20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Cahit ağabey bir sığınaktı

Önceki gün son yolculuğuna uğurlanan Cahit Çollak, Bursa’nın en seçkin kültür simalarından biriydi. Sahibi olduğu yayınevinde gönül ehlini buluşturan Çollak’ı dostları anlattı.

12 Ocak 2017 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Cahit ağabey bir sığınaktı

BURSA’DA geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Cahit Çollak, sanat ve edebiyat camiasının yakından tanıdığı bir isimdi. Aynı zamanda düşünce hayatının önemli isimlerinden mütefekkir Nurettin Topçu’nun da talebesiydi. Haftabaşında ebediyete uğrulanan ve Bursa’nın sembollerinden biri olan Çollak’ı dostları anlattı.

İhsan Deniz/şair:

BURSA’NIN AĞABEYİ İDİ

Cahit Çollak’ı 1980’li yıllarda tanıdım; Cağaloğlu’ndaki  Emek matbaasından. Yönelişler dergisi bir süre orada dizilip basılmıştı. İlerleyen yıllarda Bursa’ya yerleşti Cahit ağabey. Bir süre çorap işiyle meşgul oldu. Daha sonra esas mesleği kitap yayıncılığına döndü. Uludağ Yayınları’nı kurdu; onlarca eser yayımladı. Birbirinden kıymetli eserlerin basılmasında imzası vardı. Yayıncılıkta son derece titizdi. Sır Yayınları da Cahit Çollak’ın kurduğu bir başka yayıneviydi. Benzeri bir hassasiyeti orada da göstermeyi ihmal etmedi. Uludağ Yayınları’nın bulunduğu mekân, Bursa’nın kültür-sanat eksenli odak noktalarının başında gelirdi. Dışarıdan Bursa’ya gelen misafirler, mutlaka ona uğrardı. Başka şehirlerden üniversite için gelen talebelerle ilgilenir, imkânlarını seferber eder, ev veya yurt ya da burs bulmalarına yardımcı olurdu. İş arayanlarla yakından ilgilenirdi. Yayıncılığı bir kazanç kapısı olarak asla görmedi. Bu bağlamda kıt kanaat geçindi. Azla yetindi. Esasen, yayıncılık bir neşve kaynağıydı onun için. Bahtiyarlıktı. Hizmetti. Yolda olmaktı. Gönül adamıydı Cahit Çollak; gönülden bir adamdı. Sâdeydi. Paylaşımcıydı. Özveriliydi. Vefakârdı. Daima gülümseyen bir çehreyle karşılardı sizi. Dalgınlığı meşhurdu. Soğuk bir kış günü, kimseye yük olmadan gitti. Pınarbaşı mezarlığına sakladık onu. Mekânı cennet olsun.

Mustafa Baki Efe/yazar:

YAŞAYAN TÜRBEMİZDİ

Osmanlı pasajındaki Dergah kitabevinden sonra Emirhan 49 no’daki yayınevi, sonra Tahtakale’deki yeri hepimiz için bir sığınak, nefes aldığımız bir dergah gibiydi. Bir gün Ragıp Karcı abi gelmişti Bursa’ya. Ne yapalım diye sorduğumda, türbe ziyareti yapalım dedi. Bende türbe ziyareti deyince, Emir Sultan’dan başlayalım abi o zaman dedim. Hayır dedi. Önce yaşayan türbeleri ziyaret edelim dedi. Önce bi Cahit Çollak’a uğrayalım dedi. Cahit Çollak ağabey için, “Cahit, bu şehrin ‘yaşayan türbesidir’” demişti. Tam da öyleydi işte. O kapı kapandı şimdi. Bu yüzden hüznümüz derin. Her cumartesi mutlaka yayınevine uğramayı adet edinen yol arkadaşlarından Mustafa Kara hocamızın vefatına düştüğü şu tarih, Cahit Çollak ağabeyin halini en iyi anlatan özün özü sadedindedir : “Kalem ve kitapla kitabeti / dosta ve muhibbana hitabeti / Ahlak ve fazilet ve nezaketi / Bir er geldi dedi bu tarih için / “BU CAHİT ÇOLLAK KARDEŞİN RIHLETİ” 8 Ocak 2017 / 10 Rabiulahir 1438

BURSA’DA SIRLANDI

Uludağ ve Sır yayınlarının sahibi, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Bursa Şubesi kurucularından Çollak, mütefekkir Nurettin Topçu’nun talebesiydi.