10 Mayıs 2024 Cuma / 3 Zilkade 1445

Leyle-i Kadrin kadri

Kur’an ve Ramazan kadar, Kur’an ve Kadir gecesi de birbirine yakındır. Kur’an, aylardan sadece Ramazan’ı, mübarek gecelerden de sâdece “kadr”i adıyla ve sanıyla anmaktadır.

Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz10 Haziran 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Leyle-i  Kadrin kadri

Ancak her ikisinde de kendine vurgu yaparak. Nitekim içinde Ramazan ayının geçtiği ayette: “O Ramazan ayı ki, Kur’an onda indirilmiştir. O Kur’an insanlara doğru yolu gösteren, doğruyu eğriden ayıran açık delillerle gelmiştir. Kim oraya erişirse oruç tutsun.” buyurduğu gibi kadir gecesini anlatan suredeki ilk ayette de : “Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik” buyrularak Kur’an’a vurgu yapılmaktadır.

Kur’an’da adına sure inzal buyrulan ve Kur’an’la şereflenen kadir gecesi, ortalama uzunca bir insan ömrüne denk zaman diliminden (bin ay = 84 yıl) daha değerli görülmüştür. Recep, Şaban ile başlayan ve Ramazan’la tamamlanan üç aylar iklimi, belki de Kadir gecesine daha yüksek bir performansla girmek ve ciddî bir hazırlık merhalesinden sonra bin aylık bir gece olan kadir ile buluşmak içindir.

Kur’an’da Kadir gecesi hakkında söylenenler gerçekten üzerinde durulup düşünülmesi gereken hususlardır. Buyrulur ki: “Biz Kur’an’ı kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve ruh o gecede Rablerinin izniyle her bir iş için peyderpey inerler. O gece tan yeri ağarıncaya kadar selam ve esenliktir.” 

İlk ayette Kur’an’ın beşer kelâmı olmadığı teyitli ifadelerle “biz indirdik” lâfzıyla belirtilmektedir. Bir bakıma Kur’ân’ın beşer kelâmı, Muhammed’in sözü olmadığı açıkça ifade edilmektedir. 

Kadir gecesini senin kendiliğinden bilmen mümkün değil buyuruyor Allah Teâla: “Ben bildiriyorum ki o gece bin aydan hayırlıdır.” İçinde kadir bulunmayan bin aya denk bir feyz ve berekete, bolluk ve rahmete sahiptir. Bundan sonraki kısımda Allah Teâlâ bu gecede meleklerin ve ruhun her bir iş için peyderpey indiğini, arz ve dünya semasını kuşattığını haber veriyor. 

Meleklerin ve Ruhun dünya semasına inmeleri ve adeta arzın meleklere dar gelmesi, rahmet ve mağfiretin feyezanı; coşup taşması demektir. İnanan gönüllerin sevgi ve merhametle dolması, zaman ve mekânın bereket deryası olması demektir. Kadir gecesindeki melek sağnağını, ancak gönlü Allah’ın rahmet deryasına açık insanlar görebilir ve hissedebilir. 

Rûh yani Cibril-i emin ise, peygamberlere vahiy getiren ve insanlara ilâhî kurtuluş reçeteleri sunan bir büyük melektir. Kadir gecesi onun yeryüzüne inmesi, inananların gönlüne kulluk sevinci ve ibadet neş’esi sunmak ve güzellikler ilhâm etmek içindir. Cebrail’in nübüvvet için vahy getirme görevi sona ermişse de inananları ilham ile teyid görevi devam etmektedir. 

Selâm, Allah’ın isimlerinden; yani esmâ-i hüsnâdandır. Kısaca barış ve esenlik demektir. Bu gecenin “selâm” olması önce inananlar içindir. Bu gece inananlar için barıştır, çünkü bu gece insan kendi iç dünyasındaki savaştan mutmain bir kalp ve sekînete ulaşmış bir gönle ermiştir. 

Bu gece inanmayanlar için de selâmdır. Çünkü onlar da Rabbin küllî inayeti ile dünyevî azâbdan korunmuşlardır. Böylesine mübarek bir gecenin aranması ve her gecenin kadir olarak bilinmesinin istenmesi, boşuna değildir. Türkçe’de bir deyim var: “Her geceyi kadir, her gördüğünü Hızır bil!” diye. Bu ne kadar anlam yüklü bir söz. Bir yönüyle zamanın, diğer yönüyle insanın değerini bilip değer kazanacak bir kıvama ermek. Rabbimizden böyle bir gönül diriliği niyaz ederiz.