19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Yargı reformu milletin belgesi 

Gül: Söz söylemek isteyen herkesi masamıza çağırdık. Bu belge yargı reformu belgesi, bir AK Parti’nin reform belgesi değildir. Bu yargı reformu belgesi, 82 milyonun bütün milletimizin bir yargı reform belgesidir. 

LÜTFÜ KAPLAN7 Eylül 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Yargı reformu milletin belgesi 

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yargı muhabirleri ile bir araya gelerek gündemi değerlendirdi. Bakan Gül, Yargı reformu kapsamında ilk paketin düşünce ve ifade özgürlüğünü daha da güvenceye alıcı, tutuklamadaki keyfiliği, uygulamadaki farklılığı ortadan kaldıran düzenlemeler içerdiğini söyledi. 

YARGI REFORMU BELGESİ 

Gül, özetle şunları ifade etti: “Yargı reformunun da tek tek uygulamaya başladığı bir yıl olmasını diliyoruz. Bu belge bir paketle başlayıp bitecek bir paket değildir. Bir beş yıllık dönemi kapsayan reform dönemidir. Büyük bir kısmı kanun, bir kısmı kararname gerektiren, uygulama gerektiren düzenlemelerdir. Elbette Meclis’in iradesini gerektiren konular parlamentoda şekillenebilir. Ama tüm paydaşlarla, söz söylemek isteyen herkesi masamıza çağırdık. Bu belge yargı reformu belgesi, bir AK Parti’nin reform belgesi değildir. Bu yargı reformu belgesi, 82 milyonun bütün milletimizin bir yargı reform belgesidir.” 

İSTİSNAİ BİR TEDBİR 

 “Tutuklamayı infaz gibi gören uygulamalar asla kabul edebileceğimiz bir durum değil. Çünkü tutuklama istisnai bir tedbirdir, asıl olan özgürlüktür. Bu çerçevede tutuklamayı soruşturma aşamasında bir şekilde azami süre olmadığı için uzaması, adeta infaz mahkumiyet gibi sonuçlar doğurmasını önlemek adına tutuklulukta azami sürelere ilişkin bir yasal düzenleme çalışıyoruz. Bu konuda Parlamentonun uygun görmesiyle bunun da kanunlaşmasını planlıyoruz.” 

AİLE ARABULUCULUĞU 

“Mahkeme temelli aile arabuluculuğunun da bu dönemde hayata geçmesini arzu ediyoruz. Böylece tarafların, özellikle kadın ve çocuğun daha fazla örselenmemesi adına bu sürecin daha hızlı bir şekilde, daha rasyonel bir şekilde yönetilmesini amaçlıyoruz.” 

ELEKTRONİK TEBLİGAT 

“6 Nisan’da başlayan nöbetçi noterlik uygulaması kapsamında 204 bin 554 adet işlem yapıldığını belirterek 1 Ocak’tan bugüne 10 milyon 79 bin 541 elektronik tebligat uygulandı, bu uygulamayla 7 bin 650 yetişkin ağacın kesilmekten kurtuldu.” 

LEKELENMEME HAKKI 

Savcılığa yapılan şikayetleri savcılık makamının araştırdı ve genel soyut ifadeler, temelsiz isnatlar varsa şahsın şüpheli bile yapılmadı. Bu şekilde 203 bin 113 ihbar dosyası oluşturulmuş. Bunların 111 bin 230’u soruşturma açılmasına yer olmadığına dair kararla sonuçlanmış. Yani 111 bin 230 kişi hakkında soruşturma dahi açılmadı. 

ANAYASAYA BİLE DEĞİŞİR 

“Vahşi bir cinayetin kurbanı olan Emine Bulut ve hayatını kaybeden tüm diğer kadınları, mağdurları rahmetle anıyorum. Şiddetin her türlüsünü, özellikle kadına ve çocuğa yönelik şiddeti büyük bir tepkiyle kınıyor ve reddediyoruz. Dünyanın ortak sorunu kadına yönelik şiddettir ve bu konuda ortak bir sorumlulukla mücadele etmek gereklidir. Bu tür olaylara sıfır toleransla yaklaşıyoruz, Savcılarımız, mülki amirlerimiz her türlü başvuruyu değerlendirmekte ve suçlular mevzuatımızla ilgili en ağır cezayı almaktadır. Bu konuda 2019 yılında verilen toplam tedbir kararı bugün itibarıyla 375 bin 425’dir. Biz bir kişinin bile kurtulmasına vesile olacaksa, bir çocuğun, bir kadının ölmesini, şiddete maruz kalmasını önleyecekse değil kanun Anayasa’yı bile değiştiririz ‘Her şeyi yaptık, bir şey yapmayacağız’ doğru değil. Bu konuda bir cümle, virgül bile varsa çalışacağız.” 

Bu çığlık asla kesilemeyecektir

Çocukları terör örgütü PKK tarafından dağa çıkarılan Diyarbakır’lı annelerin eyleminin önemine vurgu yapan Bakan Gül, “Diyarbakır’da son zamanlarda anneler çocuklarına sahip çıkmaya çalışıyor.  Türkiye Cumhuriyeti çocuklarına sahip çıkmaya devam edecektir. Diyarbakır’daki annenin çocuğu hepimizin çocuğudur. Annelerin yanında yer almaya devam edeceğiz. Diyarbakır annesi ‘Edi bese (artık yeter)’ diyor. Artık bu terör son bulsun diye terör örgütüne ve araya mesafe koymayarak ona açık, örtülü destek veren partiye, o partinin önünde tepkisini ortaya koymaktadır. Kepenkleri kapatarak annelerin sesini ortadan kaldıramazsınız. Anneler ‘Edi bese’ demeye devam ettikçe çocuklarımıza da daha güçlü bir şekilde sahip çıkacağımıza inanıyoruz. Çok onurlu bir sestir. Bu feryat, bu çığlık asla önlenemeyecek, asla kesilmeyecektir ve esasen Diyarbakır’daki, Batman’daki, Şırnak’taki evlatlar bizim evlatlarımızdır.” 

TANINMAYAN DİL DİYE NOTU 

Bir gazetecinin “Açıklamanızda Diyarbakır’daki annelerden bahsederken, ‘artık yeter’ anlamına gelen ‘edi bese’ dediniz. Bu ortak dil devam edecek mi?” sorusu üzerine Gül, tüm dillerin insanlığın ortak tarihine emanet olduğunu söyledi. Devletin Kürtçe yayın yapan kanalının bulunduğunu hatırlatan Gül, annesinin Diyarbakırlı olduğunu, Kürtçe ninnilerle büyüdüğünü aktardı. Fetullahçı Terör Örgütü’nün yargıda hakim olduğu dönemde Kürtçe savunmaların “tanınmayan dil” şeklinde ifade edildiğini anlatan Gül, Kürtçe konusunda gerekli imkanların AK Parti tarafından oluşturulduğunu dile getirdi. 

MİLİTAN DEVŞİRME MERKEZİ 

Diyarbakırlı annelerin HDP İl Başkanlığı önünde eylem yaparak HDP’yi doğrudan suçladığının hatırlatılması üzerine Gül, şunları söyledi: “Adeta militan devşirme, toplama merkezi gibi olmuş ki herkes, anneler orada toplanıyor. Burada adli anlamda soruşturma, gelişme yargı makamlarının takdirindedir. Herkes terörle mesafesini korumak zorunda. Türkiye demokratik bir ülke, siyasi partiler de buna uymak zorunda. ‘Terörle mesafe koy’ yaklaşımını yüksek sesle dillendiriyor. Kepenk kapatarak, kulak tıkayarak olmaz, bu sese, talebe cevap vermek zorundasınız.”