26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Burası bizim evimiz değil deplasmandayız

Sosyal medya kullanıcılarını çok özgür bir alan olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. Ancak Twitter, Facebook ve Youtube zannedildiği kadar demokratik değil. Ya da sadece kendilerine demokratik. Bu durumu Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Murat Dağıtmaç şöyle açıklıyor: Burası bizim evimiz değil, deplasmandayız. Kuralları başka devletler tarafından konulmuş bir mecradayız. Alternatif üretemediğimiz için de oraya mahkûmuz.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK 4 Mart 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Burası bizim evimiz değil deplasmandayız

İnternet ve sansür denildiğinde kimi çevreler sadece devletin birtakım içeriklere olan müdahalesinden söz etmeyi tercih eder. Oysa internet üzerindeki sosyal mecraların hemen hepsi kendi içinde birer sansür mekanizması barındırır. Twitter, Facebook ve diğer sosyal ağlar her ne kadar ticari yapılar olsalar da politik anlamda da ciddi rezervlere sahip. Sözgelimi PKK ve benzeri terör örgütlerinin propagandalarından rahatsız olup şikayet ettiğinizde aldığınız cevap genelde aynıdır. İlginize teşekkür edilir ancak şikayet konusu içerikte sorun teşkil edecek bir durum olmadığı söylenir. Ya da Filistin meselesine dair cümleleriniz, FETÖ’yü eleştiren kimi paylaşımlar bir anda ortadan kaybolabilir. Buna karşılık yakın zamanda olduğu gibi Türkiye lehine yayınlanan bir içerik de gizli bir el tarafından sansürlenebilir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’de bölgeye terörist ve silah taşıyan PKK/PYD’ye ait 30-40 araçlık konvoyu vurma videosu, Genelkurmay Başkanlığı tarafından Youtube’da paylaşıldı. Ancak TSK’nın Youtube’daki sayfasında yayınlanan görüntüler ‘şiddet barındıran veya görsel açıdan rahatsız edici’ bulunarak erişime engellendi. Bu hamlenin tepkilere neden olmasının ardından da bir hata olduğu söylenerek video yeniden erişime açıldı. Sadece Youtube değil tüm sosyal medya mecralarında benzer durumlarla karşılaşmak mümkün. Sosyal medyada yaşanan bu sansürleri Uluslararası Sosyal Medya Derneği Başkanı Said Ercan ve Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Murat Dağıtmaç’a sorduk.

Murat Dağıtmaç

- Youtube’un TSK’nın Afrin Operasyonu ile ilgili yüklediği bir videoyu sansürlemesi hakkında neler söylersiniz?

Murat Dağıtmaç: Bu örnek ilk değil, daha önce birçok örneğini gördük. Sadece Youtube’da değil, Twitter ve Facebook’ta da. Milli bir duyguyla hareket edilip Twitter’da Top Trend olması gereken bir hashtag, uygulanan engel yüzünden öne çıkamıyor. Bir kere bu mecraların sadece ticari girişimler olduğunu düşünmek büyük bir saflıktır. Dünyadan bilgi akışını sağlamak, ABD’nin amacına hizmet edebilecek algı operasyonları bu mecra üzerinden dönmektedir. Haliyle kendi ulvi çıkarları için her şeyi bu mecra üzerinden yapıyorlar. Terör örgütleri, mafya babaları hatta kiralık katiller bile cirit atıyor. Burası bizim evimiz değil, deplasmandayız. Kuralları başka devletler tarafından konulmuş bir mecradayız. Alternatif üretemediğimiz içinde oraya mahkûmuz.

PATRON KİM İSE YÖNLENDİREN DE ODUR 

- Kişilerin algısını yöneten ve yönlendiren sansür olaylarında mekanizma nasıl işliyor? 

Burada klasik bir şekilde ‘üst akıl’ tarafından diye komplo teorisine bağlamak istemiyorum ama Facebook açıkladığı verilere göre; kullanıcılarının yüz farklı bilgisini istihbarat birimleriyle; CIA veya FBI ile paylaşıyor. Patron kimse yönlendiren de odur. DAEŞ terör örgütü Avrupa’da en çok örgüt elemanını Twitter üzerinden topladı. Sizce Twitter bunu rahatlıkla engelleyemez miydi? Niye engellemedi? DAEŞ’in arkasında hangi güç varsa işte bu mecraları yönlendiren kurumlar da o güçler. 

- Peki nedir bu sosyal medya araçlarının istediği?

Gelecekteki sistemleri için bilgi topluyorlar. Bu haberi okuyanlar bir düşünsün; Sosyal medya mecralarında, aile fotoğraflarını, nereye gittiklerini paylaşıyorlar mı? Ne düşünüyorlarsa paylaşıyorlar mı? Whatsapp üzerinden fotoğraf video gönderiyorlar mı? “Aaa bunlar gizli değil miydi?” sorunuza cevap vereyim kesinlikle gizli değil, bunlar depolanıp kullanılmaya başlandı. Şu anda ticari olarak kullanılıyor ancak ilerde siber savaşlarda kullanılacak. Ben size “Bana parmak izinizi verin veya göz retinanızı buraya okutun kodlayacağız” desem bana muhtemelen “Hayır” dersiniz. Ama bunların hepsini veriyoruz. Dijital mecrada vermiş olduğunuz bilgiler başka birisinin eline geçse size neler yaptırmaz. Sosyal medya platformlarındaki ‘uygunsuz içerik’ butonuna tıklasak da çoğu kez, platform bunu uygunsuz olarak kabul etmiyor. Amacına hizmet ediyorsa gösterim oranı ve etkileşim fazlasıyla artar. 

Bu mecraların sadece ticari girişimler olduğunu düşünmek büyük bir saflıktır. Kuralları başka devletler tarafından konulmuş bir sahadayız. 

Said Ercan

TERÖR GRUPLARI ORGANİZE ÇALIŞIYOR

- Türkiye’nin sosyal medya kullanımını nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye şu an sosyal ağları dünya çapında kullanan ilk 7 ülke arasında. Kendi arama motoru ve kendi sosyal medyası olmadığı için gençler üzerinden manipülasyona çok müsait. Özellikle Afrin Operasyonu gibi stratejik olaylarda sosyal medyanın kontrol altında tutulması, gerçek dışı paylaşımların önüne geçilmesi; terörist grupların, kötü niyetli kişilerin ve gerçek olmayan bot kullanıcıların yaptığı paylaşımların engellenmesi çok önemli. Bu konuda devlet kurumları ve vatansever kullanıcıların çok dikkatli olması; bu tür zararlı içeriklerin engellenmesi çok büyük önem arz etmektedir. 

- Youtube’un TSK’nın videosuna yönelik sansürü ile ilgili neler söylersiniz?

Sosyal ağların kendi içerisinde bir spam mekanizması var. Nefret söylemi kapsamında çok spamlanan içerik ve videoları -içeriğine bakmadan- otomatik olarak engelleyebiliyorlar. Birinci sebep bu olabilirken yine bu sosyal ağlarda çalışan ve Türkiye masasına bakan çalışanların keyfi uygulamaları, Türkiye karşıtı iş ve eylemleri de bu tür sansürlerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Terör grupları organize hareketle bu tür içerikleri şikayet ettirip kaldırtabiliyor. TSK videosu da sosyal ağda moral motivasyon olarak terör destekçilerini rahatsız ettiği için kurallara uyduğu halde kasten kaldırılmış olabilir. 

- Kaç çeşit internet sansürü var?

Erişim engelleme, içerik kaldırma, görünmez yapma, askıya alma, yayın durdurma gibi Türkiye’de de kanunlar çerçevesinde suçun mahiyetine göre tamamı kullanılıyor. Bu durumlardan herhangi biriyle karşılaşan kişiler, ilgili sosyal ağın Türkiye ofisiyle irtibata geçilebilir; sosyal ağın iletişim bilgilerine mail atılabilir. Sosyal ağın global yöneticilerine sosyal medya üzerinden ulaşılabilir.

- Sansür uygulayan kişi hangi durumlarda ceza alabilir? Yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması gibi başlıklara ne tür cezalar veriliyor?

Kanunlar dairesinde bunların hepsi suç sayılır. Savcılar re’sen (Bağımsız olarak) ya da şikâyete göre harekete geçebilir.

DÜŞMANIN ELİNE KOZ VERMEYİN

- Soyal medya kullanıcılarına öneriniz var mı?

Murat Dağıtmaç: Olayların doğruluğunu araştırsın, 3-4 farklı yerden teyidini almaya çalışsınlar. Geçenlerde askerlik 18 aya uzatıldı diye sosyal medyada haber çıktı bunu tüm haber ajanslarımız son dakika olarak geçti. Bireyi bırakın, kurum konusunda sıkıntılarımız devam ediyor. O yüzden Devlet olarak ‘Milli dijital iletişim stratejilerinin’ belirlenmesi lazım. Bireyler de bu süreçte öğrenmeye başlayacak. Ufak tavsiye verecek olursak, sosyal medyada her şeyinizi paylaşmayın. Düşmanın eline koz vermeyin. 

ÖZGÜR İNTERNET HAYALDEN ÖTEYE GEÇMEYECEK

- Özgür internet ortamını nasıl geri kazanabiliriz?

Said Ercan: İnternet dünya çapında bazı medya ailelerinin, bazı ideolojik grupların ve kötü niyetli devletlerin eline geçmiş durumda. Buna tepki olarak özellikle Doğu toplumlarında hacker faaliyetleri ve hacker grupları çoğalmıştır. Yeni dönemde özgür ve şeffaf internet yerine sıkça siber savaşları duyuyor olacağız. Yani özgür internet -eğer dünya çapında bir şeyler yapılmazsa- bir hayal olmaktan öteye gitmeyecektir.