Anadolu’nun en gizemli şehri Amasra

Amasra; yemek kültürü, doğal güzellikleri, tarihi zenginliğiyle her daim yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken ve bence ülkemizde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Batı Karadeniz bölgesinde Bartın ili sınırları içerisinde bulunan Amasra, enfes manzaralarını kadim medeniyetlerin izleri ile yoğurmuş muhteşem bir güzelliğe açılan pencere. Bu bağlamda Amasra aynı zamanda fotoğraf tutkunları için de birbirinden güzel ve çekici manzaraları cömertçe sunmakta.

Sevgili dostlar, sizleri bu yazımızda Amasralı merhum şarkıcı Barış Akarsu’nun “Yosun kokan şehir” olarak tanımladığı Karadenizin incisi, Büyük Roma İmparatorluğu’un Bithynia-Pontus prokonsülü, Latin Ozan Catullus’un dizelerinde “Gemilerin Pontus Amastrisi’nde ıslanan kürekleri” sözleriyle tanımladığı veya İsmail Habip Sevük’ün gördükleri karşısında “Görsen yazık dersin; görmesen yazık edersin!” ifadeleriyle tanımladığı gizemli bir Anadolu kasabasına götürmek istiyoruz.

GÜZELLER GÜZELİ AMASTRİS

6 bin 500 nüfuslu bu küçük ilçeye adını veren güzeller güzeli Amastris’ten başlamak istiyorum. Roma imparatorluğu döneminde Paphlagonia adıyla anılan, Sesamos adıyla Heraclia’ya (Karadeniz Ereğlisi) bağlı küçük bir kasabaymış Amasra.

Hikayemiz MÖ IV. Yüzyıl civarlarında başlıyor. Pers hanedanının son kralı 3. Darius’un kardeşi Oksyathres’in kızı olan...

Makedonya Kralı İskender’in baldızı  Amastris, Heraclia Satrabı (Valisi) Dinysos ile evlenince ki Türk devletlerinde de olduğu gibi o dönemde de hanedanlıklar arasında evlilikler, devletlerin daha da büyümesi ve barış içerisinde yaşanması için sıklıkla tercih edilirmiş, pılını pırtısını toplayıp antik dünyanın Paflagonya’sına (bugünkü Batı Karadenize) gelir.

Heraclia Satrabı Dinysos, karısına Sesamos adıyla İyon kolonileri tarafından kurulan ve günümüzde Amasra adını alacak şehrin yönetimini verir. Sesamos’a yerleşen ve şehrin adını kendi adıyla değiştiren Kraliçe Amastris, güzelliğini, günümüzde Direkli Kaya ismi verilen havuz da Karadeniz’in serin sularında yıkanmasına borçluymuş.

Kraliçe’nin bugün bile Amasra’nın en önemli tarihi anıtlarından Direkli Kaya içinde inşa ettirdiği hamamdaki şifalı sular ile güzelliğine güzellik kattığı dilden dile günümüze kadar söylenegelmiştir. Ne kadar hazindir ki cennet Amasra’ya ismini veren güzeller güzeli Amastris, taht kavgaları yüzünden oğulları tarafından denizde boğularak öldürülmüş. Amastris’in hikayesi her ne kadar hazin bir şekilde sonlansa da, Amasra’nın muhteşem hikayesi yaşanmaya devam ediyor yeşil ve mavinin kucaklaştığı cennet topraklarda. Amasra’ya geldiğinizde Cenevizlilerden kalma kaleye çıkarken Direkli kayayı görmeden geçmeyin.

EZBERİNİZİ BOZACAK BİR SALATA: AMASRA SALATASI

Sevgili dostlar, 3 bin yıllık tarihi, kültürü, koyları, ana karaya bağlı ve bağımsız adaları, tüm doğa güzellikleri ile eşsiz bir görselliğe ve güzelliğe sahip, kendine özgü balık lokantaları, plajı, limanları ile görsel ve damaksal bir ziyafet sunan Amasra’yı hep birlikte gezmeye devam ediyoruz.

Amasra deyince belirtmeden geçemeyeceğimiz muhteşem bir damak tadı var. Amasra salatası. Salatayı sevmeyenimiz hemen hemen yok gibidir. Ama istisna olarak olanlar varsa da, salatayla ilgili son kararlarını vermek üzere kendilerini bir de Amasra’ya davet etmek istiyorum. Yaklaşık 40 çeşit yeşillikten ve eşsiz elma sirkeli bir sostan yapılan Amasra salatasını eşsiz lezzetteki Amasra balığıyla beraber yemeyi sakın ihmal etmeyin.

Salata yemek için bir şehre gidilir mi diye sorsalar bir çoğumuz ‘dalga mı geçiyorsun’ diye cevap verecektir. Emin olun Amasra’da salatanın tadına baktıktan sonra bu soruya öyle eskisi gibi hemencecik cevap veremeyeceksiniz.

Artık bir Amasra klasiği haline gelmiş balık lezzetini ve keyfini ise bilmiyorum belirtmemize gerek var mı ? Birçok mekanda ve şehirde balığın tadına bakmış ve lezzetini damağınızda yakalamışsınızdır. Peki Amasra’da bu damak tadının nasıl bir kalıba büründüğünü merak ediyorsanız bu merakın sonucunu almanıza değecek ölçüde bu şehre gelmenizi, hamsi, istavrit, mezgit, palamut, çinekop, barbun, ada lüferi, kalkan gibi eşsiz lezzetteki Karadeniz balıklarının tadına bir de Amasra’da bakmanızı kesinlikle tavsiye ederim.

SEYRİNE DOYUM OLMAYAN BİR ADA: TAVŞAN ADASI

Tavşan adası, Amasra da bulunan tek ada. Üzerinde yaşayan tavşanlar nedeniyle adaya bu isim verilmiş. Boztepe üzerinde yer alan dürbünler yardımıyla ada üzerinde bulunan tavşanları gözleyebilir, bir taraftan diğer tarafa koşmalarını ilgiyle takip edebilirsiniz.

GERDANLIK LİMANLAR BÜYÜK VE KÜÇÜK LİMAN

Amasra’da birbirinden güzel manzaralara sahip iki adet liman bulunmakta. Büyük liman ve küçük liman. Büyük limanda yer alan teknelere binerek Amasra’nın muhteşem deniz kokusunu buram buram doyasıya ciğerlerinize çekmenizi, sahile vuran dalgaların büyülü sesini bir de tekne üzerinden kulak vermenizi, Amasra’nın büyülü güzelliğini, yemyeşil dağlarını bir de deniz üzerinden görmenizi çok isterim.

Küçük limanda ise daha çok çay bahçeleri, kafeler ve dinlenme alanları bulunmakta. Evet sevgili dostlar Amasra’nın tarifsiz güzelliklerini, tarihi ve kültürel mekanlarını anlatmaya, yazıya dökmeye sayfalar bile yeterli olmuyor. Önümüzdeki hafta bir başka seyahat durağında inşallah buluşmak dileğiyle “Özgürlüğünüzü alın ve sizi bekleyen diyarlara yelken açın, hep seyahatte kalın”.

DENİZİN GERDANLIK GİBİ SARDIĞI ŞEHİR: AMASRA

Cennet Amasra, Batı Karadeniz kıyısında şirin mi şirin, güzel mi güzel, görülesi mi görülesi Bartın ilimize bağlı bir ilçe. Hiç abartmadan söylemeliyim ki bana Türkiye’de görülmesi gereken 10 şehri söyle deseler bu listede kesinlikle Amasra olurdu.

Bir yarımada şeklinde denizin adeta bir gerdanlık gibi sardığı Amasra’yı gördüğünüz zaman bana hak vereceğinize eminim.

Amasra’nın Kurucaşile tarafından girişinde yer alan Kontaş tesislerinin de yer aldığı manzaralı tepeden Amasra’yı seyrettiğinizde tadına doyum alamayacağınız harika manzaraları fotoğraflayabilir, harikulade manzaraların keyfini çayınız veya kahveniz eşliğinde çıkarabilirsiniz.

HAKKARİ’YE HAKSIZLIK EDİYORLAR

Gezmek, görmek, öğrenmek. Eğitimci olmasına rağmen en büyük tutkusu tarihi ve turistlik mekanları ziyaret etmek olarak belirleyen Murat Ak, bugüne kadar Türkiye’nin 70 şehrine seyahat etmiş.

Gezilerine hobi olarak başlayan Murat Ak, daha sonra çeşitli platformlarda yazdığı tanıtım yazılarıyla dikkat çekince Türkiye’nin takip edilen seyahat yazarlarından biri olmuş.

En büyük hayallerinden biri ise 81 ile ulaşarak Türkiye’nin saklı cennetlerini insanlara tanıtabilmek. Ancak Doğu ve Güneydoğu illerinde artan terör olaylarından dolayı muzdarip. Hakkari, Siirt, Şırnak gibi şehirlerine gidemediğini söylüyor ve ekliyor:

Elinde silahla gezenler aslında en çok kendi şehirlerine kötülük ediyor. Hem gelişmesini, hem de ekonomik olarak insanların rahata ulaşmasını engelliyor. Kimsenin görmediği kültürel zenginliğin kime ne faydası var ki?

Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı. Kesinlikle çok gezen. Türkiye’de herkes, yılda bir kez ülkemizin başka bir şehrini görmeli, tanımalı. Kaynaklarımızı yurt dışına akıtmaya gerek yok, zira Türkiye herkese yetecek kadar büyük.

Güzeller güzeli Amastris, M.Ö. 302 yılında Paflogonya’ya gelin olduğunda, bölgenin kaderini değiştireceğini bilmiyordu.