26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Başarının sırrı birlik olmak

Quebec-Kanada merkezli, 4 bin kişilik şov grubunun yıllarca bir arada kalmasının sırrı ne olabilir?. 1-9 Ekim’de İstanbul’da ‘Varekai’ gösteriyi sunmak için gelen Cirque du Soleil’in sanat yönetmeni Michael G. Smith sorularımızı cevapladı.

Büşra UĞRAŞ4 Eylül 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Başarının sırrı birlik olmak

Dünyanın en ünlü canlı gösteri topluluklarından biri olan Cirque du Soleil, 3,5 yıllık bir aradan sonra yeniden İstanbul’da. Etkinlik ve eğlence şirketi Alchemy Project aracılığıyla gelen ‘Varekai’ adlı gösteri 2002 yılından bu yana 23 ülke ve 130 şehirde 10 milyondan fazla izleyici buldu.Şimdi sıra Türkiye’de. 1-9 Ekim tarihlerinde Ülker Sports Arena’da olacak olan ekip,  izleyicileri, sınırları zorlayan performansları, insanı hayrete sokan akrobatları, renkli kostümleri ve orijinal canlı müzikleriyle hayran bırakmaya hazırlanıyorlar. Şimdiden söyleyelim gösterile yoğun ilgi görüyor ve biletler tükenmek üzere hatta istek üzerine programa dört seans daha eklendi! 11 gösterilik program için şimdiden heyecanlanmaya başladık. Neden mi? Çünkü 19 farklı ülkeden 50 kişilik bir ekiten oluşan Cirque du Soleil dünyanın geçtiği zor zamanları düşündüğümüzde tam da ihtiyacımız olan şey! Onlar bambaşka kültürlere sahip koca bir takım olarak yıllardır uyum içinde çalışıyorlar ve çok da eğleniyorlar! Dansçıları, müzisyenleri, 600 parçadan oluşan rengarenk kostümleriyle kendi dünyalarını kurmuşlar... Bu halleriyle dünyaya bir kardeşlik mesajı veriyorlar sizce de öyle değil mi? Varekai’nin sanat yönetmeni  Michael G. Smith’e bu çok ‘renkli’ ekibi ve gösteriyi sorduk, o da anlattı.

Dev ekip ‘merhaba’ diyor

1984 yılında sadece 20 kişilik sokak dansçıları ile yola çıkan dünyanın en büyük canlı gösteri topluluklarından biri olan Cirque de Soleil’in yeniden İstanbul’a gelecek olduğunu duyduğumuzda çok sevindik. Quebec-Kanada merkezli gösteri sanatları topluluğunun  dünya çapında 50 farklı ülkeden 1300’ü sanatçı olmak üzere 4000’den fazla çalışanı bulunuyor. Devasa bir organizasyon ve tekrar izleyebilme ihtimalimiz olması heyecan verici. Ancak onlar da en az bizim kadar heyecanlılar. Varekai adlı oyunun sanat yönetmeni  Michael G. Smith “İstanbul’a tekrar geldiğimiz için inanılmaz derecede heyecanlıyız. Şehir tek başına muazzam ve enerjik. Seyirci anlayışlı ve nazik. Sanatçılarımız Türk seyircisinin tutkusunu çok seviyor.  Umarız birçok açıdan ‘klasik’ Cirque du Soleil gösterilerine dönüş olarak tanımlayabileceğimiz Varekai, bizim için Türkiye’ye dönüşümüz için de sıcak bir ‘Merhaba’ olur” diyor.

Önemli olan ‘insan’

Yeni gösterinin diğer tüm şovlardan ayrı bir misyonu olduğunu da vurgulayan Smith “Cirque du Soleil’in her gösterisi birbirinden farklı ve hepsinin insani bir mesajı bulunuyor. Her gösterinin başlangıcı, daha önce denenmemiş olan bir fikirden yola çıkarak gerçekleşiyor. Çingenelerin dilince ‘Her neresi’ anlamına gelen bir diyarda geçiyor hikaye. Genç bir adam bu farklı dünyaya paraşütle iniyor ve her şeyin mümkün olabildiği bu sihirli dünyadaki macerası başlıyor” diye anlatıyor. Tabii bunları dinlerken aklımıza şu geliyor. Aslında Cirque du Soleil ekibi da sihirli bir diyardanmış gibi... Normal insanlardan farklı yeteneklere sahipler. En önemlisi de böylesine çok ulusluyken yıllardır mutlulukla çalıştırmayı sürdürebiliyorlar. Bu konuya değindiğimizde Smith şöyle özetliyor “Her kültür ve milleti tanımlayabilecek insani bir mesaj bulmaya çalışıyoruz. Halkları birbirinden ayıran her şeyin üstüne çıkabilecek insani bir yaklaşım olmalı bu. Geçmişimiz ne olursa olsun insanlar olarak birbirimize bağlıyız. İster zengin, ister fakir olalım birbirimizle ilişki kurduğumuz insani bir zemin var. Sezgisel ve içgüdüsel olarak her seviyede iletişim kuruyoruz. Bu yüzden de birlikte çalışırken çok eğleniyoruz. Her gösterimiz özel bir metne bağlı kalmadan izleyici ile bağ kurmayı başarıyor. Gösterilerin, her bir kişi için ayrı anlamlar barındıran katmanları var. Gösterileri hangi ülkede sunarsak sunalım, izleyici sahnede olup bitenden kendini kopuk hissetmiyor. Oluşturduğumuz kültürel mozaik, herkese dokunmayı başarıyor. Dünyanın neresinden olursa olsun, herkesin kendinden bir şey bulacağı bir güce dönüşüyor.”

İster fakir ister zengin olalım, birbirimizle iletişim kurduğumuz insani bir zemin var.

Sihirli diyara yolculuk...

‘Varekai’ evrensel gezginler olan çingenelerin Roman dilinde “Her neresi- Wherever” anlamına geliyor. Dominic Champagne tarafından yazılan ve yönetilen prodüksiyon göçmen ruhuna, sirk geleneğine, sanatına, ruhuna ve Varekai’ye giden yolda sonsuz bir tutkuyla arayışlarını sürdürenlere bir saygı gösterisi olarak nitelendiriliyor. Gösteri drama ve akrobasinin patlayıcı bir kaynaşımından doğdu. Evrensel olan beden dili ile herkese hitap eden şov baş döndürücü beceri ve güç gösterilerinde izleyenleri kendine hayran bırakıyor. Gösterinin hikayesiyse şöyle:  Ormanın derinliklerinde, bir volkanın zirvesinde, her şeyin mümkün olduğu olağanüstü bir dünya bulunuyor. Varekai dünyası... Gökyüzü yalnız bir genç adamı bırakıveriyor ve böylece Varekai’nin hikayesi başlıyor. Fantastik yaratıklarla dolu değişken bir dünya olan sihirli bir ormanın gölgeliklerine paraşütle inen genç adam, Ikarus, hem absürt hem de olağanüstü bir maceraya uçuyor...