27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Subaşı: Sanat en büyük mürebbidir

Detayları ve inceliğiyle öne çıkan ve ayrı bir sabır isteyen tezhip sanatını Naciye Subaşı ile konuştuk. Subaşı bugünlerde Aşk temalı tezhip sergisinin heyecanını yaşarken şöyle diyor: Sanat, en büyük mürebbidir. Sanatın nefis ve irade terbiyesindeki kudretini iyi bilen ecdadımız, gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak ve bir hayat disiplini kazandırmak için onları tezhip ile meşgul ederlerdi.

Bahar Erdoğan11 Haziran 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Subaşı: Sanat en büyük mürebbidir

Tezhib sanatçısı Naciye Subaşı, neredeyse 30 yıldır bu sanatın ışıklı gölgesi altında… Eşinin yönlendirmesiyle başladığı bu sanatta ustalıkla kendi yolunu çizmiş. Şimdilerde Yıldız Holding Seminer ve Sergi Salonu’nda sergilenen Aşk temalı sergisi ile sanatını taçlandırıyor. Subaşı ile tezhip sanatını ve hayatını star Pazar okuyucuları için konuştuk.

Tezhip yolculuğunuz nasıl başladı? 

1980’lere dayanıyor. Eşimin hat sanatı ile uğraşıyor olması beni de bu konuya yönlendirmesi ve teşvik etmesiyle başladı.

Hiç bilmeyenler için tezhip sanatı nedir?

Tezhip yazma eserlerin etrafında veya içinde altın ve çeşitli boyalar kullanılarak yapılan süsleme sanatıdır. Özellikle kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’e olan büyük saygı ve önem tezhip sanatının İslam coğrafyasındaki farklı sanatçılar ve ekolleri tarafından çeşitlilik kazanarak gelişmesine neden olmuş.

Bu sanatla uğraşmanın yaşı var mı?

Genç olmak tabii ki büyük bir avantaj. Görmenin netliği ve ellerin titremeden uzun süre kullanılabilmesi gibi fiziksel kriterler yaptığınız işin kalitesi açısından önemli. 

Osmanlı döneminde hattatlara suyun sesinden ilham alarak daha güzel eserler hazırlasınlar diye Boğaz’ın kenarında evler verilirmiş. Siz nasıl bir ortama ihtiyaç duyuyorsunuz?

Üretmek, tasarlamak ve inovasyon için düşünmek… Düşünmek için ise beyni iyi halde, canlı ve taze tutmak önemli. Su, içinde taşıdığı enerji ile insanlara, mutluluk, arınma getirir düşünce yönetimine destek vererek pozitif düşünmesini sağlar. Tasarım aşamasında su sesi ve bir fon müziği benim de tercihim. Üretim safhasında ise nefesimizi dahi tutarak fırça çektiğimiz için sessiz bir ortamda çalışmayı yeğliyorum. 

Tezhibin, karakterinize ve iç dünyanıza yansımalarını nasıl tanımlıyorsunuz?

Bir sanat eseri, sanatçının kendinden kattığı değerlerle anlam kazanır. Güzel olanı arayan insan, sanat yoluyla kendini anlatabilmekte, duygusunu sese, çizgiye, kelimeye ve mısraya aktarabilmektedir. Sanat, soyut olan duygu ve düşüncelerimizle somut olan nesneyi bir araya getirebilmek, daha doğrusu somut olanda soyut olanları ifade edebilmektir. Sanatçı, icra ettiği sanatla kendi varoluşunu gerçekleştirirken, içinde yaşadığı topluma da katkılar sağlar. Bunu bazen bilinçli bir şekilde yapar, bazen de bu kendiliğinden gerçekleşir. Fertlerin zekâsına hitap ettiği gibi, gönüllerine de hitap eder. Sanat, en büyük mürebbidir. Sanatın bu nefis ve irade terbiyesindeki kudretini çok iyi bilen ecdadımız, tahsil çağına eren gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak, bir hayat disiplini kazandırmak için musiki ve hüsn-i hat gibi sanatlarla meşgul ederlerdi. Daha küçük yaşta yazıya başlayan gençler, hocalarının dizinin dibinde hem yazı öğrenirler hem de şahsiyetleri teşekkül ederdi. Çünkü yazı tahsili ile beraber sabır, devamlı çalışma, temizlik ve tertip gibi hasletler de kazanılırdı.

Tezhip sanatında yeni formlar denenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her sanatçı içinde taşıdığı yenilikçi çağrışım gücünü eserlerine yansıtmak ister. Bu hem sanat hem de sanatçı adına gereklidir de. Çağın değişmesi, yeni teknik ve malzemelerin ortaya çıkması yeni arayışları da beraberinde getiriyor. Bu anlamda kullanmakta olduğum kabartma tekniği ile oluşturduğum çalışmalarım, yılların getirdiği bilgi ve tecrübelerimin sonucunda ortaya konmuştur. Klasik tezhip anlayışı içinde süslemeye kattığım küçük nüanslardır. Daha fazlası tezhipten uzaklaşmak olur ki bunu hiçbir zaman yeğlemem.

 Söz konusu sanat olunca, ustanın izinden gitmek çok büyük önem ifade eder.

16’ncı yy’dan günümüze, sizin izinden gittiğiniz ustalar kimler?

Kanuni dönemi Osmanlı sanatının zirvede olduğu dönemdir. Bu dönemde meydana getirilen eserler tezhip sanatının şaheserleridir. Dönemin en ünlü nakkaşları Şah Kulu ve Kara Memi Osmanlı süsleme sanatının gelmiş geçmiş en önemli sanatçıları olarak bilinmekte. Baba Nakkaş, Ali Üsküdari, İsmail Hakkı Altıunbezer, Muhsin Demironat, Rikkat Kunt tarihten bugüne adını duyurmuş önemli tezhip sanatçıları. Bugün onların açtığı yolda yetişen sanatçılar tarihi birikimi anlamaya, yorumlamaya çalışmakta ve bu vadide eserler üretmektedirler.

Sanat bir hobi değildir. Bir yaşam, bir disiplin işidir. Eleştirel bakış açısı ile hoşgörüyü geliştirir. Barıştır, uzlaşmadır, evrensel bir iletişim aracı, mutluluk ve huzur kaynağıdır. Yaşamsal bir ihtiyaçtır. 

‘Aşk’ ile üretim…

Aşk sergisinde ziyaretçiler ne bulacak?

Tezhip sanatına ilgi duyan sanatseverler Yıldız Holding’in desteğiyle Yıldız Sergi Salonu’nda Ramazan boyunca açık olacak Aşk sergisini gördüklerinde ilahi aşka dair, aşkla ile üretilmiş eserlerle karşılaşacaklar. Sanatseverler, ortaya çıkması saatler süren eserlerin her birinin hikâyesine bizzat ortak olacaklar. Naçizane geliştirmiş olduğum özel teknikle, tezhip sanatının incelikleriyle tanışacaklar. 

İstanbul hat sanatının başkenti

İstanbul’un hat sanatındaki yerini nasıl tarif edersiniz?

Adım başı karşınıza çıkabilen eşsiz güzellikteki hat eserleriyle İstanbul, adeta hat sanatının başkentidir. Şeyh Hamdullah’tan hat sanatını Cumhuriyet nesillerine taşıyan merhum Hamid Bey’e kadar hat sanatının en güzel ustaları İstanbul’da yetişmiştir ve bu sanatın en nadide örnekleri İstanbul’da müzeleri, kütüphaneleri ve mimari eserleri süslemekte. Bu eserler dünya hattatları tarafından da izlenmekte ve örneklenmekte.