19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Kılıçdaroğlu'na tepki: Bu utanç verici bir şeydir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 'CHP Genel Başkanı çıkmış dün, 'Yürekli bir savcı yok mu, bu yürekli bir savcı Sayın Cumhurbaşkanını çağırmayacak mı?' diyor. Marmaris'te Cumhurbaşkanımıza yapılmak isteneni, yargı vesayeti yoluyla devam ettirmeye çalışıyor. Bu utanç verici bir şeydir. Hem de bunu 15 Temmuz'un yıl dönümünde yapıyor.' dedi.

AA16 Temmuz 2019 Salı 07:00 - Güncelleme:
AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Kılıçdaroğlu'na tepki: Bu utanç verici bir şeydir

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Konuşmasına şehitlere rahmet dileyerek başlayan Çelik, geçen hafta terörün kanlı yüzünü çeşitli şekillerde bir kere daha gösterdiğini söyledi. Çelik, buna karşın çeşitli olaylarda görüldüğü gibi bu terör eylemlerini kınamaktan kaçınan, masumların hayatını kaybetmesi karşısında bile terör örgütünü saklamaya çalışan bir çizginin maalesef utanç verici şekilde hayatiyetini devam ettirdiğini belirtti.

Terörle mücadelenin ne kadar haklı ve meşru olduğunun her olayda bir kez daha görüldüğünü ifade eden Çelik, "Türkiye'nin kararlılığı tamdır, terörle mücadele bütün vasıtalarla bütün operasyon yöntemleriyle hukuk içerisinde sonuna kadar sürdürülecektir." diye konuştu.

Nijerya'da gemi kaçırılması olayına değinen Çelik, "İçinde Türk mürettebat var. Bunlarla ilgili konuyu takip ediyoruz. Dışişleri Bakanlığımız ve istihbarat birimlerimiz konu üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Şu anda size bu yürütülen faaliyetlerin ve operasyonların selameti açısından ayrıntılı bilgi vermeyeceğim ama büyük bir hassasiyetle takip edildiğini, ilk andan itibaren bütün birimlerimizin olay üzerine yoğunlaştığını bilmenizi isterim. Biz de buradan elimizdeki imkanlarla takip ediyoruz. Bir an evvel sağ salim kurtulmalarını diliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"BİR ŞEREF LEVHASI OLARAK YERİNİ KORUYACAK"

Dün 15 Temmuz darbe girişimi ve buna karşı milletin direnişinin yıl dönümü olduğunu anımsatan Çelik, millet olma hassasiyetinin bu direnişle nasıl güncellendiğinin görüldüğünü dile getirdi.

Bu ihanet şebekesine karşı aziz milletin ortaya koyduğu direnişin, Türk milletinin demokrasiye verdiği önemi ve bunun için ne büyük bedeller ödemeye kararlı olduğunu bir kere daha gösterdiğini ifade eden Çelik, her yıl dönümünde acıların tazelendiğini aynı zamanda direnişin tekrar tekrar anıldığını söyledi. Çelik, şöyle devam etti:

"Hükümetin, yüce Meclisin, güvenlik güçlerinin, yargı mensuplarının direnişi, asker üniforması giymiş teröristlere karşı topyekun devletin direnişi ama en önemlisi sivil vatandaşlarımızın ortaya koyduğu direniş ebediyete kadar alnımızda taşıyacağımız bir şeref levhası olarak yerini koruyacak. Fakat maalesef dün yüce Meclis'te FETÖ'nün lanetlenmesi gereken, yüce milletin direnişinin bir kez daha selamlanması gereken bir günde CHP sözcüsü çıkmış, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan, son derece talihsiz ve ahlakla bağdaşmayacak bir konuşma yapmıştır. Bu konuşma yeni bir safhaya geçildiğini gösteriyor. Çok uzun zamandır, bir itibarsızlaştırma siyasetinin peşinde koşanlar, 15 Temmuz'daki darbe girişimine 'tiyatro' diyenler, şimdi gözüküyor ki bu tiyatro söyleminden vazgeçmiş ama bir şaşırtma siyasetine doğru dönmüşlerdir. Bir söylem analizi yapılsa bir cümle ile FETÖ'ye değiniyorlar, sonra geriye kalan 20-50 cümleyle seçilmiş cumhurbaşkanını, seçilmiş hükümeti suçlamaya devam ediyorlar. Maalesef son derece talihsiz bir konuşmayla bu ahlak dışı ifadeler ortaya koyulmuştur. Bunun adı esasında FETÖ'ye karşı bütün bir duruşun yeniden güncellenmesi gereken bir günde, bu direnişin yeniden anılması gereken bir günde, bu şekilde FETÖ'ye bir kaç cümleyle değinip daha sonra Türkiye'nin meşru cumhurbaşkanını hedef almak olsa olsa bir siyasi sabotajdır."

O gece Meclis'te bütün partilerden, CHP'den de milletvekillerinin bulunduğunu, CHP'ye gönül vermiş çok sayıda siyasetçinin darbe girişimine karşı olma konusunda son derece samimi olduğunu bildiklerini ve onları tenzih ettiğini vurgulayan Ömer Çelik, "Ama genel başkanlarının ve sözcülerinin maalesef sistematik şekilde bu siyasi sabotaja imza attıklarını görüyoruz." dedi.

Çelik, CHP'ye gönül vermiş vatandaşların her zaman bu değerlendirmelerin dışında olduğunu söyledi.

Darbe girişiminde özel bir tim gönderilerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın canına kastedildiğini anımsatan Çelik, muhalefetin her konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef almasını eleştirdi.

Çelik, darbe girişimi yaşandığında AB'den gelen mesajın Mısır'daki darbeyle ilgili ortaya konan mesaj ile aynı olduğunu ve buna büyük eleştiriler getirdiklerini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:

"Maalesef 15 Temmuz'un 3. yıl dönümünde dün yine bir açıklama yaptılar. 'O geceyi çok canlı bir şekilde hatırlıyoruz, Türk halkıyla dayanışmamız sorgulanamaz.' Açık ve net bir şekilde AB'nin bu darbe girişiminin adını koyarak kınamaktan kaçınmasındaki büyük soru işaretleri artarak devam etmektedir. Demokrasi konusunda, hukuk devleti konusunda bu kadar yüksek ilkelerden bahseden odakların, bu darbe girişimi karşısında bu derece geçiştirici üslupla konuşması kınanması gereken bir tutumdur."

"CHP'NİN SİYASİ TARİHİNİN TEMEL YAKLAŞIMI BUDUR"

Bunun iç siyasetteki karşılığının CHP Genel Başkanı ve sözcüleri tarafından yerine getirildiğinin altını çizen Çelik, "İlk başta 15 Temmuz'a 'darbe girişimi' derken 20 Temmuz'da hukuk içerisinde alınmış, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin cevaz verdiği bir konuyu, olağanüstü hal ilan edilmesini bile bir darbe olarak nitelendirerek itibarsızlaştırmaya çalıştılar. FETÖ'ye bir cümleyle değinerek sürekli olarak hükümete saldırmaya çalıştılar. CHP'nin siyasi tarihinin temel yaklaşımı budur. Katil ile kurban arasında yer değiştirme siyasetidir bu." dedi.

CHP'nin bütün ihtilallerde, yargı vesayeti konusunda da bunu yaptığını, her zaman için bu mazereti ürettiğini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sefer büyük bir şekilde milletin topyekun direnişi karşısında bunu yapamayınca itibarsızlaştırma siyasetinden vazgeçip maalesef bu siyasi sabotaja imza atmaya çalışıyorlar. Şunun adının net bir şekilde koyulması lazım, Sayın Cumhurbaşkanımıza sık sık ifade ediyorlar 'diktatör' diye. Diktatörlerin temel özelliği, kendi halklarından korkarlar, tankın, topun, tüfeğin arkasına saklanırlar halka karşı. O gün Sayın Cumhurbaşkanımız vatandaşlarımızı sokağa çağırdığı gibi kendi hayatını, ailesinin hayatını da tehlikeye atarak, İstanbul'a inmiş ve bu direnişe öncülük, başkanlık etmiştir. Dolayısıyla en azından bunu takdir etseler, bunun altını çizseler, fakat buna değinmekten bile kaçınan tutumları var."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Yürekli bir savcı yok mu? Yürekli bir savcı Sayın Cumhurbaşkanı'nı çağırmayacak mı?" dediğini hatırlatan Çelik, "Marmaris'te Cumhurbaşkanımıza yapılmak isteneni yargı vesayeti yoluyla devam ettirmeye çalışıyor. Bu utanç verici bir şeydir. Hem de bunu 15 Temmuz'un yıl dönümünde yapıyor." diye konuştu.

Daha önce de CHP'li bir milletvekilinin "Biz birtakım savcılarla görüşüyoruz, 'siz iktidarı düşürün gerisini bize bırakın' diyorlar" dediğini belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları kaydetti:

"Bakın bu Yassıada zihniyetidir. CHP Genel Başkanından ve CHP yönetiminden açık ve net bir tutum bekliyoruz demiştik. Daha sonra bir milletvekilleri çıkmıştı darbe çağrısı yapmıştı. Bu utanç verici bir olaydır demiştik, CHP Genel Başkanı ve sözcülerine bunu kınayın demiştik ama maalesef bizatihi bu tavırların bu zihniyet, bu odaklar tarafından sahiplenildiği görülmektedir. Yani 15 Temmuz'un yıl dönümünde bir bildiri yayınlayarak, Sayın Cumhurbaşkanı'na dönük olarak bu derece hem Meclis'te hem daha sonra CHP Genel Başkanının kendisi tarafından bu şekilde bir siyasi tutum alınması maalesef, şaşırtma siyasetinin, meselenin, FETÖ'nün konuşulmasını engellemek, milletin direnişinin konuşulmasını engellemek ve bu şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızı hedefe koymak şeklinde olduğu görülüyor. Ama tabii bütün bu şaşırtma siyasetine, bütün bu siyasi sabotaja en güzel cevap tabii ki dün gece Atatürk Havalimanı'nda o büyük milletimizle milli birlik ve dayanışma içerisindeki buluşmayla koyulmuş oldu."

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadeleyi bir devlet politikası haline getiren kişinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kararlar manzumesi olduğunu belirten Çelik, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği FETÖ ile mücadeleyi FETÖ'nün bu milletin devletine ve çeşitli alanlarına nüfuz etmiş bütün odaklarını temizleme siyasetini bir devlet politikası haline getirmeyi, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki kadrolar almıştır ve bu mücadelenin de liderliğini yürütmektedir. FETÖ'yü devletin ve milletin bütün unsurlarından temizlemek, bütün gizli unsurlarını ortadan kaldırmak için ortaya konulan bu siyaset ortadayken buna Sayın Cumhurbaşkanımız liderlik ederken 15 Temmuz günü CHP Genel Başkanı ve sözcüleri tarafından Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınmasının neye hizmet ettiği bizim tarafından açıktır. Aziz milletimiz de bunu görmektedir. Maalesef aynı mantığı, aynı şekilde devam ettirmeye çalışmaktadırlar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulunmak üzere Marmaris'e giden timin haftalarca Marmaris'te saklandığını hatırlatan Çelik, "Bunlar hukuk önüne çıkartılmışken, şimdi onlar tutuyorlar 15 Temmuz'un yıl dönümünde savcılara, hakimlere faili meçhul çağrılar yaparak bir yargı vesayeti oluşturmaya, Yassıada zihniyetini yeniden diriltmeye çalışıyorlar." diye konuştu.

"Kendileri değil miydi? Bütün bunların bir sivil toplum örgütü olmaktan çıkıp bir terör örgütüne dönüştüğü net bir şekilde ortaya çıktığında, kendileri, kendi arkadaşları değil miydi bunların kurumlarına destek verenler?" ifadesini kullanan Çelik, şöyle devam etti:

"Sayın Kılıçdaroğlu bugün grup konuşmasında da söylüyor, 'FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkartılsın' diyor, çıkartılsın. Meclis soruşturması diye bir şeyden bahsediyor. Şimdiye kadar FETÖ unsurları askerden, polisten ve çeşitli devlet kurumlarından temizlenirken bu, yürütmenin iradesi sayesinde olmuştur. Sürekli olarak kuvvetler ayrılığından bahsediyor, fakat yürütmenin yapması gereken bir işi Meclise havale etmeye çalışıyor. Şimdiye kadar bunlar Meclis soruşturmasıyla mı oldu? Tabii ki Gazi Meclis'in verdiği bu destek, paha biçilmez bir kıymete sahiptir. Fakat burada da meseleyi sulandırmak gibi bir tavır içerisinde olduğu, aslında yüce Meclis'in mekanizmalarını da istismar etmek anlamına gelecek bir tutum içerisine girdiği görülüyor. Yüce Meclisin her mekanizması, her soruşturması, her araştırması tabii ki kıymetlidir ama Kılıçdaroğlu'nun bunu iyi niyetle söylemediği şimdiye kadar ortaya koyduğu tavırdan, tutumdan bellidir."

 "HANGİ SİYASİLER DESTEK VERMİŞTİR"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Bu darbe girişiminin başbakan adayı, bakan adayları kimdi?" diye sorduğunu anımsatan Ömer Çelik, "Evet hepimiz merak ediyoruz bunu, bir gün ortaya çıkacaktır. Hükümet, yürütme, devletin bütün aygıtları bunun ortaya çıkması için elinden gelen gayreti gösteriyor. Eğer siyasi ayak arıyorsanız illa bunu sorgulamak gerekiyor. MİT tırları hadisesinde, Türkiye'nin Suriye'ye bakan gözü kapatılmak istenirken devletin Orta Doğu'daki çıkarları kötüleştirilmek istenirken o meseleye kimler, hangi siyasiler destek vermiştir? O meselenin basın propagandasını kimler yapmıştır?" değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi olarak bir özeleştiri yapılacaksa kimlerin özeleştiri yapması gerektiğinin belli olduğuna değinen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız öldürülmek istenirken hükümet ortadan kaldırılmak istenirken gerçek askerler, emniyet güçleri yok edilmek istenirken kimlerin önünden tanklar çekilerek onların oradan güvenli bir şekilde çıkması söz konusu olmuştur? Ben bu şekilde bir polemik üretmek istemiyordum ama şöyle bir durum var, kendi kullandıkları mantığı kendilerine çevirdiğimiz zaman şu özeleştiriyi verecekler, ne için bütün siyasiler öldürülmek istenirken sadece bir kişi için tanklar geriye çekilerek bu güvenli yolu açmıştır? Kimseyi suçlamıyoruz, herhangi bir isnatta bulunmuyoruz ama herkesin hesap vermesinden bahseden kişinin böyle bir durum karşısında millete verecek bir hesabı yok mudur?

Ne için herkes hedef alınırken kendisi hedef alınmadığıyla ilgili söyleyecek bir şeyi yok mudur? O gün Cumhurbaşkanımızı öldürmek isteyenlerin ortaya koyduğu tutumu neredeyse mazur göstermeye çalışan bir yargı vesayeti oluşturmaya çalışacaksınız. 15 Temmuz'daki direnişi anılması gereken bir yerde tutacaksınız seçilmiş cumhurbaşkanımızı hedef göstereceksiniz, üstelik ahlak dışı, siyaset dışı, izan dışı ifadelerle hedef göstereceksiniz ondan sonra da 'Biz darbelere karşıyız' diyeceksiniz. Eğer bu siyasi muhasebe yapılacaksa herkesin önce kendisinden başlaması gerekir. Biz bunların devlet içerisinde paralel bir yapılanmaya dönüştüğü, kadrolaşmaya başladığı, bir casusluk şebekesi olarak hareket ettiği, beşinci kol faaliyeti yürüttüğü görüldüğünde bu mücadeleyi en güçlü şekilde vermiş bir kadroyuz. Bu mücadelede her türlü tehdide karşı da kararlılıkla ilerleyen bir kadroyuz. Bunun bir devlet politikası olarak kurumsallaşması Cumhurbaşkanımızın sayesinde olmuştur."

"BİR ORGENERAL KAÇ YILDA YETİŞİYOR"

Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve parti sözcülerinin, 15 Temmuz'daki "asıl ruhu sabotaj edecek" bir faaliyet içerisine girdiklerini belirterek, "Bunu dil ucuyla bile ifade edecek bir hassasiyet gösterememişlerdir. Öyle şeylerden bahsediyorlar ki sanki bu süreç tamamen AK Parti döneminde başlamış. Bu süreç içerisinde ordudan atılan orgeneraller var, bir orgeneral kaç yılda yetişiyor? Bu terör örgütünün çok uzun zaman kendisini gizleyerek devlet içerisinde gizli bir kadrolaşma içerisinde olduğu çok çeşitli hükümetlerin dönemine sair olan bir durumdur. Bu kadrolaşmanın bir casusluk faaliyeti olduğu anlaşıldığı andan itibaren zaten buna karşı gereken tutum alınmıştır. Bu tutum alındığı için o gece bunlar, Cumhurbaşkanımız ve seçilmiş hükümeti hedef almışlardır." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet hedef alınmasaydı tankların kenara çekilip onlara da yol göstereceğini ifade eden Çelik, "Ama kimlerin kendilerini, kendi terör örgütlerini hedef aldıklarını bildikleri için onları öldürmeye çalıştılar. Kendileri açısından mazur olanlara da güvenli bir çıkış yolu verdiler." dedi.

"ANAYASAMIZIN VERDİĞİ YETKİ KULLANILMIŞTIR"

Herkesin kendisiyle ilgili bir konudaki durumu açıklığa kavuşturmadan bir başkasıyla ilgili olarak siyasi bir tutum geliştirmemesi gerektiğine dikkati çeken AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları kaydetti:

"15 Temmuz'a 'darbe girişimi' dedikten sonra 20 Temmuz'a 'darbe' diyorlar. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ve Anayasamızın verdiği yetki kullanılmıştır. Mücadeleyi etkili bir şekilde yürütmek için bu imkana ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyaç görüldüğü gibi güvenlik güçlerinden ve kritik yerlerden bu kişilerin temizlenmesi için son derece önemli bir işlev ortaya koymuştur. Ama siyasi eleştiri ve karşıtlıkla siyasi sabotaj arasında fark var. Dün geldiğimiz nokta maalesef siyasi sabotaj olarak nitelendireceğimiz bir noktadır. FETÖ'nün Cumhurbaşkanımıza yönelik tavrını aynen siyaset diliyle sürdürmeye çalışan, FETÖ'nün Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan tutumunu siyaset diline tercüme etmeye çalışan bir tutumun hiçbir şekilde meşruiyeti yoktur. Baştan aşağı gayrimeşrudur, ahlak dışıdır ve siyaset adına da utanç vericidir. Bunun arkasından gelecek şey örtülü bir şekilde FETÖ'yü meşrulaştırma sonucu doğuracaktır."