27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Sibel Eraslan: Nuh’un gemisi Anadolu

Sibel Eraslan’ın yeni kitabı ‘Dört Defter’, yakın tanıklıklar eşliğinde Rumeli’den canlı bir tarih panoraması sunuyor. Tarihin her döneminde göç alan Anadolu’yu Nuh’un gemisine benzeten Eraslan: Bu geminin odalarını yazdım.

BEDİR ACAR15 Ocak 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Sibel Eraslan: Nuh’un gemisi Anadolu

Romanlar, hikayeler, denemeler… Sibel Eraslan, ilk öykü kitabı ‘Balık ve Tango’nun (Dergah Yayınları/2004) yayınlanışından bu yana pek çok esere imza attı; Fil Yazıları, Parçası Benden, Çöl ve Deniz, Saklı Kitap ve diğerleri…

Şimdi ise kendi deyimiyle bir ‘Hicretler kitabı’ olan ‘Dört Defter’ ile okuyucusunu selamlıyor Eraslan. Profil Kitap’tan çıkan yeni eserde Eraslan, ‘Avrupa’daki Osmanlı’dan, yani, Rumeli’den Anadolu’ya göç etmek zorunda bırakılan insanların öykülerine odaklanıyor. Bunu yaparken, Saraybosna’ya, Zigetvar’a, Kırım’a, Kıbrıs’a, Üsküp’e Kosova’ya, Sivastopol’a yeniden dönerek hafıza tazeliyor. Şar dağlarından Bursa’ya bakıyor örneğin… Şehirlerin, savaşların, alperenlerin, fetihlerin, şiirlerin, türkülerin, kısaca Rumeli’yi ‘bizden’ yapan unsurların izini sürüyor. Etten tırnak koparılırcasına sancılı bir sürecin sonunda ‘harita üzerinde’ kaybedilmiş toprakların hala ‘biz’den olan renklerini, seslerini, kokularını taşıyor bize. Bir başka deyişler ‘Gönül haritamızın’ sınırlarını/sınırsızlığını hatırlatıyor.

Rumeli bizim neyimiz olur

İşte kitap bu sorunun izinde ilerlerken Rumeli’den yola çıkıp, yelkenlerine doldurduğu ‘tarih şuuru’yla sıradan insanların, zamanın ve mekanların hikayesini kayıtlara geçiyor. Ki Rumeli, yazarın atalarının bir göç dalgası sonucu, sahip oldukları her şeyi geride bırakarak, Nuh’un gemisi konumundaki Anadolu kıyılarına geldikleri sıladır aynı zamanda.

İşte bu geminin odalarından hatıralar derleyen Eraslan’ın ‘Dört Defter’i son derece akıcı bir üslupla, türler arasında cesurca salınıyor; Balkanlar’dan Akdeniz’e, asırlar evvelinden bugüne gelerek uzak hatıralardan yakın tanıklıklara, insanın ve hayatın derinliklerine temas ediyor.

Çocukluğu boyunca Rumeli hikayeleriyle büyüyen yazar ‘Büyük annem Sivastopol’u öyle canlı hikayelerle anlatırdı ki, ilkokula başlarken Sivastopol’u Üsküdar’ın karşı kıyıları kadar yakın zannederdim’ diyor. ‘Annem’ diyor Eraslan, ‘Annem, Kanuni’nin ahının kaldığı Zigetvar kalesi için vefatına kadar ağlamıştır…’

İşte bu iç çekişler, ailenin kadınlarının aktardığı hikayeler, mektuplar, şiirler, anılar kitabın ‘karakteristiğini’ oluşturuyor. Eraslan kendisine bırakılan ‘emanet’i kayıtlara geçiyor.

BİR GÖÇLER KİTABI

‘Dört Defter’, aslında bir göçler kitabı. Yazarın Rumeli’den gelmiş atalarıyla birlikte kurduğu bir tasavvur dünyası... Ki bu tasavvur, Osmanlı’nın ve İslam’ın ulaştığı her coğrafya ile bir bağ kuruyor. Bu bağlamda Saraybosna’nın Başçarşı’sı ile Halep’in Hamidiye Çarşısı, İstanbul’un Kapalı Çarşısı ile Rabat’taki çarşılar bir bütünün parçaları gibi resmediliyor.

‘Rumeli’ diyor yazar; ‘Avrupa’daki Osmanlı’dır Rumeli. Batı zaten Rumeli’yi hep bir şark meselesi, yani Osmanlı meselesi olarak görmüştür. Batı’nın bağrında istenmeyen Doğu’dur Rumeli. Bu, bugün de bu böyledir.’

Sibel Eraslan ile bir Ankara dönüşünde 10 bin fit yükseklikte söyleşiyoruz yeni kitabı üzerine… Derken söz bugüne geliyor. Devam ediyor Eraslan: ‘Türkiye bugün doğu ile batı arasında bir umudun simgesidir. Bu umutladır ki etrafını mıknatıs gibi kendine çeken bir ülke Türkiye. Bugün de dünya mazlumlarının umudu Türkiye. Dört milyon Suriyeli göçmenimiz var. Umutları, nesilleri çeken bu yapı bize bir ev ödevi yüklüyor. Bir edebiyatçı olarak bu kitabı benim ev ödevimdi. En azından çocuklarıma anlattım, daha sonraki çocuklara anlattım.’

TOPRAK RÜZGAR ATEŞ VE SU

Kitap dört bölüm; toprak, rüzgar (hava), ateş ve su… Toprak’ta Rumeli’nin coğrafyası üzerinde durulurken Rüzgar’da ayetler, ninniler, marşlar, ilahiler, yani belleği oluşturan ruh ikliminden malzemeler var. Ateş defteri yakıcı… İstanbul ve İzmit’in işgal yılları... Rum gemilerinden kendilerini denize kızlarımız… Su defteri… Yeni Türkiye’nin kuruluşu… Osmanlı’dan Türkiye’ye yeniden varoluş öyküleri…

‘Dört Defter’de canlı bir tarih panoraması sunuyor Eraslan günümüz okuruna… Acısıyla, tatlısıyla…