26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Saat değişikliğinin zararı yok

Ülkemizde yıllardır devam eden güneş ışığından daha fazla yararlanabilmek için yapılan yaz saati ve kış saati uygulaması sonlandırıldı ve bu sene kış saati uygulamasına geçilmeyecek. Eskiden yapılan saat değişikliğinin geçiş dönemlerinde vücut doğal saatini bozuyor ve gün içinde çeşitli sıkıntılar yaşayabiliyordu. Şimdi ise değişmeyecek olan yaz saati uygulamasının hayatımızı nasıl etkileyeceğini Diyetisyen Burcu Sarıdoğan ile Psikolog Dr. Feyza Ağaç’a sorduk.

11 Eylül 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Saat değişikliğinin zararı yok

Yaz saati uygulamasından kış saati uygulamasına geçerken vücudumuz kış mevsimine uyum sağlamaya çalışırken, bir de iç saatindeki değişiklik için çaba harcıyordu diyen Sarıdoğan, “Kış saati uygulamasına geçişler her ne kadar yaz saatine geçişlerden kolay olsa da vücudun bir saat için bile olsa düzeninin bozulması uyku sorunlarına ve dikkat dağınıklığına sebep oluyordu. Kış saati uygulamasıyla gecelerin uzayıp gündüzlerin kısalmasıyla vücut erken yatıldığı takdirde uykuyu tamamlayabiliyordu. Ancak bu süreçte uyku düzensizliği yaşayan kişiler yemek ataklarını arttırıyor bu da obeziteyi tetikleyebiliyor” diyor. İnsan vücudunun geceyi gündüzden ayırabilmek için hormonal bir yapıya sahip, havanın kararmasıyla birlikte vücut uyku moduna geçmekte ve ‘Uyku halinde metabolizmada, vücut ısısında ve diğer vücut fonksiyonlarında uyanık hale göre daha az bir aktivite oluşturmakta diyen Sarıdoğan ekliyor: Saat değişikliği ile olumsuz etkilenen sindirim sistemi de metabolizma hızında yavaşlamaya sebep olur. Kış aylarında bu nedenle su tüketimlerini artırıp vücudun metabolik aktivitesinin devam ettirilmesi gerekiyor.

Gün ışığından daha çok yararlanın depresyon   riskini azaltın

Değişmeyecek olan yaz saati uygulamasının psikolojik boyutunu ise Psikolog Dr. Feyza Ağaç şöyle anlatıyor: “Vücudumuzda her bir hücrenin işlevini yerine getirdiği bir saat var. Bu durumda hücre saatinde yaşanacak bu değişiklik belli bir oranda stres ve baskıya neden olabilir. Biyolojik saat uygun zaman diliminde olmadığında vücuda böyle bir etki gösterebilir. Buna yönelik keyif aldığımız ve bize mutluluk veren özellikle eylemsel aktivitelerimiz çok yararlı olacaktır. Bir önemli husus da bu koşuldaki uyku düzenimiz uykusuzluk depresyona sürükleyebileceği ispatlanmıştır. Uyku düzeninde oluşabilecek değişiklik de depresif belirtilere yol açabilir. Vücudumuzun ihtiyacına yönelik uyku saatini tamamlayabilmek adapte sürecinde önemli bir detaydır.”

Kışın psikoloji soğuktan mı yoksa güneş ışığından mı etkilenir diye sorduğumuz Ağaç, “Kışın güneş ışığı ve soğuk deyince karanlıkta kaldığımız sürenin daha uzun olmasından bahsediyoruz. Bu değişiklikle beraber vücut sistemi ve hormonel değişime baktığımızda akla ilk gelen gece saatlerinde karanlıkta salgıladığımız melatonin hormonu oluyor. Melatonin üretimi kışın artar yazın ise azalır. Kışın güneş ışığının azalması gecelerin uzun gündüzlerin kısa olması melatoninin daha çok üretilmesine neden olur. Bunun sebebi ise melatonin hormonunun karanlıkta uyku halindeyken salgılanması. Melatonin hormonu vücudun biyolojik saatini ve ritmini ayarlar. Melatoninin rollerinden biri stresin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisini stresin sebebi ne olursa olsun yok etmekte. Dolayısıyla kışın psikoloji farklı etkenlerden birlikte etkilenebilir diyor.

“Kışın güneş ışığının azalması gecelerin uzun gündüzlerin kısa olması melatoninin daha çok üretilmesine neden olur. ”

Çocuklarınızı erken vakitte uyutun

- Yaz saati uygulaması ile kış aylarından öğrenciler ve çalışanlar daha karanlıkta yola çıkacaklar. Sabah 08.00’de dersi başlayan ve sabah 07.00’de yola çıkan öğrenciler karanlıkta yollara düşecekler. Ancak sabah 09.00’da dersi başlayan akşam 17.00’da dersi biten öğrenciler hiç karanlıkta kalmayacaklar. Bu da çocuklarda hem uyku düzenleri hem de beslenme alışkanlıklarını etkileyecek. Ailelerin burada dikkat etmesi gereken en önemli konulardan birisi çocukların erken saatlerde uyumaları sağlayarak verimli bir uyku geçirmeleridir.

- Okulda derse adapte olabilme ve öğrenmeyi daha iyi sağlayabilmek için çocuklarda en önemli öğün beslenme. Metropoller de ve büyük kentlerde yaşayan birçok çocuk servis saatlerinden dolayı daha erken uyanıp daha erken saatlerde yola çıkabilmekte ve bu nedenle kahvaltı yapmak istememekte. Bu da çocuklarda dersin ilk saatlerinde öğrenme ve anlama güçlüğü yaşamalarına sebep olabilmekte. Bu nedene aileler mutlaka çocuklara evde kahvaltı hazırlama ve yapma alışkanlığı kazandırmalı eğer bunu sağlamak mümkün değilse, çocukların yanlarında taşıyabilecekleri beslenme çantaları veya sağlıklı atıştırmalıkları vermeliler.