26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Tabiattan ilham alarak teknolojiyi kullanan çocuklar

Geleceğimizi emanet ettiğimiz ve teknolojinin her halini küçük yaşlardan itibaren kullanan çocuklarla ilgili Usturlab Çocuk Atölyesi Kurucusu Sümeyye Ceylan ile konuştuk. Ceylan “Amacımız teknolojinin kullandığı insanlar değil de teknolojiyi kullanan ve ona yön veren insanlar yetiştirmek. Bunu yapmanın en iyi yolunun tabiattan ilham almak olduğuna inanıyoruz” diyor.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK 10 Aralık 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Tabiattan ilham alarak teknolojiyi kullanan çocuklar

Usturlab Çocuk Atölyesi, çocuğu olan bir annenin İstanbul’da zor şartlarla karşılaşması sonucu hayata geçmiş. İki matematikçi ve girişimci anne Sümeyye Ceylan ve Zeynep Handan Aydoğan, çocuklar ve ailelerine şehirde alan açılması için kolları sıvamış ve bugünlere gelmiş. Amacı ise çocuklara dikte edileni öğrenen değil, doğayı ve bilimi yaşayarak öğrenmeleri konusunda atölye ve projeler düzenlemek olan Usturlab, çocukları iyileştirecek, ufuklarını açacak, doğaya ve astronomiye yakınlık duymalarını ve doğaya daha derin bakmalarını sağlayacak çalışmalar yapıyor. Birçok bilim dalı için İstanbul’u bir çöle benzeten Ceylan, “Bu uçsuz bucaksız çölün içerisinde vahalar oluşturabiliriz. Bu imkânlara sahibiz” diyor. 

- Usturlab nasıl hayata geçti?

Yurt dışında matematik lisans, yüksek lisans ve pedogoji yüksek lisans eğitimimi tamamladıktan sonra 2012’de Türkiye’ye ailemle birlikte döndüm. İlk oğlum iki yaşındaydı o zaman. Şehir hiç de çocuk dostu değildi. Özellikle çocuklar ve aileler için alan açılması için neler yapılabilir diye kafa yormaya başladım. Bu noktada yakın dostum Zeynep Handan Aydoğan ile fikirlerimi paylaştım. İki matematikçi ‘Biz bilimden anlarız’ fikriyle çocuklara bilimi sevdirici aktivitiler tasarlayan bir sosyal inovasyon kurmaya karar verdik.

- Nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz?

Biz doğuştan insanların çevreyi tecrübe ederken, aslında birer bilim insanı gibi öğrendiğini düşünüyoruz. Fakat var olan eğitim sisteminde, sanki birey hiçbir şey bilmiyor, bir düşüncesi yok ve doğru yolun sadece eğitimci öncülüğünde bulunabileceği gibi bir sistem algısı var. Çocukların sessizce dikte edileni öğrenmesi bekleniliyor. Bizim için fizik, kimya, biyoloji dünyayı görme yolu. Bilim ise onu anlamlandırma şekli. Bir ortamda gelişen bazı olayları anlamlandırmak için bir şeyler yapıyoruz ve buna fizik diyoruz. Canlılara bakıyoruz ve onları türlere ayırıp inceliyoruz buna biyoloji diyoruz. 

- Bilimi çocuklara anlatırken de böyle mi ilerliyorsunuz?

Orman Kaşifleri atölyemizde çocuk böceği gördüğü zaman ‘Neden burada’ diyor. ‘Neden’ sorusunu soran tek canlı insan. Zaten nedenin cevabında felsefe ve sanat üretiyor. Biz bu soruların peşinde kendimizi anlamlandırmak için bilim yapıyoruz. Usturlab bilimi dünyayı algılamak için çizdiğimiz bir yol ve onu anlamlandırma biçimi olarak kabul ediyoruz.

- Şehir hayatından çocukları nasıl uzaklaştırıyorsunuz?

Özellikle okul öncesi, erken çocukluk döneminde çocukların ufkunu genişletecek, hayal güçlerini besleyecek iki çok önemli bilim dalı var: Astronomi ve Tabiat Bilimleri. Maalesef şehrimiz ikisi için de bir çöl. 2014 yılında bu imkanlar dahilinde Eyüp Belediyesi ile ortak çalışmamız olarak Ali Kuşçu Uzay Evi’ni hayata geçirdik. Altın Karınca En İyi Kültür Projesi ödülünü alan bu projemizde üç yıl içinde on binlerce çocuk ücretsiz olarak astronomi eğitimleri aldı. Çocukları tabiat ile buluşturmak, kavuşturmak için, 2013 yılında Orman Kaşifleri projesini başlattık. Yılın dört mevsimi, neredeyse her hafta sonu İstanbul’un çeşitli park ve korularında bu eğitimi uygulamaktayız. Tabiata birer bilim insanı gözü ile bakarken; biyomimikri öğreniyor, tabiat günlüğü tutuyor, ormanı evi kabul eden tüm canlılara yakından bakıyoruz. 

- Teknoloji ile iç içe olan yeni nesli teknolojiden uzak doğaya bırakmak zor olmuyor mu?

Teknolojiyle büyümek aslında bir handikap olmaktan çıkıp bir avantaja dönüşebilir. Bu bir araç ve onu nasıl kullandığınızla ilgili. Ama siz onun bir kölesi haline gelmişseniz, sizi yok edici bir şeye de dönüşebilir. Sosyal medyada çocukların yaşadığı sıkıntılarda bunu görebiliriz. Bizim teknoloji ile olan ilişkimiz teknolojinin kullandığı insanlar değil de teknolojiyi kullanan ve ona yön veren insanlar yetiştirmek. Bunu da yapmanın en iyi yolunun tabiattan ilham almak olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden zaten doğa eğitimlerini teknoloji ile bağlantılı şekilde veriyoruz. Tabiat eğitimlerimizde doğa ile bağımızı kurarken aynı zamanda onu günlük hayatımıza da sağlıklı bir şekilde nasıl çekebileceğimizi, bunu gerçekleştirebilen başarılı örneklerle çocuklara gösteriyoruz. Çocukların teknoloji ile olan ilişkisini bu bilimler üzerinden kurmalarını sağlamak için çeşitli atölyeler tasarlıyoruz. İlk başta teknoloji ile sağlıklı ilişki kurmuş bir çocuk, bilime bunu desteklerse eğer, yetişkinliğinde de bu sağlıklı ilişkiyi devam ettirebilir hale gelmiş oluyor.

GELECEĞİN MUCİTLERİNE İLHAM VERİYORUZ

- Proje çalışmalarınız arasında neler var? Çocuklar nasıl buluyor bu projeleri?

Hazırlamış olduğumuz atölye çalışmalarını valilikler, belediyeler, yerel yönetimlerle, çeşitli eğitim kurumlarıyla, özel şirketlerle ortak çalışmalar yaparak da hayata geçiriyoruz. Patentli çalışmamız olan Orman Kaşifi eğitimlerinden kamu kuruluşları ile ortak çalışarak çocukların ücretsiz olarak faydalanmalarına olanak sağlıyoruz. Bugüne kadar 20000’in üzerinde çocuk Orman Kaşifi çalışmalarına ücretsiz olarak katıldı. Uzay Evi, Ekoloji Evi çalışmaları da hayata geçirdiğimiz projelerimizden birkaçı. Fakat bizi en çok mutlu eden projemiz Bilim Şenliği. Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan, alternatif eğitim olanaklarına sahip olmayan çocuklara, geleceğin mucitlerine ilham vermek için çeşitli illerde gerçekleştirdiğimiz bir proje. Bugüne kadar; Ağrı’nın Tutak ilçesi, Bitlis’in Hizan ilçesi ve Mardin’in Derik ilçesinde yaptığımız bilim şenliklerinde 1000’in üzerinde çocuğa astronomi, tabiat bilimleri, mikrobiyoloji ve felsefe eğitimleri verdik. Onların kendilerine olan inancını tazelemek, dikte edilenin dışına çıkabilme ilhamını vermek bizim de yaptığımız işe olan inancımızı körüklüyor. 

OKULSUZLUK EĞİTİMSİZLİK DEMEK DEĞİLDİR 

- Okulsuz eğitim anlayışı nedir?

Okulsuzluk eğitimsizlik demek değil. Eğitim almamak eğitimi reddetmek demek değil. Sadece bir kurum olarak, şu anki haliyle okulu reddetmek demek. Çok güzel çalışmalar yapan harika okullar ve harika eğitmenler var ama genelde bunlar devletler çapında rağbet görmediklerinden atıl kalıyor. Devletler nezdinde yavaş yavaş çocuk odaklı, çocuğun ihtiyaçlarını önemseyen eğitim tarzı yükselişte. Biz de kendi eğitimlerimizde çocuk odaklı, keşfetme odaklı, çocuğun keşfetmesini, kendi başına öğrenmesini sağlayacak ortamları oluşturduğumuz için eğitimler sonucu geri dönüşler çok güzel oluyor.