26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

AB Bakanı Çelik: AGİT'in skandal referandum raporunu anlamakta güçlük çekiyoruz

AB Bakanı Ömer Çelik, Ankara'da basın toplantısında gündeme dair açıklamada bulundu. Bakan Çelik, 'Avrupa'daki pek çok ülkeden daha şeffaf bir referandum gerçekleştiriyoruz. AGİT'in skandal referandum raporunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Avrupa ülkelerinde pek çok belediyenin hayır kampanyası yapmasının AGİT raporunda yer almaması dikkat çekicidir' dedi.

18 Nisan 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Bakan Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle;
 
Avrupa'daki bazı siyasilerin Türkiye'de çıkan referandum sonucunu Türkiye-AB ilişkilerinin sonu gibi düşünmeleri meseleden ne kadar yoksun olduğu yaklaşımıdır. Bu sonuçları saygıyla karşılayan çok sayıda siyaset adamları var. Onları istisna tutuyorum. Aşırı sağ ve popülist bazı akımlaın temsilcileri güçlü bir şekilde 'evet' çıkan vatandaşlarımızın pasaportlarının iptal edilmesinden bahsediliyor. Avrupa'nın demokratlarını bu ırkçı yaklaşıma duyarlılık üretmeye davet ediyoruz. AB Komisyonu Başkanı, Genişlemeden Sorumlu Komiseri'nin açıklamasını son derece yadırgadığımızı ifade etmek istiyorum. Türkiye'de net bir süreç yaşanmıştır.
 
BU TÜR YAKLAŞIMLAR DOĞRU DEĞİLDİR
 
Türk halkını demokratik olgunluğu tebrik edilmesi gerekirken bu tür yaklaşımlar doğru değildir. AGİT'le şimdiye kadar verimli bir işbirliğimiz oldu. Kendilerine her seçimde, referandumda kabul ettik. Bu son referandumla ilgili açıklamalarını anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu açıklamaların ve iddiaların herhangi bir temele rastlanmadığını, isnatsız olduğunu belirtmek isterim. Türkiye'nin seçimlere ve referandumla ilgili hukuki altyapısı bellidir. Yıllardır bu altyapı temelinde seçimleri ve referandumları sorunsuz olarak yürütüyoruz. Avrupa'dan daha şeffaf ve güçlü bir altyapımız vardır. Bunları sorunsuz bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Demokratik seçimler o ülkenin halkının ifade hakkıdır. Egemenliğin ifade hakkının altını çiziyoruz.
 
 
 
OHAL REFERANDUM SÜRECİNE HİÇBİR NEGATİF ETKİ YAPMAMIŞTIR
 
Avrupa ülkelerinde evet yanlısı kampanya yapılamamıştır. Bu engellenilmiştir. AGİT raporunda bu olaya atıfta bulunulmaması sözkonusu rapora gölge düşürmüştür. Hayır kampanyası yapan çok sayıda belediyenin kullandığı kaynaklara dikkat çekmemiştir. AGİT raporunda bu niye yer almamıştır? Bu da dikkat çekmiştir. Burada OHAL'e dönük olarak bazı ifadeler dikkati çekiyor. OHAL referandum sürecine hiçbir negatif etki yapmamıştır.
 
YSK'NIN KARARI YERLEŞİK BİR İÇTİHADA DAYANMAKTADIR
 
OHAL gereklerine uygun bir şekilde herhangi bir kısıtlamaya gidilmemiştir. Vatandaşların ifade ve toplanma hakkına karşı herhangi bir şey yapılmamıştır. Avrupa'da toplantı yapmamızın engellenmesi hususu AGİT tarafından dikkate alınması gerekirdi. Beklediğimiz, tarafsız, hakkaniyetli ve objektif bir yaklaşımdır. Teknik incelemelerin dışına çıkan siyasi yorumların saygınlığı ve bir karşılığı olmayacağını ifade etmek isterim. YSK'nın mühürsüz pusulalarla ilgili kamuoyuyla açıklamasına dönük AGİT yaklaşımı yanlıştır. YSK'nın yaptığı yerleşik bir içtihata dayanmaktadır. Burada esas olan dışarıdan bir oy, zarf geldiğinin ispatlanması durumunda vatandaşlarının iradesinin zayi olmaması için alınan demokratik bir tepkidir. Burada esas olan vatandaşın iradesinin sandıkta tecelli etmesidir. Burada yerleşik bir içtihata atıf yapılarak vatandaşın iradesinin tescil edilmesini koruyacak bir yaklaşımdır.
 
ELEŞTİRİYİ YAPANLAR 15 TEMMUZ'DA BURAYA GELMEYENLERDİR
 
Bütün vatandaşlarımız sürece özgür bir şekilde katılmıştır. Burada milli iradenin tecelli etmesi yönünde bir karar alınmıştır. AGİT'in bunu meşruiyete yönelik yaklaşımı doğru değildir. Bu vatandaşın demokratik oy hakkının korunmasına yönelik olmalıdır. Anayasa değişikliği tercihi için ülkemizi ve evet oyu veren vatandaşları eleştirenler 15 Temmuz'da hiçbir şekilde buraya gelmeyenlerdir. Herhangi bir dayanışma içerisine girmeyen parlamenterler çıkan sonuçları eleştiriyor, Türkiye-AB ilişkisi hakkında yorum yapmaya çalışıyorlar. AB sürecinin sonlandırılması talepleri ciddiye alınmamalıdır.
 
 
 
AVRUPA BİRLİĞİ'Nİ AYNI YAPICILIKTA GÖRMÜYORUZ
 
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşları birinci sınıf vatandaşıdır. İlle mücadele etmeleri gereken bir şey varsa Avrupa'daki ırkçılıkla mücadele etmelerini, Avrupa halklarını bu ırkçı ve faşist uygulamalara karşı korumalarını öneririz. Bu akımlar vatandaşlarımızı orada istemedikleri açıklamalarına güçlü bir açıklama yapmalarını bekleriz. Bundan sonrası hangi alanlarda işbirliği yapacağımızı bekliyoruz. AB'yi aynı yapıcılıkta görmüyoruz. Biz her zaman istişare ve diyaloğa açığız.
 
TÜRKİYE'NİN DÜNYANIN YERİNDEKİ TAYİNİ MİLLET YAPAR
 
Türkiye ihtiyacı olan reformları yapmaya devam edecektir. Türkiye'nin dünyada yerinin neresi olduğunu ve olacağını tayin etmesinde yetki sadece ve sadece milletimizdir. Yüzde 85'lik bir katılım açık ve matematiksel bir gerçektir. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde uluslarası insan hakları, temel hak ve özgürlüklerde, hukukun üstünlüğü alanında daha yüksek standartlar için adım atacağından hiçbir şüphemiz yoktur.
 
İDAM TARTIŞMALARI HALKIN KARAR VERCEĞİ MESELELERDİR
 
Vize Türkiye'nin hakkıdır. Hakkı olduğuna dair şüphe yoktur. Verilen sözler tutulmamıştır. Türkiye mültecilerde siyasi ve insani sorumluluğunu yerine getirmiştir. Terör tehdidinin bu kadar yoğun olduğu bir bölgede bizim terörle ilgili yasada bir gevşeme yapamacağımızı ifade ettik. Burada Türkiye'nin güvenliği Avrupa'nın güvenliği olduğu yaklaşımı vardır. 15 Temmuz'dan sonra idam tartışmaları ortaya çıktı. Bunlar halkın karar vereceği meselelerdir. Türkiye'nin milli çıkarları, gelecek perspektifi bakımından bu değerlendirmeler yapılacaktır. Süreç kendi içinde işlemektedir.
 
BU KONUDA BİZE HATIRLATMA YAPMALARINA GEREK YOKTUR
 
Biz bütün vatandaşların sesini duyuyoruz. Bu konuda bize hatırlatma yapmalarına gerek yok. Türkiye'de bütün kurumlar işliyor. Bir sözcünün bu şekilde açıklama yaparak spekülatif bir açıklama yapması kabul edilemez. Siyasi olarak bir şeye kendilerini angaje ediyorlar istemedikleri sonuç çıkınca teknik ve hukuki mülahaza yapıyorlar. Beklenen şey, demokratik süreçlere saygılı olsunlar. Mısır'daki referandum sonucuyla ilgili AGİT Genel Sekreteri'nin yaptığı açıklamayı iade ettim.
 
BU İLİŞKİLER ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI YAPARAK YÜRÜMEZ
 
Gece gündüz oturup Türkiye ile ilgili negatif açıklama yapıyorlar. Türkiye-AB zirvesini biz teklif ettik. En son AB Konseyi Başkanı bu zirveye olumlu yaklaştı. Net olan şudur, Türkiye-AB ilişkilerin açık bir zihinle ve demokrat bir şekilde yürütülmesi lazım. Bu Erdoğan düşmanlığı yaparak olmaz. Burada net bir karar vermemiz lazım. Bundan sonra nasıl ilerleyeceğiz? Bu eylem planı da somut takvime bağlı olması lazımdır. Şimdi daha içe kapanan, daha reaksiyoner davranan AB kurumlarının yaklaşımları sözkonusu. Bizim önerimiz, bu şekilde olmaz. Bu bir kısır döngüdür.
 
AVRUPA'DAN BAZI ÜLKELER BİZİMLE DAYANIŞMAYA GİRMEDİ
 
Biz bunlara söyledik "Sizin darbe girişimi  geçirmiş, terörün hedef olan bir demokrasiye dönük dayanışma ajandanız nedir?" Darbe girişimi olmuş, 1 hafta sonra ağır bir şekilde eleştirmişlerdir. Bazıları FETÖ'yü himaye eden açıklamalar içine girmiştir. İlerleyebilmemiz için darbe tehdidi atlatmış bir ülkeyle bir dayanışma takvimi üretmeleri lazım. Bu onları siyasi bir kurum olmaktan çıkarıyor bir think thank durumuna düşürüyor. Bu AB'nin geleceği açısından da yararlı sonuçlar doğurmaz.