Görgülü insan olma kılavuzu

Napolyon bir davette çirkin bir kadını bir generaline göstererek “Şu mendebur da kim?” diye sorar. General de “Eşimdir Efendim!” cevabını verir.  Napolyon “Ben yanındakini kastetmiştim” diyerek kırdığı potu düzeltmeye çalışır, General de “Kızımdır Efendim” der. 

Belma Aksun tarafından kaleme alınan ve Ötüken Neşriyat’tan çıkan “Yaşamayı Bilme Sanatı: Görgü” kitabı, şimdiye kadar okuduğunuz “Görgü” veya “Âdâb-ı Muaşeret” kitaplarına hiç mi hiç benzemiyor. Fıkralarla, tarihî bilgilerle, atasözleriyle, vecizelerle dopdolu bu kitap, insana toplum içinde nasıl davranılacağını kupkuru bilgilerle değil detaylı ve çok hoş sözlerle anlatıyor.  Eserin daha ilk satırlardan itibaren sımsıcak bir ortamda buluyorsunuz kendinizi. Kitap sizisürükleyici bir roman, bir hikâye, bir hatıra ve bir fıkra kitabı tadında sarıp sarmalıyor. 

ADABI MUAŞERET KİTABI

Kitabı okurken karşınızda sanki güngörmüş ve sizi çok seven, adeta üzerinize titreyen bir teyzeniz veya halanız varmış gibi hissediyorsunuz. Size “Öyle yapma! Böyle etme! Şunu yapmak ayıptır! Bunu yapmak kabalıktır!” gibi ifadelerle emirler yağdırmıyor. Tam aksine gönül okşayıcı öğütler veriyor.  Konuşurken nelere dikkat etmeli, misafirlikte ve misafire nasıl davranmalı, hasta ziyareti nasıl olmalı ve sofrada gözetilecek noktalar neler, sevinçte ve tasada tanıdıklar arasında yapılması gerekenler gibi gündelik hayatta her an karşılaştığımız bütün durumlarda nasıl davranacağımızı Aksun bu kitabında enfes bir üslupla izah ediyor. Anlattığı konuları çok sayıda fıkra, hikâye, şiir, tarihî olay ve hatıra ile süslüyor. Eser, aynı zamanda güçlü bir edebî çeşniye de sahip. Çünkü Belma Hanım aynı zamanda çevirileri ve hikâyeleriyle kendini kabul ettirmiş seçkin bir edebiyatçı. 

GÖRGÜLÜ İNSAN KİMDİR?

Görgülü insan herkes tarafından saygı gören ve kolay kolay hiçbir zaman gülünç veya ayıplanacak duruma düşmeyen insandır. O yüzden Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu eseri bütün okullara tavsiye etmesi, üniversite yönetimlerinin de bu kitap üzerine eğilmesi ne güzel olur. Halkla ilişkilere önem veren bütün kuruluşlarımız için de bu kitap rehberlik edebilir. Çok geniş bir yelpazeye seslenen, dindar olduğu kadar dine yabancı kesime de insanca yaşamın kurallarını öğreten bu kitabın içindekiler kısmına şöyle bir göz atan okur, onun bir altın öğütler kitabı olduğunu görecektir. 

Yazımızı kitaptan bir fıkrayla bitirelim: Filozof Bacon’aerkek için en uygun evlenme yaşının hangisi olduğunu sormuşlar, o da şu cevabı vermiş: “Her yaş uygundur. Genç erkek için kadın bir sevgili, orta yaşlı için bir arkadaş, ihtiyar için bir hastabakıcıdır.”