26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Başbakan Yıldırım: Rejimi değiştirme niyetimiz yok

Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliği çalışmalarına katılmayan CHP'ye tepki göstererek, “ Bu bizim değil, milletin talebi. Buna sırt çevirenler, sözlük mözlük işleriyle uğraşanlar, insanların değişim talebine kulaklarını tıkamışlardır” dedi.

30 Kasım 2016 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Başbakan Yıldırım: Rejimi değiştirme niyetimiz yok

Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Anayasa çalışmalarının hemen hemen olgunlaştığını dile getiren Yıldırım, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile bir araya gelerek bu değişikliğe son şeklini vereceklerini söyledi. Bahçeli’nin bu konuda başından beri yapıcı bir tutum izlediğini vurgulayan Yıldırım, “Ülkenin geleceği için Bahçeli’nin bu olumlu ve yapıcı tutumundan dolayı teşekkür ediyorum. Son görüşmemizi yaptıktan sonra bu değişikliği Meclis Başkanlığına AK Parti’nin teklifi olarak sunacağız. Gizli saklı işimiz yok. Bu çalışmaları istediği takdirde CHP ile de paylaşır, her türlü zeminde konuyu değerlendirebiliriz. Kapımız açık” diye konuştu.     

YENİ VİZYON ŞART

Kendi ellerinde üzüm, karşı tarafta da sopanın olmayacağını belirten Yıldırım, şöyle konuştu: “Darbe artığı bir Anayasa artık milletin ihtiyacına cevap vermediği gibi Türkiye’ye de yakışmıyor. O Anayasaya sırtını dayamış hiçbir siyasi mekanizma milletin lehine bir iş yapamaz. Türkiye’nin yeni anayasaya, yeni vizyona ihtiyacı olduğu aşikar. Bizim rejim değiştirmek gibi bir niyetimiz yok. Ey Kılıçdaroğlu, Türkiye rejimini 1923’te seçti, ‘Cumhuriyet’ dedi ve yoluna devam etti. Hala ne rejim tartışmasından bahsediyorsun. Sayın Kılıçdaroğlu boş durmamış Türk Dil Kurumu sözlüğünü eline almış ve Binali Yıldırım’a kolaylık olsun diye rejimin ne anlama geldiğini incelemiş. Sağ olsun yüksek sesle de bunu okumuş. Bu sevimli girişimi için teşekkür ediyorum.”      

DERTLERİ BAŞKA

Milletin AK Parti’ye tek başına iktidar mührünü, CHP’ye ise sözlüğü verdiğini söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti: “Arkadaşlarınız HDP ile nümayiş içinde kol kola mitingler yaparken AK Parti millet için gece gündüz demeden çalışıyor. Parti Meclisi 10 saat toplantı yapıyor. Çıkan karar, 70’li yılların modası geçmiş sözleri; ‘direneceğiz’. Kardeşim sen zaten Mecliste değil misin? Milli iradenin tecelli ettiği bu çatı altında başka nerede daha iyi savunacaksın fikirlerini? Ama dert başka. Türkiye siyaseti bu tarihi döneme girerken tercihini doğru yapmalı. Sırtını millete mi yaslayacaksın yoksa terör örgütlerine yaslayanlarla birlikte mi olacaksın? Ana muhalefetin vereceği karar budur. Bu anayasa çalışmaları milletin talebidir. Bu talebe sırt çevirenler, sözlük mözlük işleriyle uğraşanlar, kendilerine oy veren insanların değişim talebine kulaklarını tıkamış demektir.”     

Yıldırım, Fidel Castro’nun ölümü vesilesiyle, Küba halkına ve Devlet Başkanı Raul Castro’ya Türk milleti adına taziyelerini de iletti.

SARRAF TİTİZLİĞİ

PKK’ya bu topraklarda hayat olmadığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu: “Bunu herkes bilmelidir. Bir yandan terörle bağlantılı belediyeleri hain yapıların elinden alıp millete iade ediyor, bir yandan da milletten aldığı yetkiyi terör merkezlerinde kullananları yargı önüne çıkarıyoruz. Lamı cimi yok. Kim eli kanlı terör örgütlerini millete tercih ederse bunun bedelini en ağır şekilde öder. Bu mücadele devam ederken adalet terazisine bir sarraf titizliğiyle dikkat ediyoruz.”    

YARGIMIZ BAĞIMSIZ

Batılı yetkililere terörle mücadele konusunda iade taleplerini ve mahkeme kararlarını sorduklarında, yargının işine karışmadıklarına ilişkin cevap aldıklarını hatırlatan Yıldırım, şunları belirtti: “Sana gelince yargı bağımsız. Bize gelince ‘FETÖ ‘cü ve  PKK’lı teröristler ‘gözaltına bile alınmamalı, yargılanmamalı’ diye telkinde bulunuyorsun. Kimse kusura bakmasın, nasıl bağımsız yargınıza karışmıyorsanız biz de bağımsız yargımıza karışmıyoruz. Bu kadar basit.”      

AB DAHA ÇOK KAYBEDER      

Türkiye ve AB gerginliğinden her iki tarafın da kaybedeceğini ifade eden Yıldırım, “Kim daha çok kaybeder derseniz; şüphesiz AB daha çok kaybeder. AB şunu bilsin, Türkiye ile iyi ilişkiler sürdürmek Avrupa’nın gelecekteki güvenliği açısından bir mecburiyettir” ifadesini kullandı. 

TERÖRE GÖZ YUMMAYIZ

Suriye ve Irak’ta devlet otoritesi bulunmadığından terör örgütlerinin cirit attığını kaydeden Yıldırım, oralarda da milli güvenlik için yoğun bir mücadele içinde olduklarını belirtti.  YPG, PYD, DEAŞ gibi terör örgütleriyle topyekun mücadeleyi sürdürürken, FETÖ’nün de üzerine kararlılıkla gittiklerini vurgulayan Yıldırım, sınırlar içinde ya da dışında Türkiye’yi tehdit edecek örgütlere göz yummayacaklarını belirterek, şunları söyledi: “Halep’te, Telafer’de, Sincar’da oraların güvenlik güçleri dışında başka unsurların, ‘DEAŞ’tan temizlemek amacıyla’ kullanılması, orada çok büyük insanlık dramına sebep olacak, büyük göçler, katliamlar olacak. Buna meydan verilmesin. Bizim dediğimiz budur.”