19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Kendinden uzaklaşmak, Kurbana yabancılaşmak

Eskiden yoktu böyle şeyler. Kimse çıkıp Kurban Bayramı’nda neden kurban kesildiğini sorgulamazdı mesela. Dini bayramlardan bu kadar rahatsızlık duyan da yoktu.

GÜLCAN TEZCAN26 Ağustos 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Kendinden uzaklaşmak, Kurbana yabancılaşmak

Sosyal medyanın getirdiği özgüvenle belki de her bayram birileri çıkıp kurbanla ilgili ahkam kesiyor. ‘Hayvanlara nasıl kıyarsınız’ diye üzülen mi ararsınız, meseleyi hayvan hakları noktasına getirecek kadar kendini kaybedeni mi... Toplumuna, kültürüne, kimliğine yabancılaşmanın bu noktaya gelmesi elbette çok acı verici. Bu insanlar nasıl bir iklimde, nasıl bir fanus içinde yetişiyor ki Kurban Bayramı denildiğinde travma yaşıyorlar. Sorun hayvanları sevdikleri kadar insanları sevemeyişlerinde mi? Hayvan sevgisini inanca olan tahammülsüzlüklerine perde etmek istemelerinde mi? 

Ramazan’ı ‘şeker’, Kurban’ı ‘et’ bayramı olarak gördüklerinden, böyle öğretildiğinden belki ünsiyet kuramıyorlar. Başlarını okşayarak Hz. İbrahim’in kıssasını anlatacak bir nineleri olmadığından ya da ‘kurban’ın yakınlaşma, yaklaşma bahsini kimse onlara fısıldamadığından bu kadar uzağındalar... Allah için vazgeçmek duygusunu hatırlatır kurban. Vazgeçmek yerine sahip olmaya kodlanmış olanlara tarif etmenin bir yolu olmalı. 

Kurban kesip ihtiyaç sahipleri ile paylaşmanın nasıl bir iç huzuru yaşattığını bilmeyene bunu anlatmak zor. Ama tecrübe edenler bunu öyle iyi biliyor ki her yıl onlarca sivil toplum kuruluşunun yüzlerce gönüllüsü hem yurtiçinde hem yurt dışında adeta kanatlanarak milyonlarca evin kapısını çalıyor. Onlara görünürde et ama gerçekte muhabbetimizi, selamımızı götürüyorlar. Evine et girmeyen ne çok aile Kurban vesilesiyle hatırlanıyor. Ama tüm bu güzellikler ekranlara, gazete sayfalarına, sinema perdesine ne kadar yansıyor? 

Popüler kültürü üreten mecralardan inanç ve değerlerimiz öylesine sürgün edilmiş ki ‘din’ hep olumsuzluklar tablosu olarak yer buluyor bilhassa genç zihinlerde. Bu yabancılaşmanın önüne geçmek için kopan bağları sevgiyle, anlama çabasıyla onarmaya çalışmak gerekiyor. Yoksa bayramları bile senin bayramın benim bayramım diye bölmeye çalışan hazır kıtalar var etrafta.