26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu’nun sinir uçlarına dokundum 

“Filistinlilerin direnişine destek çıkmamız bunları rahatsız ediyor. Ben bu çerçevede Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmedim, görmüyorum. Hamas Filistinlilerin işgal altındaki topraklarını kurtarmanın gayreti içindeki direniş hareketlerinden biridir. İsrail orada işgalci durumundadır.”

HALİME KÖKÇE17 Mayıs 2018 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu’nun sinir uçlarına dokundum 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Londra’da gezisini takip eden gazetecilerin sorularını yanıtladı. İşte Erdoğan’ın mesajları… 

KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZ: İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Cuma günü İstanbul’da gerçekleştireceğimiz olağanüstü toplantısına katılımın mümkün olduğunca üst düzeyde olmasını arzuluyoruz. ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve Nekbe’nin 70. yılı münasebetiyle yaşanan hadiseler aslında bir utanç tablosu. Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir.  

HAFIZASI SON DERECE İYİ: (Kraliçe 2. Elizabeth ile yaptığınız görüşme) Kraliçe 92 yaşında olmakla birlikte dehşet derecede hafızası var. Abdullah Bey’in Cumhurbaşkanı, benim Başbakan olduğum dönemde, Türkiye’yi ziyaret etmişti. O ziyarette yaptığımız görüşmeyi ayrıntılarıyla hatırlıyor. Bu ziyaretteki temaslarım hakkında da bilgi sahibi olduğunu gördüm.   

 İŞGALCİ İSRAİL:(İsrail meselesinde, zulme maruz kalan Filistinliler şimdi de Gazze’de gösteri yaptıkları için kıyıma uğradılar. İsrail’in dünya kamuoyunda giderek daha kötü duruma düştüğünü söyleyebilir misiniz? Bir de Türkiye’nin aldığı tedbirlerden başka yeni adımlar olacak mı?) Ne gibi adımlar atılabileceği değerlendirilecektir. Netanyahu’nun attığı twite verdiğim cevap sinir uçlarına dokunmuş olmalı. Filistinlilerin direnişine destek çıkmamız bunları rahatsız ediyor. Ben bu çerçevede Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmedim, görmüyorum. Hamas Filistinlilerin işgal altındaki topraklarını kurtarmanın gayreti içindeki direniş hareketlerinden biridir. İsrail orada işgalci durumundadır. 

ORTAK TAVIR ŞART:(Filistin’deki son gelişmeler, İsrail’in BM Güvenlik Konseyi kararlarını kabul etmediğini, sürekli olarak ihlal ettiğini bir kez daha gösterdi. BM üyesi ülke olma statüsünü İsrail’in kaybetmesine yol açabileceği iddialarına ne diyorsunuz?) O denli iddialı konuşmamak lazım. Önemli olan İsrail’in yaptığı adaletsizlikler karşısında ortak tavır sergilemektir. Ama bu hususta uluslararası camianın, hatta Arap Ligi’nin, İslam dünyasının arzulanan düzeyde kararlı bir tavır sergilediğini söylemek zor. Yapılan yanlışlıklar karşısında açıkça sesini yükselten nadir ülkelerden biriyiz. İran ve Rusya’nın yaptıkları açıklamalar da önemli. 

KATILIM SEVİYESİ ÖNEMLİ:İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) İstanbul’daki zirvesine üye ülkelerin hangi seviyede katılacaklarını görmemiz, bu açıdan da önem taşıyor. O gün Yenikapı’da muhteşem bir miting de yapmak istiyoruz. AK Parti olarak, Pazar günü Diyarbakır’da yapacağımız mitingi, Ramazan boyunca Türkiye genelinde sürdürebiliriz. 

ÇEKİLME YANLIŞ:(ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilere bakınca, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alımına getirdiği eleştiriler, Brunson davasında hukukun ihlal edildiği iddiasının ilave edilmesi, Türkiye’ye yaptırımlardan söz edilmesi, İran’a ambargo konusundaki anlaşmazlık ve Hakan Atilla davası. ABD ile müttefiklik ilişkisinin çok ciddi olarak zedelendiği değerlendirmesi yapılıyor? Amerika’dan temel beklentileriniz nedir?) O dediğiniz değerlendirmeyi kim yapıyor onu bilemem. Ama biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Biz  hakkın yanındayız.   ABD’nin İran’la yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı geri çekilme kararını doğru bulmamamızın da sebebi budur. ABD o anlaşmayı tek başına imzalamadı. İşin içinde İngiltere, Almanya, Fransa var... Dolayısıyla, ABD’nin, İran konusunda ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket etmesi; Temmuz-Ağustos’ta ambargoya başlayacağından söz etmesi doğru olmamıştır. Nükleer konusunda biz öteden beri diplomasi ve müzakere yolunun daha isabetli olacağını savunmuşuzdur... 

S400’DEN TAVİZ YOK:Yunanistan nasıl S-300 almış ise, bizim de Rusya’dan S-400 almamızda bir sorun yok. Rusya’dan aldığımız petrolümüzü, doğalgazımızı kesemeyiz. Rusya’dan ülkemize 5 milyon turist geliyor.   ABD’den, parayla dahi silah alamıyoruz. Dolayısıyla S-400’ten taviz söz konusu değil. Kaldı ki Rusya bize çok avantajlı bir kredi imkanı da sunmuştur.   

İSABETLİ:(Times Gazetesi’nde Londra ziyaretiniz ile ilgili başyazıda, eleştirilerin yanı sıra Türkiye ile işbirliği zamanı olduğundan, bu ilişkinin NATO’nun geleceğini belirleyebileceğinden söz ediliyor.  Türkiye’nin modern bir ateş gücüne sahip olmasının önemine işaret ediliyor. 24 Haziran seçimlerini sizin kazanmanızın da neredeyse kesin olduğundan bahsediliyor.) Yazının geneline bakmak lazım. Ama aktardığınız bu tespitler isabetli.

İsrail Ve Mısır’dan YARALILARA İzin YOK

UTANÇ TABLOSU: Filistin topraklarında yaşanan katliam, bu utanç tablosu karşısında tabii ki sessiz kalamazdık. Nitekim bir dizi adım attık. Konuyla alakalı olarak arkadaşlarımız, şu anda gerek New York’ta Birleşmiş Milletler nezdindeki Daimi Temsilcimiz süreci takip ediyor. Biliyorsunuz Kuveyt şu anda geçici üye olarak Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde. Onların da attığı bazı adımlar var. 

2 BİN 500 YARALI VAR:BM Güvenlik Konseyi’nde Amerika’nın vetosuna karşı 14 ülke bu konuyla ilgili olarak yine onların karşısına dikildi. Bir çalışma daha yapılıyor. Şu anda Arap Ligi toplantısı yapıldıktan sonra bu konuda yeni bir adım atmanın gayreti içinde olacağız. Bu hadise geçen sefer olduğu gibi BM Genel Kurulu’na da gidebilir. Orada uygun bir zemin de var. Geçen seferki oylamada 128’e 8 gibi bir tablo ortaya çıkmıştı. Şimdi 60’ı aşkın şehit ve 2500 yaralı var. Bunların tedavisi konusunda ne İsrail ön açıyor, ne de Mısır. 

YARDIM KAMPANYASI: Ramazan ayında Filistinliler için bir yardım kampanyası düzenliyoruz. Yaralıların tahliyesine yönelik çalışmaları devam ettiriyoruz. Kızılay Gazze’ye100 bin dolar değerinde ilaç ve tıbbi malzeme desteğinde bulundu. 

KİMSE ARAMIZA NİFAK SOKAMAZ 

(Başbakan’ın da gündeme getirdiği üzere, ‘Erdoğan’a oy verin ama partisine değil’ şeklinde bir yaklaşımı gündeme sokmaya çalışanlar var. MHP ile AK Parti arasında nifak tohumu mu sokmak isteniyor?) O dediğiniz yaklaşımı bazı mahfillerin işlemeye çalışsalar da başarılı olamazlar. Bizler Cumhur İttifakı olarak yola çıktık. Bu işin bozulmasına fırsat vermeyiz. Kimse aramıza nifak sokamaz. ‘Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a oy verin, aşağıda kime verirseniz verin’ şeklinde bir mantık olamaz. İnanıyorum ki AK Parti tabanı kendi partisine, MHP tabanı da kendi partisine oy verecektir. Ayrışmaya gitmemizin anlamı yok. Söz konusu dahi değil. Teşkilatımıza söylüyoruz: ‘Tabanda partinize  sahip çıkacaksınız’ diyoruz. İttifak konusunda kararlılığımız son derece net. Sayın Bahçeli’ninki de net. Cumhur İttifakı olarak seçeceğimiz Cumhurbaşkanının güçlü olabilmesi için, parlamentoda da güçlü olmak gerektiğini biliyoruz. ‘Bunun için gerekli desteği vermeniz lazım’ diyoruz. Arkadaşlarımız da bunu işliyorlar. Ayrımcılığa fırsat vermek istemiyoruz. Biz BBP’yi de partimizden aday gösterme suretiyle Cumhur İttifakı bünyesine dahil ettik. BBP adayları bu seçimlere bizim partimizden girecekler. 

BİZİ DAHA İYİ GELECEK BEKLİYOR 

(Londra’da yatırımcılarla da görüştünüz. Onları Türk ekonomisi konusunda ikna ettiğinizi düşünüyor musunuz?) Bu önümüzdeki süreçte görülecek. Türkiye’deki mevcut yatırımlarını güçlendirme noktasında atacakları adımlar veya yeni yatırımlar noktasında ne gibi gelişmeler olacağına bakmamız gerekecek. Bütün mesele, 24 Haziran. Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının kazanmasının, daha önceki dönemlerde de olduğu üzere Türkiye konusunda yine heyecan uyandıracağına inanıyorum. Biz dersimize çalışıyoruz. Seçim Beyannamemizi açıkladığımızda bunu daha da net göreceksiniz. Gerek küresel sermayenin Türkiye’ye girişi, gerekse mevcutların devamı açısından bizi daha iyi bir gelecek beklediğini düşünüyorum. 

BÜROKRATİK OLİGARŞİYE SON 

(2001’deki ekonomik krizden sonra bir ekonomik program oluştu. Artık yeni bir ekonomik program yazma zamanı gelmedi mi? Yeni bir şeyler uygulamak gerekmez mi?) Aslında yazılıyor yeni şeyler. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, ekonomide de işlerin daha sağlıklı yürümesini sağlayacak. Halihazırdaki sistemde, bürokratik oligarşinin tümüyle yenildiğini söyleyemeyiz; zira bürokratik oligarşi egemenliğini sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en önemli getirilerinden birisi, bürokratik oligarşinin egemenliğinin son bulması olacaktır. Rusya, İran Çin ve Güney Kore gibi ülkelerle ulusal paralar üzerinden alışveriş yapma hususundaki çabaların, altınla borçlanma gibi alternatiflerin kur baskısından kurtulma açısından önemli olduğuna inanıyorum. 24 Haziran’dan sonraki süreçte, sistem tüm kurumlarıyla her açıdan daha sağlıklı, daha hızlı işleyecek. Siyasi iktidar başarısızlık halinde bedel ödeyeceğinin bilinciyle, çok daha sorumlu davranmak durumunda olacaktır. 

Kudüs için telefon trafiği 

Kudüs için telefon diplomasisi yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün de Rusya lideri Vladimir Putin, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir ve Papa Franciscus ile görüştü. Telefon görüşmelerinde, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerlerinin Gazze’de Filistinlileri hedef alması neticesinde bölgede yaşanmakta olan gerilim ele alındı. İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) cuma günü İstanbul’da gerçekleştireceği olağanüstü toplantının Müslümanların ortak tavır sergilemeleri açısından büyük önem taşıdığını belirten liderler, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde de konunun takipçisi olacaklarını vurguladı.