26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Yatakta basacak şafakta asacaklar

Mülteci sorunlarını çarpıcı sanat eserleriyle gündeme taşıyan 3. Uluslararası İstanbul Trienali’nde sıra dışı bir eser daha var. ‘Yatakta basacak şafakta asacaklar’ isimli eser 15 Temmuz’a gönderme yapıyor.

20 Eylül 2016 Salı 07:00 - Güncelleme:
Yatakta basacak şafakta asacaklar

Bu yıl 3. kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Trienali, Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde (Maksem) devam ediyor. ‘Yurtsuzlaşma’ temalı Trienal, doğduğu ya da seçtiği ülkede yaşama hakkı elinden alınan mültecilerin yaşadığı sorunları çarpıcı sanat eserleriyle gündeme taşıyor. Trienal mekanının hemen girişinde, bir şişenin içine sığdırılıp okyanusa bırakılmış bir mülteci ailesi karşılıyor sanatseverleri. Emrullah Örünklü’ye ait bu eser ‘İsimsiz’ (Untitled) adını taşıyor.

25 Eylül akşamına kadar devam edecek olan Trienal mekanından içeri adım atıldığı andan itibaren göçmenlerin dramına odaklanan birbirinden ilginç sanat eserleri var. Ortadoğu’yu kana bulayan bombalar, savaşta kaybedilmiş ayakkabı tekleri, göçmen kuşlar misali yollara düşmüş insanlar...

KAYIP MİRASIN İZİNDE

Hülya Yazıcı’nın küratörlüğünü üstlendiği Tirenal’in en ilgi çekici eserlerinden biri Azad Karim’in Kayıp Miras (Lost Heritage) isimli eseri. Video gösterimiyle desteklenen bu yerleştirmede Ortadoğu’yu temsil eden kırılmış bir vazonun dört bir yana savurulmuş parçaları havada asılı duruyor.

MENDERES TRİENAL’DE

Trienal mekanında ilerledikçe çarpıcı eserlerden biri daha karşınıza çıkıyor. İlkin teypten gelen bir ses ilişiyor kulaklara. 27 Mayıs darbesinin ardından idama mahkum edilen Başbakan Adnan Menderes’in sesi bu... Yassıada mahkemesinde savunmasını okuyor: ‘Muhterem Reis Beyefendi... Anayasayı ihlal adıyla anılan bu davanın aslı ve esas mahiyeti yüksek malumlarınız olduğu üzere siyasidir...’

Merhum Menderes’in sesi odada yankılanırken, hemen oracıkta duran bir yerleştirme daha dikkat çekiyor. O yerleştirmede ‘14 Temmuz: Yatakta basacak şafakta asacaklar!’ yazıyor. Ayşe Taşkent imzalı bu eser, metaller ve urganlarla birbirine bağlanmış bir networkü, darbelecilerin grift ilişkiler ağını temsil ediyor... Görmedik, duymadık, bilmiyorduk diyenlere...  Şimdiye kadar sekiz binin üzerinde sanatseverin gezdiği Trienalde toplumsal hafızaya kayıt düşen çağdaş sanatın güçlü sesi yankılanıyor. Son altı gün...