Usta isimlerin yolu Trabzon'dan geçer

Trabzon’da üç kuşaktır süre gelen resim geleneği örneklerini bir arada toplayan ‘Yolu Trabzon’dan Geçen Sanatçılar II’ sergisinde Bedri Rahmi Eyüboğlu, Kayıhan Keskinok gibi Türk modern resim sanatının en önemli şahsiyetlerinin yanı sıra genç kuşağın başarılı sanatçıları da yer alıyor. Bu usta isimlerin eski ve yeni birçok işlerinin yer aldığı sergide Türkiye ve yurtdışında dijital işleri ve reklam çalışmalarıyla tanınan ünlü tasarımcı Muzaffer Malkoç ile konuştuk. Peygamber kıssalarından yola çıkarak hazırladığı iki büyük karakalem tablo ile sanatseverlerle buluşan Malkoç, “Çağdaş Türk resim sanatı dediğimizde isimlerini sayacağımız eski ve yeni ustaların sayıca önemli bir bölümünü Trabzon’dan çıkma ya da Trabzon’la ilişkili sanatçılar oluşturuyor” diyor. Sergi, 24 Aralık’a kadar MKM Kültür Merkezi’nde ziyaretçilerini bekliyor.

Geçtiğimiz senelerde ilki gerçekleşen serginin açılış fikri nereden ortaya çıktı?

Çok ilginç bir durumdur ki çağdaş Türk resim sanatı dediğimizde eski ve yeni ustaların sayıca önemli bir bölümünü Trabzon’dan çıkma ya da Trabzon’la ilişkili sanatçılar oluşturuyor. Bu durumun farkında olan pek çok sanatçı dönem dönem bu zenginliği gözler önüne serecek bir etkinlik yapmayı düşünmüş ya da önermişti. Toplu halde bir sergi fikri Süleyman Saim Tekcan’ın ön ayak olması ve TAMEV Vakfı’nın öncü desteğiyle ortaya çıktı.

Buradaki sanatçıların yolunun mutlaka Trabzon’dan mı geçmesi gerekiyor?

Bu olmazsa olmazımız. Trabzon’da doğmak, Trabzon’da çalışmak, Trabzon’dan etkilenmek gerekiyor.

Serginin hayata geçmesindeki amaç nedir?

İnanılmaz potansiyele ve birikime sahip Trabzon’da dünya standartlarında çağdaş sanatlar müzesi kurulması.

Siz iki büyük karakalem tablo ile yer alıyorsunuz bu sergide. Anlatır mısınız biraz nasıl eserler bunlar?

Aslında yaptığım, Batı sanatının yüzyıllar boyunca resmettiği dini hikâyelerin, insanın yaratılışı, peygamberlerin yaşadıkları vb, islam dünyasındaki karşılıklarını aramak ve bu geleneğin gözünden, bu geleneğin anlattığı şekilde onları resmetmekten ibaret. Elbette bu son derece kişisel bir yolculuk, doğru ya da yanlış üzerinde değil buralı olan ben üzerine bir çalışma.

Peygamberlerin kıssalarından yola çıkarak hazırladığınızbu tabloların hazırlık süreci nasıl geçti?

Çok uzun süredir bu konu üzerinde çalışıyorum. Bizi biz yapan en önemli şeylerden biri olan bu hikâyeleri aslında çoğumuz biliyoruz ancak bildiğimizin herkes tarafından aynı şekliyle bilindiğini sanıyoruz. Hz. İsa’nın hikâyesinin Hıristiyan dünyada bilinen hali ile Müslüman dünyadaki hali o kadar farklıdır ki. Ya da Hz. Adem’in yaratılışı. Yasak meyve ve cennetten kovulma. Bu hikâyelerin isimleri aynı içerikleri ise tamamen farklı. Ancak tarihsel olarak Batı kültürünün her yere nüfus eden güçlü yapısı bizim algımızda da oynamalara yol açıyor. Ben bu hikâyelerin ilk kaynağına gidip o haliyle ve bugünün diliyle tekrar anlatmaya çalışıyorum.

Serginin üçüncüsü gelir mi?     

Bence kesinlikle gelecek. Hatta serginin farklı şehirlerde tekrarlanması bile gündeme gelebilir.

Yaptıklarım Batı sanatının yüzyıllar boyunca resmettiği dini hikâyelerin, İslam dünyasındaki karşılıklarını aramak ve bu geleneğin gözünden, onları resmetmekten ibaret.

113 USTA SANATÇININ 200 ESER

Başka ne tür eseler sergileniyor? Eserlerin ortak bir teması var mı?

Sergideki eserlerin ortak noktası, eserleri yaratanların yolunun bir şekilde Trabzon’dan geçmiş olması. O yüzden eserlerin etrafında kurgulandığı özel bir tema yok. Bu durum serginin büyüklüğü düşünüldüğünde ziyaretçileri biraz yorabilir. Çünkü 113 sanatçının toplamda 200 kadar işiyle karşı karşıya gelmek, bunları çerçeveleyen ortak bir fikir olmadıkça zorlayıcı bir durum.

Serginin dışında dijital işleriniz ve reklam çalışmalarınız var mı şu dönemlerde?

Onlar bütün hızlıyla devam ediyor. Hatta reklam çalışmalarımızda yepyeni bir yapılanma, daha büyük bir ekiple dünya çapında ses getirecek pek çok projeye imza atmaya hazırlanıyoruz.