10 Mayıs 2024 Cuma / 3 Zilkade 1445

Sevgi giderse yerini kin doldurur

Sevgi ve şefkat dolu olmak bir çocuğa tebessüm etmek kadar kolay. Hayırlı bir işe niyet edip gönlünü ortaya koymak ise en büyük huzur. Ancak bunları çoğu zaman unutuyoruz. Yıllardır ‘iyiliği’ anlatmak için uğraşan Türkiye’nin gönüllülük öğretmeni İnal Aydınoğlu şimdi bize unuttuğumuz huzuru kurduğu Gönüllü TV ile hatırlatıyor. Çünkü içinde sevgi olmayan kin ile dolar.

BÜŞRA UĞRAŞ3 Aralık 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Sevgi giderse yerini kin doldurur

İnal Aydınoğlu, Türkiye’nin ‘gönüllülük’ öğretmeni. Tam 18 yıldır açık olan sınıfında yetişkinlere kalbi sevgi, şefkat, gönüllülük ve cömertlikle doldurmanın nasıl bir huzur kaynağı olduğunu öğretiyor. Üniversitelerde konu hakkında ders verip gençlerin hayata bakış açısını değiştirmek için çabalıyor. Duasında hep daha fazla cömert olabilmek var. Pek çok eğitim ve yardım projesinin ardındaki isim de o, ancak yaptığı işleri sıralamaktan pek hoşlanmıyor. Onun için önemli olan dokunabildiği kadar çok hayata dokunmak, bir hayır işinde gönüllü olmanın verdiği mutluluğu anlatmak. İşte tüm bu çalışmaları çerçevesinde yepyeni bir proje üzerine yoğunlaşmış durumda; Gönüllü TV. Daha önce açtığı Gönüllülük Platformu ile entegre çalışacak olan kanalın hedefi gençlerin kalbine dokunabilmek. Aydınoğlu’nun aile vakfı olan Gönüllü Hizmet Vakfı’nın sponsorluğu ile Youtube’da açılan Gönüllü TV’de gönüllü kuruluşların liderleri başta olmak üzere Anadolu’nun her köşesinde herhangi bir gönüllülük girişimde bulunanlarla yapılan röportajlar yer alıyor. Başta gençler olmak üzere tüm Türkiye’ye özünde bulunan iyiyi keşfetmek için ilham kaynağı olmayı hedefliyorlar. Aydınoğu “Karıncaya ‘Sen bu minicik bacaklarınla Kabe’ye ulaşabilir misin?’ diye sormuşlar. O da ‘Yolunda ölürüm ya o yeter’ demiş. Ben de gönüllülük yolunda yürüyorum. Benimle birlikte olan, elimi tutan, elini tutturan herkesle birlikte yürümek istiyorum” diyor.

HAYAT YAŞLANINCA BAŞLAR

İnal Aydınoğlu’nun özünde sevgiyi anlatan 13 kitabı var. Kadıköy’de ise 18 yıldan beri açık olan bir sınıfı. Orada yetişkinlere gönüllülük dersi veriyor. Şimdiye dek 10 bine yakın gönüllü eğitti. Üniversitelerde verdiği Topluma Hizmet Uygulamaları dersiyle ise ulaştığı üç binden fazla genç öğrencisi var. Eğitim vermeye de devam ediyor. Aydınoğlu aslında başarılı bir iş adamı ancak kendini iyi ve cömert olmak için eğitmekten hiç vazgeçmemiş. Altı yıl önce emekli olduğundan beri gönüllülük çalışmalarına ayıracak daha fazla vakit bulmuş. Ona göre insanın en güzel çağı yaşlılık, en verimli dönemi ise emeklilik. Aydınoğlu “Hayatta en büyük mutluluk, zevk aldığınız işleri yapabilmektir. Benim yaşımda benden çok daha büyük işlere yatırım yapan ya da bürokrasiyle uğraşan arkadaşım var. İşlerini bir türlü bırakamıyorlar. Oysa insanın kendine dönebilmesi, kendi istekleri konusunda çalışabilmesi için en ideali yaşlılık ve emeklilik dönemi. Emekli olan arkadaşlarım bütün gün bulmaca çözüyor. Hiçbir şey yapmadan ölümü beklemek ölmekten daha kötüdür bence. Çünkü öbür dünya buradan çok daha güzel! Benim deli gönlüm durduğum yerde durmama izin vermiyor. Altı yıl önce iş hayatını bıraktığımda tek amacım iyi bir gönüllü olabilmek ve gönüllülük duygusunu toplumda yaygınlaştırabilmekti” diyor. 

ÖZÜMÜZDEKİ İYİYİ UNUTTUK

Temelinde sevgi, şefkat ve gönüllülük olan toplumumuzun özünden uzaklaştığını savunan Aydınoğlu, “135 ülke arasında ‘Toplumun Gönüllülük Eğilimi’ başlıklı anketi yapıldı. Türkiye, 132’nci sırada! Bizim temelimiz, dinimiz, sevgi, şefkat ve gönüllülük duygusu üzerine kurulmuşken, Türk milleti kadar cömert bir millet dünyanın hiçbir yerinde görülemezken, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir lisanda misafire ‘Tanrı misafiri’ diyen bir millet yokken nasıl bu hale geldik? Şu anda bütün dünya yanıyor; 70 ülkede savaş var. Ortadoğu’da kardeş kardeşi öldürüyor. Bizim dinimizde böyle bir şey yok, İslam’ın öğretilerine aykırı bu! Güneydoğu’da yaşanan terörde öldüren de “Allah-u Ekber” diyor ölen de. Artık mutlaka özümüzdeki sevgiye, şefkat ve merhamete dönüş yolunu bulmalıyız. Maddeye, maddiyata dayalı yaşar olduk. Çocuklarımız üniversitede okuyacakları bölümü seçerken hangisinde daha çok para kazanırsa onu okusun istiyoruz. İnsanın yetenekleri, arzuları nerede kaldı? ‘Hedefe ulaşmak için her yol mubahtır’ demiş birileri. Nasıl böyle bir şey olabilir! Hak, hukuk, sevgi, şefkat, merhamet içinde ulaşabildiğiniz zaman o sonuç mubah, geçerli ve başarılıdır. Rüşvet, şantaj, dolandırıcılık, kopya, çekişme ve kavga ile ulaşılan sonuç ne ifade eder? İnsana ne gibi bir mutluluk verir?” diye soruyor tüm topluma. 

HÂLÂ YETERİNCE CÖMERT DEĞİLİM 

“İş ve sosyal yaşamım nedeniyle yüzlerce milyarder arkadaşım var. Hepsi ateşler içinde yanarlar, gece uykuları, mutlulukları yoktur. Bütün hayatları korkuyla geçer! ‘Dolar çıktı mı indi mi? Hangi kararname geçti hangisi kaldı? Kime ne oldu, sendika ne dedi, öteki ne yaptı?’ Bu kişilerin bütün hayatları bu gibi soruların rahatsızlığı içinde geçer. Oysa hakka, hukuka, adalete uygun yaşayan insan, yolunu sevgi ve şefkatle çizen kişi hayatı ne kadar kolaylaştırır biliyor musunuz? Severseniz herkesten sevgi görürsünüz. Hak, hukuk ekmeyen kişi haksızlık ve çekişme içinde yaşar. Sevginin boşalttığı yeri kin ve kıskançlık doldurur. Biri cömert değilse hasistir, sevgi dolu değilse kindardır. O nedenle insan kendini önce bu konularda eğitmeli. Bunun yaşı, yeri, zamanı yok. Ben tam 16 yıldan beri kendime yoğun bir biçimde cömertlik eğitimi veriyorum. Çalışıyorum ama hala gönlümün arzu ettiği kadar cömert olamadım. Çok şükür, ihtiyacım olan her şeye sahibim. Allah’a dua ederken hep cömert ve başka insanlara yararlı olabilmeyi talep ederim, bana hayırlı olmayan hiçbir şeyi de üzerimde tutmamasını dilerim.” 

KENDİ ÖYKÜMÜZÜ YAZMALIYIZ 

“Bu tarz çalışmalarla toplumu ne kadar etkileyebilirsiniz ki? diye sorabilir, düşünebilirsiniz. Ama karıncaya ‘Sen bu minicik bacaklarınla Kabe’ye ulaşabilir misin?’ diye sormuşlar. O da ‘Yolunda ölürüm ya o yeter’ demiş. Ben de gönüllülük yolunda yürüyorum. Benimle birlikte olan, elimi tutan, elini tutturan herkesle birlikte yürümek istiyorum. Gönüllü liderleriyle ilgili bu tarihe kadar yapılmış hiç kitap yok. Yayınladığımız bu röportajlardan bir de kitap yapmayı düşünüyoruz. Sakıp Sabancı, Vehbi Koç, İnan Kıraç gibi isimlerin hayatıyla ilgili kitaplar var ama yalnızca gönüllü liderlerden bahseden, topluma ilham verecek bir eser yok. Olanların hepsi tercüme. Oysa ABD’nin gönüllülük anlayışıyla bizim anlayışımız çok farklı. Biz kendi gönüllülüğümüzü kendi kültürümüz, dinimiz, temellerimiz üzerine kurmalıyız. Mevlana’ya, Hacı Bektaşi Veli’ye, Yunus Emre’ye, Aşık Veysel’e dayanmayan gönüllülüğü biz yapamayız.”

TÜRKİYE’NİN İLK GÖNÜLLÜ KANALI

Daha fazla insanın kalbine dokunmayı hedefleyen Aydınoğlu bir yıl önce Gönüllülük Platformu’nu kurdu. Şimdi ise gençler ile daha yakın temasta olabilmek için Youtube kanalı Gönüllü TV açıldı. Projeyi anlatan Aydınoğlu “Gönüllülüğü yaygınlaştırmak ve toplumun ilgisini bu konuya çekmekten başka bir hedefim yok hayatta. O nedenle bunun için her yolu deniyorum. Gençlere ulaşmanın çok önemli olduğunun bilincindeyim. Onlara sosyal medya üzerinden ulaşabileceğimi düşündüm. Önce Gönüllü Platformu kurdum. Geçen yıl 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü’nde hayata geçirdim. Daha aktif olabilmek ve Gönüllü Platformu’nu desteklemek için bir Gönüllü TV kurmaya karar verdik. Bu iş kurumsal bir yapıya ulaşsın ve bu bütün gönüllülerin sayfası olsun istiyorum. Bunu sağlayabilmekte çok zorlandık çünkü gönüllüler, video çekip göndermek, fikirlerini bildirmekte yetersiz kalıyorlardı. Bunun üzerine biz de ‘Madem sizin vaktiniz yok o zaman biz size gelelim. Bütün gönüllü liderleriyle röportaj yapalım. O röportajları hem Gönüllü TV’de yayınlayalım hem de Gönüllü Platformu’na yansıtalım Ulaşabildiğimiz kadar çok insana ulaşalım› dedik. Profesyonel bir ekiple çalışıyoruz. Aile vakfımız Gönüllü Hizmet Vakfı bu işin sponsorluğunu üstlendi. İlk etapta 20’ye yakın, gerçekten gönüllülüğe çok büyük gönül vermiş insanlarla bir araya geldik. Adım Adım isimli gönüllü spor platformunun kurucusu Renay Onur, Türk Böbrek Vakfı’nın başkanı Timur Erk, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı başkanı Cengiz Solakoğlu gibi isimlerle röportaj yapacağız. Bunun yanında sadece içlerindeki sevgi ile gönüllülük faaliyetlerinde bulunan gençleri, Anadolu’daki insanları da ekleyeceğiz. Dileyen her gönüllü bize ulaşabilir” diyor.