27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Etyen Mahçupyan: Ermenistan 'soykırımı tanıyın gelin' derse...

24 TV'de Murat Çiçek'in sunduğu 'Açık Görüş' programına Etyen Mahçupyan katıldı.

Yirmidorthaber.com23 Nisan 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Yirmidorthaber.com - 'Açık Görüş'te Etyen Mahçupyan Murat Çiçek'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Murat Çiçek'in Ermenistan "bu açıklamayı yapıyorsunuz ama soykırımı tanıyın, gelin" der mi sorusunda Etyen Mahçupyan; "böyle bir şey demesinin kötü bir siyaset olacağını" ifade etti. Mahçupyan, bu gelişmeden AB'nin de Türkiye'ye müteşekkir olduğunu aktardı.
 
BAŞBAKAN NE YAPTIĞINI BİLİYOR
 
Etyen Mahçupyan, AK Parti’nin ve Erdoğan’ın nereye doğru gitmek istediğini, neyi hedeflediğini bildiğini ve Erdoğan’ın ne yaptığını bildiğini açıkladı. Mahçupyan şunları söyledi:
 
“Başbakan ne yaptığını biliyor. Türkiye’de AK Parti’nin iktidarıyla nereye doğru gidilmek istendiği, neyin hedeflendiği bence epeyce belli. AK Parti’deki herkes için çok açık olmayabilir ama bence Başbakan ve çevresindeki bir grup insan için çok net.”
 
YENİYİ İNŞA ETMEK İÇİN ESKİLERDEN KURTULMAK GEREKİYOR
 
Mahçupyan, yeniyi kurmak için, eskilerle yüzleşmek gerektiğini ifade etti. 
 
“Yeniden inşa sürecindeyiz biz. Ve bu yeniden inşa süreci bir tarihsel parantezi kapatıyor. Eski hafızayı geri çağırıyor. Bir anlamda biraz Osmanlıvâri, yani daha çoğulcu, daha kozmopolit, çok kimlikli, çok etkili, bu toprakların bugüne kadarki birikimini yansıtabilecek olan bir yeni arayış var. Ve bu yeni arayış yeni bir toplum kurmak, buradan adı konmamış yeni bir millet üretmekle de ilgili. Aslında şöyle bir şey deseydik; Osmanlı’yı 1880’lerde kesseydik, sonra tarihsel bir sıçramayla yeniden o kapıyı açsaydık, hangi problemlere sahip değilsek o senelere gene aynı problemleri şuanda tartışıyoruz. Çözülmemiş problemler bunlar. Böyle bakıldığı zaman bu yeniyi kuracaksanız bunun birkaç tane ayağı var. Bir tabi eskiden kurtulma ayağı var ama tabi yeniyi inşa ederken daha eskiye o Osmanlı beyliğine de dönmeyi gerektiriyor. O zaman Kürt meselesi, Alevi meselesi, Gayri Müslim meselesi, içinde Ermeni meselesi. Bütün bunlarla bir şekilde yüzleşmek, helalleşmek zorundasınız. Yoksa o yeniyi de inşa etme şansınız yok. Yeniyi inşa edemediğiniz sürece de geriye gitme ihtimaliniz hep baki kalabilir.”
 
BAŞBAKAN “YARIN DÜN GİBİ OLMAYACAK” DİYOR
 
“Şuandaki gelen hamle çok önemli çünkü bu resmi hamle. Başbakan’ın ağzından çıkmış bir hamle ve şunu söylüyor çok basite indirgersek: Yarın dün gibi olmayacak. Dolayısıyla Diaspora’ya “sen de yarına hazırlan” diyor. “Sen dünkü söylemi devam edeceksen hiçbir yere varamazsın” diyor. Eğer Diaspora buraya adapte olamazsa bence siyasetin dışında kalır.”
 
CHP’NİN O SÖZÜ İLE ASLINDA BİR KAYIP YAŞADĞINI İTİRAFI
 
Mahçupyan, CHP’nin “niye bu kadar beklendi?” sözünün karşısında aslında bir kayıp yaşadığının itirafı olduğunu belirtti. Bu tartışmanın anlamlı bir tartışma olmadığını aktardı.
 
“Bizler yüzeysel baktığımız zaman aktörleri gördüğümüz için, aktörlerin sözleri arasında da bir denge kuruyoruz. Fakat bu aktörlerin temsiliyetine ve tabanlarına indiğimiz zaman buradaki aktörlerin bir çoğu zaten marjinalleşmiş durumda ve hiçbir etkisi olmayacak. CHP’nin o sözü ile aslında bir kayıp yaşadığının itirafı. “Niye bu kadar beklendi” sözünün karşısına da şunu söyleyecektir; “sen niye bu söz için bu kadar bekledin ki?” Yani niye o zaman çıkıp da “taziye mesajı yayımlasın devlet demedin?” Yani dolayısıyla bu çok anlamı bir tartışma değil.”
 
ERDOĞAN’IN KARŞISINA ÇIKACAK BİR RAKİP YOK ARTIK
 
“Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkacak rakip yok artık. Belki bir hafta önce vardı ama şuanda artık yok. Çünkü, bu açıklamaya cevap olamadığı için. Bu açıklamanın kendisi bir şey değil. Hiçbir zaman siyasette attığın adım kendisi adına bir anlam ifade etmez ama tepki o adımı anlamlı hale getirir veya getirmez. Burada o adıma daha ileri şekilde tepki verecek bir tek Kürt hareketi var.”
 
 
BU AÇIKLAMA TOPRAK TALEBİNİ VEYA TAZMİNATI MEŞRU KILAR MI?
 
Murat Çiçek’in “Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasına karşı çıkan ya da 1915 olaylarına karşı duran, sözde soykırım iddiası olarak niteleyen kesimlerin temel argümanlarından bir tanesi şuydu: “Biz eğer böyle bir şeyi kabul edersek, var olduğuna tamam dersek, Diaspora’nın, Ermeni’lerin Türkiye’den talepleri vardı. Daha önce hatırlarsınız, Amerikalı bir sigorta şirketi tarafından Türkiye’nin topraklarının ya da Türkiye’den tazminat anlamında bir şeylerin istendiği, bunun da milyar milyar milyar dolarlarca tutarında bir borcu beraberinde getireceği ifade edilmişti. Argümanlardan bir tanesi bu. Şimdi, böyle bir taziyenin olması otomatikman bu talepleri de meşru mu kılar? Ya da böyle taleplerin gelmesinden Türkiye korkmalı mı? Ya da bu açıklama bu taleplere zemin mi hazırlar?” sorusuna şu cevabı verdi:
 
YUGOSLAVYA DAĞILDIĞI ZAMAN BİR ÇOK İNSANIN SİGORTASI VARDI. NE OLDU?
 
Mahçupyan, toprak istemenin fazla uzakta kalan bir şey olduğunu aktardı. Aslında insanların kendilerini sigorta ettikleri şirketten taleplerinin olduğunu aktaran Mahçupyan, “Yugoslavya dağıldığı zaman da bir çok insanın sigortası vardı ama ne oldu?” sorusuyla başka ülkelerde de yaşandığını ifade etti.
 
"Ben öyle olduğunu sanmıyorum. Çünkü bu talepleri zaten engellemeniz mümkün değil, bunlar hukuki bir prosedür. Zaten insanların elinde o sigorta boneleri, kağıtları mevcut. İnsanlar bunları saklamışlar ve de bunların parasını istiyorlar. Bunların parasını da direk Türkiye’den istemiyorlar. Kendilerini sigortalamış şirketten istiyorlar. O şirket de Türkiye’den talep edecek ama o apayrı bir dava ve ne kadar gerçekçi bir dava o ayrı bir soru işareti. O sigorta şirketleri bütün o riskleri alarak hemen her yerde insanları sigortalıyorlar. Mesela Yugoslavya dağıldığı zaman herhalde bir sürü insanın sigortası vardı. Ne oldu, ya da herhangi bir ülkede bu tür olaylar yaşandığı zaman. Onun için o biraz fazla uzakta kalan bir şey."
 
BU TOPRAKLAR ERMENİLERE AİT DEĞİLDİ Kİ ZATEN
 
Mahçupyan, sözü edilen toprakların zaten Ermenistan’a ait olmadığını ifade etti. Bu toprakların Osmanlı hanedanına ait olduğunu söyleyen Mahçupyan, eğer “tarihsel olarak yaşadığım yerde yaşamak istiyorum” deniyorsa bu imkanların tanınması gerektiğini vurguladı.
 
"Sözü edilen toprak talebi tamamen anlamsız ve komik bir talep. Onu söylemek lazım. Temel olarak şundan bir kere Ermenilere ait değildi ki Ermenilere iade edilsin. Bu topraklar Türklere de ait değildi zaten. Ama savaş koşulları ve Osmanlı’nın dağılmasında birileri bu topraklara el koymuş oldu. Çoğunluk bir biçimde, İttihat Terakki döneminde bir takım insanları öldürdü, uzaklaştırdı falan birilerine kaldı. Ve o noktadan sonra da artık bir defakto durum var. Bu sonuçta Osmanlı sülalesinin toprağıydı, işin özüne baktığımız zaman. O bir imparatorluktu yani. Eğer ben tarihsel olarak yaşadığım yerde yaşamak istiyorum diyorsanız bu bir insani hak bence. Dolayısıyla bunun açılması lazım, bu ayrı bir mesele."
 
3-5 SENE İÇİNDE GERİ DÖNÜP BAKTIĞIMIZDA ÇOK ŞAŞIRABİLİRİZ
 
Mahçupyan, bu ilişki başladığı zaman kendiliğinden atlayarak yayılacak bir mekanizma olduğunu açıkladı. Ve de 3-5 sene önce geri dönüp bakacağımızda çok şaşırabileceğimizi ifade etti.
 
“Ermeni Meselesi gibi bir meselede milyonlarca insandan bahsediyoruz. Ve bu engellenemez bir ilişki mekanizması. Bu başladığı zaman kendiliğinden atlaya atlaya yayılacak bir mekanizma. Bunun mesela spor alanına, kültür alanına, ticaret alanına yansımalarını düşünelim kontrol edilemez bir genişleme olacak. O yüzden de bir noktadan sonra bu devlet politikası olmaktan da çıkacak. Bir atmosfere dönüşecek ve atmosfer hükümete hangi adımları atabileceğini işaret edecek. Ve bunlar her zaman sıçramalı bir şekilde daha ileri adımlar olacaktır bu noktadan sonra. Bu yüzden çok uzun olacağını sanmıyorum ben, 3-5 sene içinde bu mesele içinde, eğer bu şans heba edilmezse ve iki taraf da bunu sistematik biçimde kullanma idaresi gösterirse 3-5 sene içinde geri dönüp baktığımızda çok şaşırabiliriz.”
 
ERMENİSTAN “SOYKIRIMI TANIYIN, GELİN” DERSE BU KÖTÜ SİYASET OLUR
 
Ermenistan, “bu açıklamayı yapıyorsunuz ama soykırımı tanıyın, ondan sonra gelin” der mi sorusuna Etyen Mahçupyan böyle bir şey demesinin kötü bir siyaset olacağını ifade etti.
 
"Ermenistan’ın böyle bir şey söylemesi kötü siyaset olur. Hükümet var, hükümet var, söyleyebilirler. Hiçbir devlete, hiçbir hükümete kefil olmamak lazım. Ne yapacakları belli olmaz o anlamda ama bu kötü siyaset olur."
 
ŞUANDA AB DE TÜRKİYE’YE MÜTEŞEKKİRDİR
 
“Avrupa Birliği bu ilişkiyi bir hamle daha ileri götürmekten çok çok memnun olacaktır. Türkiye’ye şuanda müteşekkirdir, söylemeseler de. Niçin? Çünkü, Ukranya’da kaybettiler. Ukrayna’da kaybettikten sonra Kafkaslarda bir daha kaybetmek hiç hoş bir şey olmaz. Ama orada da şöyle bir problem var, maalesef AB’nin dış politikası yok gibi bir şey. Buraya İsveç, İngiltere gibi ülkelerin de desteği olacaktır. Yani bu yeni bir imkan sunuyor şuanda. Ve bu imkan Batıya yarayan bir imkan. Türkiye’nin attığı bu adım, Batının Ortadoğu Kafkas politikası için çok önemli bir kaldıraç ve Batı bunu kullanmak isteyebilir. Bu sayede Rusya’ya “dur” deme şansı var. Bu sayede Kafkas ülkesi, üç ülkenin bir tür işbirliğini canlandırma şansı var.”