26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Marquez görerek yazdı.. 'Bizimkiler' görmezden geldi

Marquez'in 1950'li yıllarda Doğu Avrupa'daki sosyalist ülkelere yaptığı seyahatlerin güncesi Türkiye'de sol kesimde pek ilgi görmedi. Bunun sebebi Marquez’in halkların yoksulluğu ve yoksunluğu üzerinden komünist yönetimleri eleştirmesi olabilir mi?

Erdinç Akkoyunlu21 Eylül 2016 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Marquez görerek yazdı.. 'Bizimkiler' görmezden geldi

Gabriel Garcia Marquez'in küllerinin memleketi Kolombiya'ya savrulmasının üzerinden iki yıl geçti ve Türkiye'deki telif hakları sahibi Can Yayınları'nın Gabo'nun Doğu Avrupa'ya Yolculuk adlı gezi kitabını yayınlaması, paylaşılmış bir mirasın gözden kaçan küçük hazinesine dönüşüverdi. Marquez'in 1950'li yıllarda Doğu Avrupa'daki sosyalist ülkelere yaptığı seyahatlerin güncesi Türkiye'de pek ilgi görmedi. Nedeni; Marquez'in bu kitapta edebiyatçı değil de gazeteci olması. Biraz da o dönemin komünist ülkelerini yönetim şekilleri, halklarının yoksulluğu ve yoksunluğu üzerinden eleştirmesi. Yani objektif olması...  Marquez bu kitabında İrlandalı oyun yazarı Bernard Shaw'ın 'Gazetecilik bir bisiklet kazası ile bir uygarlığın çöküşünü birbirinden ayıramayan meslektir' sözünü bu kitaptaki gözlemleriyle ıskartaya çıkartmış ama bilse ki 60 yıl sonra Türkiye'de edebiyat kanonuna yaranamayacak, yine de yazardı...

Marquez, büyülü gerçekçilik ile Kolombiya yerel anlatı diline Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Yüz Yıllık Yalnızlık, Kırmızı Pazartesi ve Albaya Mektup Yok, dünya edebiyatının en iyi yüz romanı arasına girdi.. "Mucizeler Satıcısı ve İyi Kalpli Şarlatan", "Kardaki Kan İzlerin"  ile "Bayan Forbes'in Mutlu Yazı" dünyanın en nitelikli öykülerinden oldu.  Aynı zamanda yazarken öğretti. Büyüklüğü öğreticiliğinden gelir. Fakat Gabo'nun bu kadar büyük bir yazar olması, komünist olması, komünizmin yanlış örneklerini eleştirmesini mani olmamış.  Ne diyor Montaigne 500 yıl önce Denemeler adlı kitabında 'Bana hiç gitmeyeceğim Hindistan'ın küçücük bir kasabasına girmeyi yasak etseler, rahat uyuyamam...' Özgürlük konusunda Montaigne ile aynı fikirdeysek, Gabo'nun gezip gördüğü ülkelerdeki eleştirilerini onun dilinden verelim:

- DOĞU ALMANYA "Bir tek Sergio değil, üniversitedeki hatırı sayılır sayıdaki öğrenci de aynı fikirde. Onlar Doğu Almanya'da sosyalizm olmadığını düşünüyorlar. Bu, proletaryanın değil, Sovyetlerin deneyimlerini, ülkenin koşullarını göz önüne almadan, kelimesi kelimesine izlemeye çalışan bir grup komünistin diktatörlüğü. İyi komünistleri Hitler ortadan kaldırmış. Hayatta kalanlar da, şimdiki hükümetin hatalarını zamanında gördüklerinden, baskın gruplar tarafından yok edilmiş..."

- POLONYA "Genel görünüm derin bir yoksulluğu yansıtıyor. Doğu Almanya ve Macaristan'dakinden daha etkileyici bir yoksulluk. Polonyalılar, o eski püskü giysileri ve yıpranmış ayakkabılarının içinde, insanda saygı uyandıran bi şekilde vakarlarını koruyorlar."

- SSCB MOSKOVA: "Sosyalizmin alelacele kurulması yolunda bütün bir kuşağı feda eden, insancıl duyarlılıktan yoksun, acımasız bir yönetici olarak görülen Stalin'e yüklenen en büyük suçlamalardan biri de bu işte. Stalin'in, ulusu demir yumrukla bütün dünyadan soyutlaması, Sovyet insanlarının Batılılar karşısında bilmeden gülünç duruma düşmelerinin en sık nedeni olmuş."