2 Mayıs 2024 Perşembe / 24 Sevval 1445

7 adımda büyük Manipülatör’ü anlamak

Washington’ın elitleri Donald Trump’ın birisi tarafından yönlendirildiğinde hemfikir: Baş stratejist Steve Bannon. O, ne Demokratların karaladığı gibi bir ırkçı ne de klasik bir aşırı sağcı. Bannon, 21.yüzyılın popülist dünya siyasetinin Amerikalı kuramcısı.

ŞERİF EGEMEN  AHMET 19 Şubat 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
7 adımda büyük Manipülatör’ü anlamak

ABD’de Donald Trump, başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana hem iç politikada hem de dış politikada attığı adımlarla tartışma yaratmaya devam ediyor. Ülkenin elitleri kendi içlerinden çıkan bu kişiyi bir türlü kabul edemiyor. ‘Özgürlükler ülkesi’nin Meksika sınırına duvar örme projesine sahip, göçmenlere vize yasağı uygulayan ve dünyayı bombalamaktan bahseden biri tarafından yönetilmesi fikrine alışamıyorlar. Aslında yüzleşmekten kaçındıkları halkın ta kendisi. Dolayısıyla medya ve bürokrasi, Trump’ın ancak başka birisi tarafından yönlendirilmiş olabileceği fikrine angaje olmuş durumda. Onlar için öne çıkan isimse yeni Başkan’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’nde koltuk tahsis ettiği Baş stratejisti Steve Bannon. Peki, bu kadar etkili olduğu düşünülen Steve Bannon’ın fikir iklimi nelerden oluşuyor? İşte Trump’ın baş stratejistini anlamak için bize yardımcı olacak 7 söylemi/düşüncesi.

1-‘Küresel kriz çağındayız’

Bannon’a göre dünya küresel bir ekonomik kriz sarmalının içinde. Sovyetler Birliği’nin dağılması sadece Fukuyama’nın ilan ettiği gibi ‘dünyanın sonunu’ değil, kapitalizmin de sonunu getirdi. Ona göre, kapitalizm Pax Americana (20.yy’daki ABD hakimiyetine atıf yapan Amerikan Barışı) döneminde hem orta sınıfa hem de işçi sınıfına refah getirdi. Fakat temel çelişkisini (komünizm-kapitalizm çatışması) kaybeden sistem, erimeye başladı. Tüm kurumlardaki çürüme, Batı’nın çöküşünü getirdi. Bu çöküşse tek bir noktada düğümlendi: İnanç eksikliği. Başka bir ifadeyle 20.yy’ın aydınlanmacı liberalizmi, liberter muhafazakarlığa dönüştü. Bannon’ın amacıysa 20.yy’daki altın çağı yeniden yakalamak. Trump’ın seçim sloganı olan ‘Amerika’yı yeniden büyük yapalım’ cümlesindeki ‘yeniden’ sözcüğü de o çağa geri dönüşü simgeliyor.

2-‘Sekülarizm ve İslam Batı’yı çöküşe sürüklüyor’

Baş stratejistin dönmeyi arzuladığı altın çağın temel özelliği kapitalizmin yaydığı refahla dolu ekonomik hayat. Fakat o mesut günlere dönmek için, kapitalistlerin önce inançlarına sarılması gerekiyor. Bugün Hıristiyanlık ve onun çürümüş kurumları gençlere bir amaç vermekten aciz. İslam bile, Avrupalı gençlere daha fazla imkân sunuyor. Terör örgütü DEAŞ’a katılan Batılı gençlerin sayısı azımsanmayacak ölçüde. Bannon için dış mihrak olan Müslümanların yanında Batı dünyası bir de içerisindeki sekülarizm belasıyla mücadele ediyor. Hatta pek çok yerde de bu iki düşman kol kola ilerliyor. Trump’ın “DEAŞ’ı Obama kurdu” söyleminin zeminini de bu düşünce oluşturuyor.

3-‘Kriz DEAŞ’a imkân sağlıyor’

Trump’ın strateji uzmanı için Yahudi-Hıristiyan düşünüşten köklerini alan Batı’nın ana düşmanı DEAŞ. Avrupalı aşırı sağcıların 1980’lerden kalma tezi olan İslam düşmanlığı, Bannon’ın aslında söyleyip de dile getiremediği şey. Bu fikrini açıkça beyan etmek içinse terör örgütünün sözde halifeliği bulunmaz fırsat. Ona göre, Suriye ve Irak’ta selefi hükümranlığını ilan eden örgüt, İslam’la eşdeğer. Yani DEAŞ, Batı’nın 20.yy’daki komünizm-kapitalizm çelişkisinin yerine ikame etmesi gereken ana çelişkinin barbar kanadı.

4-‘Popülist ayaklanma ekonomik buhrandan doğuyor’

Steve Bannon için İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması (Brexit), Fransa’da aşırı sağcı Marine Le Pen’in iktidara yürümesi, Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi tesadüf değil. Bilakis bunlar 2008 ekonomik krizinin yansımaları. Başka bir değişle eskiden ülkeyi kendilerinin yönettiğini fakat artık durumun tersi olduğunu düşünen ve orta sınıftan altı sınıfa düşen ‘beyazların’ tepki vermesinin sonucu. Zira orta sınıf, her sene cebinden devlete aktarılan 50-60 bin dolarlık vergi maliyetinin göçmenlere harcanmak için ceplerinden çalındığını düşünüyor. Bannon’a göre işte bu kitle Pensilvanya gibi Demokratların kalelerinde Trump’ın oyları silip süpürmesinin arkasındaki itici güç.

5-‘Muhafazakâr halkçılık tüm dünyada iktidara gelecek’

Eski orta sınıfın sürüklediği popülist isyan, Bannon’a göre, muhafazakâr halkçılık olarak tüm dünyada bir siyasi hareket haline gelmiş durumda. Baş startejist için, bu isyan küresel bir nitelikte. Zira bugün sadece Avrupalı aşırı sağcılar değil, Hindistan’da Başbakan Modi ve Latin Amerika’da Bolivar’cı siyasi iktidarlar da isyan dalgasının bir parçası. Bu hareket gelenekleri moderne yem etmeyen, bürokratik devlet elitlerine kafa tutan kısacası liberal demokrat ve sosyalist entelektüel tabakanın karşısında duran bir halk kasırgası.

6-‘Irkçı düşünceler sağın içerisinden temizlenmeli’

ABD Başkanı Trump’ın kabinesinde göreve geldiğinden bu yana ‘ırkçılık’ suçlamalarına maruz kalan Steve Bannon, aslında sağ siyasetin içerisinden biyolojiye dayalı tüm tortuları temizlemek isteyen biri. Ona göre, politik sağın devrimcileşmesinin önündeki temel sebeplerden biri soy takıntısı. Bannon için sağın gücünü aldığı halk tabakasının göç ve göçmen karşıtlığının sebebi ırksal değil. Bu daha çok ekonomik kökenleri olan, ABD’deki Latinleri veya İngiltere’deki Pakistanlıları kendilerinden işlerini çaldıkları için yargılayan bir tutum.

7 ‘Putin iyi bir lider’

Baş stratejiste göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ideal bir lider. Geleneklere önem veren, bunu da sadece Çarlık Rusya’sının sahiplenilmesiyle değil -Sovyetler Birliğini de kapsayan- tüm ülke tarihini kucaklyarak yapan bir politik figür. Putin’in kleptokrat (ülkenin iktidarını eline geçirip soyan kimse) olduğunu iddia eden fakat bunu kanıtlayamayacağını beyan eden Bannon, Putin’in bunca sene ayakta kalmasını ise iyi liderlik kabiliyetlerine bağlıyor. O’nun için Putin, Halkını unutmayan ve ülkesinin tüm NATO kuvvetlerine karşı ayakta tutabilen bir devlet başkanı.

TİME dergisinin ‘Büyük Manipülatör’ başlığıyla kapağına taşıdığı ABD Başkanı Donald Trump’ın Baş Stratejisti Steve Bannon’ı anlama kılavuzu.