2 Mayıs 2024 Perşembe / 24 Sevval 1445

Bir imparatorluk daha sona eriyor

Kitabevi Yayınları’nın sahibi Mehmet Varış ile çiğ köfte partilerine ev sahipliği yapan ve uzun yıllardır birçok yazarın bir araya geldiği Cağaloğlu’ndaki dükkanında buluştuk.

Gizem TÜMBAY20 Kasım 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Bir imparatorluk daha sona eriyor

Yıllardır tanınmış yazarların, farklı kuşaklardan şairlerin, kitap aşıklarının, düşünürlerin ve bilgi-sanat meraklılarının yollarının kesiştiği yerdir Kitabevi. Yayınevinin şimdilerde son günlerini yaşadığını söyleyen Varış, biraz kırgın ve biraz üzgün olsa da güler yüzle karşıladı bizleri. Önümüzdeki ayda kapılarını kapatacak olan yayınevinden kimler geldi, geçti, ne anılar yaşandı Mehmet Varış Star PAZAR okuyucularına anlattı.

Yeni nesiller için biraz kendinizden bahseder misiniz?

Küçük yaştan beri kitapların içinde yaşıyorum. 1976 yılında muhtelif yayın evlerinin mücellithanelerinde çalıştım. Sonra bir otelcilik deneyimim oldu ama askerden sonra bir fiil, perakendecilik, yayıncılıkla birlikte bu zamana kadar geldik.

Kitaplara olan merakınız ne zaman başladı?

Dedem hatırı sayılır insanlardandı ve bizim evde kitap eksik olmazdı. Çocukluğum da Cenk kitaplarını okuyarak, dinleyerek geçti. Bir de köyün öğretmenleri yazın tatile gittiğinde kitaplarını bize emanet ederlerdi ve ben de onları okurdum. Doğan Kardeş’in verdiği ‘Bin Bir Gece Masalları’ bir de içinde menkıbelerin ve halk hikâyelerinin olduğu ‘Tatlı Dil’ diye bir dizi okurdum.

Sizi bu kadar güvenilir kılan şey ne oldu?

Bir şey yapmadım normal bir insan olmaya çalıştım. Dürüst olmak, güler yüzlü olmak, yardımsever olmak normal olan şeyler bunun için ekstra bir çaba sarf etmedim. Bunların diğerleri de zaten anormal olan şeylerdir. İnsanlar bunun için de özel bir gayret gösterir. Surat asmak ve kötülük yapmak için gayri insani bir gayret gerekiyor. Normal olan bir insanın iyi olmasıdır. Bizim de kötülüklerimiz olmuştur ama en aza indirmeye çalışmışızdır.

Kimler geldi geçti Kitabevi’nden?

Buralara Beşir Ayvazoğlu, Mehmet Genç, Ahmet Güner Sayar hocamız ve arkadaşları, her cumartesi hemen hemen Abdullah uçman gelir. Yine her cumartesi Ali Şükrü Çoruk, genç şairlerimiz gelir. Eskiden birkaç dergi çıkarıyorum o zaman daha çok edebiyat ortamı vardı ama 2010’dans sonra bu biraz daha azaldı. Filozof Cemal diye bir ağabeyimiz vardı, rahmetli oldu o sık sık gelirdi. Marmaratörlerden Teşkilat Refik dedikleri rahmetli Refik Demir gelirdi. Refik Amca kızdığı kişilere “Halk Partili” derdi. Osmanlıca bilmeyeni okumuş, yazmış saymazdı. Isis Yayınları sahiplerinden rahmetli olan bir dostumuz Sâmân Helvacıoğlu gelirdi. Unuttuklarım da mutlaka olmuştur. Politikacı arkadaşlarım sık sık gelirdi. Gazeteci arkadaşlarım. Yeni Şafak ekibi daha sonradan Star’a geçti hepsi arkadaşlarımdı. Cemil Çiftçi ve İsmail Dervişoğlu, Halk Edebiyat’çısı Sabri Koz, Ali Ayçil de Kitabevi’ne gelen isimler arasındadır.

O kadar yazarın içinde mutlaka başınıza ilginç şeyler gelmiştir...

Anlatmakla bitmez tabii ama şu an hatırladığım çok şey yok. Geçtiğimiz yıllarda Ethem Sancak, Kültür Yayıncısı Ödülü bize verdi. Türk kültürüne hizmet ödülü verdi yani bize. Bir cümlelik bir şey söylemiştim “Kadir, kıymet bilenlere teşekkür ederim” diye. O zaman Ethem Bey ayakta alkışlamıştı beni. Bu da unutamadığım şeylerden biridir.

Türk kültürüne yıllardır emek veriyorsunuz. Nedeni nedir?

Bazılarına hamasi gelebilir söylediklerim. Bu topraklarda yaşıyoruz. Olası bir aksilik olursa Türkün adı unutulmasın diye yapıyorum bunları.

Kitabevi kapanıyor mu?

Evet son günlerimiz. Kısa bir süre sonra kapatıyoruz. Yayınevi belki ikinci katta devam edebilir. Kültür Bakanlığı’ndan destek görmediğimiz için kapatıyoruz.

Buraya gelenlere çiğköfte partileri de yapıyormuşsunuz...

20 yıl boyunca rahmetli Nihay Armağan gözetiminde çiğköfte yapardık. Armağan Ağabey bizim başımızda dururdu. Ya ben yapardım ya da Mehmet Tevfik Ekiz arkadaşım yapardı. Ya da şimdiki çiğ köftelerimizi yapan Hasan Ayhan Bey yapardı. Son biberle birlikte de bu çiğköfte faslını kapattık. Kışa denk gelirse Ramazan ayı, iftarlarımızı çorba, çiğ köfte ve tatlıyla yapardık. İşlerimiz iyiyken saltanatlı günlerimizdi. Şimdi saltanatımız bitti.

“20 yıl boyunca Nihay Armağan gözetiminde çiğköfte yapardık. İşlerimiz iyiyken saltanatlı günlerimizdi. Şimdi saltanatımız bitti.”