27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Kimsesizlerin kimsesi olabilmek

Günümüzde bencillik, bireysellik, dünyevileşme ve nemelazımcılık gibi olumsuzluklar insanoğlunu adeta esir almış durumdadır. Bu olumsuzluklar, insanı yalnızlaştırmış ve ona büyük kayıplar, yoksunluklar yaşatmıştır.

18 Mayıs 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Kimsesizlerin kimsesi olabilmek

Çağımızın en büyük kaybı, pek çok insanın hazzı peşinde koşarken, yaratılış hikmeti ve gayesini, hayatın anlamını unutmasıdır. Günümüzün en önemli sorunu, her türlü imkana sahip olduğu halde insanın gittikçe yalnızlaşmasıdır. Yalnızlaşmak, milyonlarca insanın içinde yapayalnız kalmaktır. Yalnızlaşmak, çevreye duyarsızlaşmak, kardeşin derdiyle hemhal olamamaktır. Yalnızlaşmak, mahrumiyet ve yoksullaşmaktır. Asıl yoksulluk da, maddi imkanlardan değil, sıcacık dostluklardan yoksun olmaktır. Ne acıdır ki, günümüzde aynı evi, ortamı paylaştıklarımızla iletişim kuramaz hale geldik. Ellerde tabletler, akıllı telefonlar... Ekran karşısında suskunca geçirilen uzun saatler... Hayal dünyasında mutluluk arayan teknoloji bağımlısı nice modern yalnızlarımız var. Bu Ramazanda candan sevgiye muhtaç bu kardeşlerimizi de hatırlamalıyız. Ailemizden başlayarak her yalnızla iletişim kurmalıyız. 

ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKMAK

Şiddetten, savaştan, ölümden kaçarken evinden ayrı düşmüş milyonlarca kardeşimiz var. Büyükşehirlerimizde üç binin üzerinde evladımız kimsesiz olarak sokaklarda yaşamaktadır. Bu yavrularımız sıcacık bir yuvaya, ilgiye, bir şefkat eline hasrettir. Gün, kimsesizlerin kimsesi, sessizlerin sesi olma günüdür. Gün, sokaklarda yatıp kalkan evlatlarımıza kol-kanat germe günüdür. Müslüman bir toplumda sokakta çocuk kalmamalıdır. İşte Ramazan, bu çocuklarımıza sahip çıkmak, onları topluma kazandırmak için bir başlangıca vesile olmalıdır. 

ELİ ÖPÜLESİ BÜYÜKLERİMİZ

Günümüze kadar İslam toplumlarında görülmemiş huzurevlerinde kalan yaşlılarımız var. Eli öpülesi büyüklerimizin gönderildiği o mekanlara aslında huzurevi diyemeyiz. Evlat hasreti içerisinde, torunlarını kucaklayamadan yalnızlığa mahkum edilenlere sahip çıkmalıyız. “Büyüklerimize saygı, küçüklerimize sevgi ve şefkat göstermeyen bizden değildir.” diyen bir peygamberin ümmeti olduğumuzu asla unutmamalıyız.