası çok geniş'

İBB Şehir Tiyatroları Başdramaturgu Hilmi Zafer Şahin, “Bizi diğer halklardan ayıran en büyük özelliğimiz büyük bir coğrafyayı içimizde taşımamızdır’’ dedi. Türklerin, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan binlerce kilometrenin tarihini, geleneğini, inancını, yaşam biçimini büyük bir medeniyete dönüştürerek içine sindirdiğini dile getiren Şahin, tüm bu birikimle bağları koparmayacak bir sanat disiplinine ihtiyaç olduğunu söyledi. 

Gazeteci Bedir Acar’ın sunumunu gerçekleştirdiği “Sanatın Ustaları Konuşuyor” adlı programın bu ayki konuğu olan Şahin, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde tiyatroseverlerle bir araya geldi.      

Göçer bir topluluk olarak tanımlanan Türklerin tarihsel süreç içerisinde kendi rollerinden yola çıkarak, kendi sanat alanlarını oluşturduklarına işaret eden Şahin, zaman içinde Türklerin, dünyanın önemli tiyatro alanlarının kurucuları olduklarını söyledi. Şahin, “Özellikle ipli kukla geleneğindeki pek çok karakter bugün dünya tiyatrosunun karakterleri haline geldi. Bundan 2 bin yıl önce var olan ‘İbiş’ yüzyıllar sonra 1800’lerin sonunda yeniden karşımızı çıktı. Bugün biz çağdaş tiyatroda da İbiş’i görüyoruz. İbiş’in adı Ahmet, Mehmet oluyor ama karşımıza çıkan karakter İbiş karakterinin geleneği ve biz bu yüzden gülüyoruz. Bunu sinemada Kemal Sunal olarak karşılıyoruz ya da Haldun Taner, Turgut Özakman gibi geleneksel tiyatro üzerine yazan pek çok yazarın yapıtlarında çağdaş anlamdaki karşılığını görüyoruz” şeklinde konuştu.

Orta oyununda ‘Osmanlı’ özgüveni var 

Hilmi Zafer Şahin, bugünkü orta oyunu geleneğinin 19. yüzyıla saptandığını, fakat köklerinin ise 15. yüzyıla dayandığını aktararak, şunları kaydetti: “İmparatorluk dediğimiz kavrama geçiş sürecimizle orta oyunu çok örtüşüyor. Mesela bir orta oyununda çok öz güvenli karakterler var. Bu öz güven bir imparatorluk insanının karşılıkları. Bugün Amerikalılarda, İngilizlerde, Almanlarda gördüğümüz parasal gücün öz güveni, bizim de orta oyununda bulunan karakterlerimizin tümünde var. Bu da büyük devlet öz güvenidir. Osmanlının gücünün bireye yansımadır. Bu durum şairlerin söylemlerinde de ortaya çıkmıştır.”