19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Bakan Çavuşoğlu'ndan İdlib açıklaması: Avrupa'ya yeni bir göçmen akını başlayabilir

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib'teki gelişmelere yönelik 'İdlib'e yönelik saldırılar durmazsa Avrupa'ya yeni bir göçmen akını başlayabilir.' açıklamasını yaptı.

AA30 Ağustos 2019 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Bakan Çavuşoğlu'ndan İdlib açıklaması: Avrupa'ya yeni bir göçmen akını başlayabilir

Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (NUPI) Toplantısı'ndaki konuşmadan sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu soruları yanıtladı.

Çavuşoğlu, İdlib'deki durumla ilgili soru üzerine İdlib'de rejimin ayrım yapmadan kentleri ve kasabaları bombaladığını, sivilleri ve hastaneleri ise özellikle hedef aldığını söyledi.

Rejimin, sivilleri yaşadıkları yerlerden çıkarmayı amaçladığını belirten Çavuşoğlu, "Rejim ve destekçileri, Avrupalılara kitlesel göç akımları yoluyla sorun çıkarmak istiyor. Bu yüzden sivillerin yaşadıkları yerleri özel olarak hedef alıyorlar." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, rejim ve destekçilerinin saldırıları nedeniyle en az 500 kişinin hayatını kaybettiğini, bir milyon kişinin yerlerinden olduğunu, 200 bin kişinin Türkiye sınırına geldiğini söyledi. Türkiye'nin buna hazırlık yaptığını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Ama rejimin bu saldırganlığı sürerse yeni bir insani felaket yaşanacak. Hatta Halep'te olduğundan daha kötüsü olabilir. Uluslararası toplum hala sessiz. Uluslararası toplumun desteğini görmemiz lazım. Seslerini çıkarmalılar aksi halde bu durumun, Avrupa'nın güvenliğiyle ilgili doğrudan sonuçları olur ve bu mülteciler Avrupa'ya ulaşırlar ki Avrupalılar bundan çok korkuyor."

- "Bu kişileri zorla geri gönderemeyiz"

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriyeliler için son 8 yılda 37 milyar dolar harcadığını, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden (AB) aldığı yardımların dışında uluslararası toplumun katkısının sadece bir milyar dolardan az olduğunu vurguladı.

AB'nin 2018 sonuna kadar 6 milyar avro sözü verdiğini anımsatan Çavuşoğlu, ancak şu ana kadar bunun üçte birinin verildiğini kaydetti.

Türkiye'de, Suriyelilerin sağlık, eğitim gibi birçok hizmetten ücretsiz faydalandığını aktaran Çavuşoğlu, bu durumun ülkede sosyal bazı sıkıntılara da yol açığını ancak özellikle seçimler öncesinde, muhalefetteki bazı siyasi partilerin bunu kötüye kullandığını belirtti.

Çavuşoğlu, "Sonuçta bu insanlar rejimden ve terörden kaçıp geldiler. Bu kişileri zorla geri gönderemeyiz." dedi.

- "Ruslar güvence verdi"

Rejim güçlerinin, Türkiye'nin gözlem noktalarını taciz ettiğini, doğrudan hedef almadığını dile getiren Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bu konuyu, Ruslarla üç gün önce Moskova'da ele aldık. Ruslar, bize rejimin saldırmayacağına dair güvence verdi. Bizim gözlem noktamız Rusya ile vardığımız mutabakat sonucu İdlib'de istikrarın sağlanması ve mutabakatın rejim, muhalefet ya da radikaller tarafından ihlal edilmesini önlemek amacıyla konuşlandırılmıştı. Rusya, bizim gözlem noktalarımıza saldırıya izin vermeyeceğini bildirdi. Bu noktalardan askerimizi çekme planımız yok."

- "İran tankeri, Lübnan'a gidiyor"

Suriye'ye petrol taşıdığı gerekçesiyle alıkonulup serbest bırakılan İran'a ait tankerle ilgili soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, İran'a yönelik yaptırımlardan Türkiye'nin muafiyetinin bitmesinden sonra Türkiye'nin İran'dan petrol almadığının altını çizdi.

"İran tankerinin, Türkiye'ye yöneldiğine dair" haberlere atıf yapan Çavuşoğlu, "Bu tanker, Türkiye'ye doğru ilerlemiyor. Bu tanker, Lübnan'a doğru gidiyor. Tankeri yakından takip ediyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, İran'dan doğal gaz alındığını kaydederek, Körfez bölgesinden bazı komplo teorileri üretildiğini, bölgedeki bazı ülkelerin önceleri ABD'den İran'a saldırmasını istediğini ancak şimdi diplomasiyle gerginliğin biraz da olsa azaldığını vurguladı.

- Patriotlar ve F-35 programı

Çavuşoğlu, F-35 programı için Türkiye'nin ödediği parayı geri isteyip istemeyeceğinin sorulması üzerine, en kötü senaryonun Türkiye'ye ödediği 1,4 milyar doların geri ödenmesi olduğunu söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, "Ama ABD ve Türkiye olarak o aşamaya varmayacağımızı ümit ediyorum." dedi.

Türkiye'nin S-400 alımıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de Türkiye'nin müttefiklerinden almak istediğini ancak ABD'den alımın mümkün olmadığını belirten Çavuşoğlu, şu anda İspanya ve İtalya'nın sistemleriyle Türkiye'nin hava sahasının yüzde 30'nun koruma altında olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, "Şimdi daha fazlasına ihtiyacımız var. Eğer, ABD'den Patriotları alma imkanımız olursa ki hala Kongre nedeniyle veya başka sebeplerle garanti veremiyorlar, bunları alacağız. S-400'lerden daha pahalı olsa da S-400'lerin kalitesi daha yüksek olsa da Patriotları alacağız." diye konuştu.

Resmi ziyaretler kapsamında Norveç'te bulunan Çavuşoğlu, Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde (NUPI) konuştu. 

Çavuşoğlu, Türkiye ile Norveç'in istişare ve iş birliği geleneği bulunduğunu, ikili diplomatik ilişkilerin 1926'da kurulmasından bu yana gelişerek sürdüğünü, iki ülkenin de NATO'nun iki kanadındaki kritik partnerlerinden birisi olduğunu kaydetti.

Avrupa'nın istikrarı ve savunması için iki ülkenin on yıllardır birlik halinde görevlerini yerine getirdiğini ifade eden Çavuşoğlu, "İki ülke de (Norveç ve Türkiye) Avrupa Birliği dışında olsa da Avrupa'ya katkılarımız hayatidir." dedi.

Çavuşoğlu, "İlginç zamanlarda yaşıyor olabilirsin" anlamındaki Çin sözünü anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bazı ilginç zamanlar var ve bu zamanlarda dikkatli olmalıyız. Dünyanın bu çağı ve zamanında her bardak yarım doluysa yarım da boş. İnsanlığın çoğu için yaşam standartlarımızın hiç olmadığı kadar iyi olduğu bir gerçek. İstatistiksel olarak, tarihin hiçbir noktasında barış bu seviyede değildi.

Terörizm, radikalleşme, eşitsizlik, dışlanma, ticari çatışmalar, zorunlu göç, insan kaynaklı krizler, çevresel sorunlar, iklim değişikliği barışçıl çağımızı tehdit ediyor. Dünyamızın ve insani medeniyetimizin de bağışıklık sistemini de tahrip ediyor."

Öngörülemezlik ve güvensizliğin birçok konuda öne çıktığına işaret eden Çavuşoğlu, Akdeniz'deki mülteci botlarını, kutuplardaki eriyen buzulları, Suriye, Libya ve Yemen'deki savaşı ve Kabil, Christchurch, Oslo, Kolombo, El Paso'daki terör saldırılarını örnek olarak verebileceğini, bunların hepsinin emniyet ve refahın değerinin hafife alınamayacağını gösterdiğini belirtti.

Çavuşoğlu, Türkiye sınırlarının geniş ve hararetli coğrafyalarında iktidar boşluklarının vekalet çatışmalarına sebep olduğunu vurgulayarak, çatışmaların sebeplerinin bu sınır bölgelerinin dünya hidrokarbon rezervlerinin yüzde 70'ine sahip olmasının yanı sıra kötü yönetim ve krizler de olduğuna dikkati çekti.

Balkanlar'da istikrarsızlığın yaşandığına, AB'nin Brexit sürecinde belirsizlik, Atlantik'teki ilişkilerde çatlağın büyüdüğüne işaret eden Çavuşoğlu, tüm kıtada yabancı düşmanlığı, ırkçılık, fırsatçılık, İslam'a karşı nefretin yükseliş trendi gösterdiğini ve Avrupa kurumlarının ortak değerlerini tehlikeye attığını ifade etti.

- "Dünya 5'ten büyük"

Çavuşoğlu, tüm bunlara rağmen Türkiye'nin etkili çok taraflılık, ulus devletlerin bölgesel bütünlüğü, meşruiyet, hesap sorulabilirlik, demokrasi, kapsayıcılık, bağlantısallık, çatışmaların barışçıl önlenebilirliği, insanı merkeze alan politikalar çerçevesinde "Yurtta Barış Dünyada Barış" vizyonunu izlediğini söyledi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) sorunların merkezi haline dönüştüğünü belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM ve diğer uluslararası kuruluşlarda reformlar yapılması ihtiyacını vurguladığını dile getirdi.

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür" sözünü anımsatarak, "BMGK, temsil edilebilirlik ve siyasi bağlılık konularında kendisini daha da ıslah edemezse, tüm itibarını kaybedecek. Uluslararası barış ve güvenlik gibi öncelikli sorumluluklarına dönüş sağlayamazsa, tüm BM sistemi bundan yara alacak." değerlendirmesinde bulundu.

Suriye istikrarı için Rusya ve İran ile oluşturulan Astana ve Soçi süreçlerine değinen Çavuşoğlu, Suriye rejimi ve destekçilerinin İdlib'deki sivilleri hedef alabilecek her türlü saldırılarını önleyebilmek için Türkiye'nin her türlü çabayı gösterdiğine dikkati çekti.

- "Türkiye, Suriye halkının talepleri çerçevesinde lider aktör"

Çavuşoğlu, uluslararası aktörlerin diplomasi yoluyla ortak noktada buluşturulduğunu belirterek, BM 2254 kararı çerçevesinde, Türkiye'nin Suriye'nin birliği, bölgesel bütünlüğü ve Suriye halkının talepleri çerçevesinde lider aktör olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin 4 milyondan fazla yerinden edilmiş insana sığınma imkanı sağladığını, Suriye iç savaşı ve bölgesel insani kriz sebebiyle bu sayının 3,6 milyonunun Suriye'den geldiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Türkiye dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkedir." dedi.

Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları vasıtasıyla Türkiye'nin bölgedeki terörist grupları da temizlediğini kaydederek, teröristlerden temizlenen bölgeye çok sayıda Suriyelinin geri döndüğü bilgisini paylaştı.

Irak ve Suriye'de 4 binden fazla DEAŞ mensubunun etkisiz hale getirildiğini belirten Çavuşoğlu, bölgede bu sorunlarla baş eden Türkiye'nin ayrıca, 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşadığını ve devletin her organına sızmış olsa da Türkiye'nin FETÖ'yü mağlup ettiğini söyledi.

Çavuşoğlu, DEAŞ'ın Suriye ve Irak'taki kalıntılarının boşluğundan terör koridoru oluşturulmasının önüne Türkiye'nin geçtiğini vurgulayarak, "Her kimden ve her ne sebeple olursa olsun terörizm, insanlık karşıtı bir suçtur ve uluslararası mücadeleyle yenilebilir." dedi.

Rusya ve Türkiye ilişkilerinin karşılıklı saygıya dayandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Ukrayna ve Gürcistan, bazen Libya ve Suriye'de görüş ayrılıklarımız olmasına rağmen biz iş birliği arayışlarımızı sürdürüyoruz. Bu yaklaşım da bölgenin, Suriye gibi, istikrarına farklı bir yaklaşım sunuyor." diye konuştu.