26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Festivalin bu filmleri kaçmaz!

Bu yıl Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde 140’tan fazla film gösterilecek. Dünyanın dört bir yanından filmlerin gösterileceği etkinlik 10-18 Kasım tarihleri arasında sinemaseverleri bekliyor. Festivale giderseniz bu filmleri kaçırmamanızı öneririz.

13 Kasım 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Festivalin bu filmleri kaçmaz!

BEN, DANİEL BLAKE / I, DANIEL BLAKE

Usta yönetmen KenLoach’un Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan filmi I, Daniel Blake, bu yılın en etkileyici filmlerinden. İşçi sınıfının sorunlarına eğilen filmleriyle tanınan ve 1969’dan beri değişmeyen çizgisiyle dünyanın yaşayan en önemli auteurlerinden biri olan KenLoach bu filmde İngiltere’de sosyal devletin çöküşünü masaya yatırıyor. Yapımla sıradan insanların trajik hayatlarına tanık oluyoruz.

HOUSTON, BİR SORUNUMUZ VAR / HOUSTON, WE HAVE A PROBLEM

Festivalin açılış filmi olan ‘Houston, We Have a Problem’ Amerika Birleşik Devletleri’nin 1960’ların başlarında, Yugoslav uzay programını satın almak için kullanılan multi-milyon dolarlık gizli bir sözleşme efsanesini araştıran belgesel ve kurguyu iç içe geçiren sıradışı bir belgesel film. Yönetmen Slavoj Zizek’in ‘gerçekten gerçek nedir?’ sorusuna yanıt arıyor.

İNZİVADAKİLER / THE EREMITES

73. Venedik Film Festivali’nde en iyi film ödülü için yarışan ‘The Eremites’, kalabalıktan uzak bireylerin yaşamla hesaplaşmalarını, yalnızlıklarını, meşguliyet arayışlarını gözler önüne sererken, onların psikolojik gerilimlerini de başarıyla seyirciye aktarıyor.  Sinemada Alp Dağları bugüne kadar hep güzelliği ve ihtişamı ile seyirciyi kendisine hayran bırakan bir metafor olarak kullanıldı. İnzivadakiler, bu algıyı ters yüz ediyor.

KARŞI TARAFTA / ON THE OTHER SIDE

Birçok festivalden ödülle dönen, Hırvat sinemasının orta kuşak yönetmenlerinden Zrinko Ogresta’nun filmi ‘On The Other Side’ sürükleyici psikolojik draması ile savaş sonrası eski Yugoslavya konusuna yeni bir bakış açısı getiriyor. Bu yıl Oscar adayı olan filmin her sahnesinin bölünmemiş çekimlerden oluşması filmin en önemli sinematografik özelliği olarak dikkat çekiyor. Filmin doğal ve sade bir anlatımı var.

HITLER’İ ÖLDÜRMEK / SHOOTING STARS           

İkinci Dünya Savaşı sırasında bir Sırp köyünde yaşayan genç şair LjiljanVidic’in, savaşı bitirmek için Hitler’i öldürme planı yapan bir grup partizana katılmasını konu eden film, sadece bir savaş eleştirisi yapmıyor; aynı zamanda savaşın insan gerçekliğinden uzak suni bir iktidar kavgasından ibaret olmasını tartışıyor. Kara komedi anlayışı ile inşa edilmiş filmin anlatısı, sıradanlığın mizahi yönünü ortaya çıkartmış.

BABAMIN KANATLARI

Kıvanç Sezer’in ilk uzun metraj filmi olan ‘Babamın Kanatları’ kamerasını İstanbul’a inşaat işçisi olarak gelen yoksul insanların hikayesine çeviriyor. Sıradan insanların hayata tutun(ama)mak ve bir şeyi başaramamak üzerine kurgulanmış trajik hayat hikayelerine  odaklanılmış. Menderes Samancılar’ın güçlü oyunculuğu ise yapımda öne çıkıyor. Yönetmen diyalektik kurgu anlayışını da başarı ile gerçekleştirmiş.

KOCA DÜNYA

Reha Erdem’in 73. Venedik Film Festivali’nin “Ufuklar” bölümünde Jüri Özel Ödülü’nü alan son filmi ‘Koca Dünya’, yönetmenin insan-doğa ilişkisine odaklandığı sinematografik derinliği güçlü bir yapım. Kentin boğucu atmosferinden doğanın dingin ve yaşam dolu alanına sığının iki gencin hikayesine odaklanan film, doğayı bir ana kucağı gibi tasvir ediyor. İnsanın toprak ile kurduğu ilişkiyi sorgulayan film, doğayı hayatın kaynağı olarak görüyor.

ÇATIŞMA / CLASH

Yönetmen Mohamed Diab ‘Çatışma’da, Mısır toplumunu teşrih masasına yatırıyor. İkinci uzun metraj filminde Diab, Mısır’da 2013 yılında Sisi’nin Mursi’yi devirerek gerçekleştirdiği ve tüm dünyanın izlediği kanlı darbenin Mısır halkında oluşturduğu travmayı başarılı bir şekilde anlatıyor. Bir polis minibüsünün içinde geçen film farklı siyasi görüşlere sahip insanların yaşadığı travma ve sarsıntıyı hareketli ve titrek kamerası ve klostrofobik anlatımı ile izleyiciye sunuyor.

ÖĞRENCİ / THE STUDENT

Mariusvon Mayenburg’ün 2012’de yazdığı Märtyrer (Şehit) adlı oyunundan yönetmen Kirill Serebrennikov tarafından sinemaya uyarlanan ‘The Student’, çağdaş Rusya’nın sert bir eleştirisini yapıyor. Cannes Film Festivali’nden ödülle dönen film, günümüz fundamentalist değerlerin eleştirisini genç bir İncil tutkunu aracılığı ile yaparak özgün bir metin sunan film, aşırı inanç tutkusunu merkezine alarak bize geleneksel ile modern olanın çatışması sunuyor.

ÇIRAK / APPRENTICE

Boo Junfeng’in senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği film, Singapur-Almanya-Fransa-Hong Kong -Katar ortak yapımı. Yapım etkileyici bir hikayeye sahip. Katil bir babanın iki çocuğu olan Aiman ve Suhaila aynı evi paylaşmaktadır. Vahşi bir cinayet işleyen babalarının idamı ile hayatları değişen iki kardeş, geçmişin bu kötü izinden kurtulmaya çalışır.  Cannes Film Festivali’nde ödül alan filni tevsiye ederiz.