İsmail Acur: Şah damarımdaki kurşun ‘madalyam’

- İşgal teşebbüsünü nasıl öğrendiniz?

Memleketten, Malatya’dan eve yeni gelmiştim. Televizyonu açtığımda işgal teşebbüsüyle alâkalı haberi gördüm. Eşime “Ben gidiyorum çocuklar sana emanet” dedim, çıktım dışarı.

İlk önce Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gittim. İşgalcilerin Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) halka ateş açtığını duyunca Emniyet’in önünde toplanan halktan bir grup Saraçhane’ye hareket etti. Ben de o grupla birlikte İBB’nin önüne geldim.

- Saraçhane’ye gittiğinizde neler gördünüz?

Bize gelen haber doğruydu. İşgalciler halka ateş ediyordu. Yaralıları hastaneye götürmek isteyen sağlık görevlilerine bile ateş ediyorlardı. Saraçhane’ye gittiğimizde hemen yaralıları taşımaya başladık. Ardından biz ön safa geçtik ve işgal edilmiş belediye binasını işgalciden kurtarmak için hamle yaptık. O sırada işgalcinin sıktığı kurşunlardan biri tam gözüme geldi ve yere düştüm.

‘ÖLDÜM DİYE ÜZERİME BAYRAK ÖRTMÜŞLER’

- Yere düştüğünüzde de ateş etmeye devam ettiler mi?

Sadece düştüğümü hatırlıyorum. Sonrasını, beni hastaneye kaldıranlar ziyaretime geldiklerinde anlattıklarından öğrendim. Beni öldü zannederek üstüme Türk bayrağı örtmüşler. Çok kan kaybetmiştim. Yaşadığım hastanede anlaşılmış.

- Hangi hastaneye getirmişler?

Cerrahpaşa’ya. Yalnız burada ilgilenmemişler. AK Parti Fatih İlçe Teşkilâtı vâsıtası ile Medical Park Hastanesi’ne sevk edilmişim.

- Cerrahpaşa’da niye ilgilenmemişler?

15 Temmuz sonrası Cerrahpaşa’dan 120 sağlık görevlisinin FETÖ mensubu oldukları gerekçesiyle görevden alınması sorunuzun cevabı olacağını düşünüyorum!

- Kurşun şah damarınıza saplanmış...

Evet, müdâhale edemiyorlar. Suratımda kırıklar da var. Ameliyat riskli, şah damarını kasmış. En ufak oynamada ölüm riski var deniyor. Ancak seneler sonra bir ihtimâl ameliyatla alınması mümkün. Bu kurşun benim madalyam. Şah damarımdaki kurşun benim madalyam. Şehitliğim bana şahdamarım kadar yakın.

- Şu an sağlık durumunuz nasıl?

Tek gözümü kaybettim. Kurşun çok ağrı yapıyor. İki aydır rahat uyuyamıyorum. İlaçla uyuyorum. Ayakta duramıyorum ve yürürken başım dönüyor. Tüm bunlara rağmen diyorum ki, yine olsa yine çıkarım. Canımı vermekten çekinmem.

‘15 SAYISINI UNUTTUK’

- Ailenizin tepkisi ne oldu?

En büyük destekçim hanımım. 2 çocuğum var. Bir oğlum ve bir kızım. Erkek çocuğum akşamları, yine sokağa çıkarım diye beni yalnız bırakmıyor. “15 sayısını hayatımızdan çıkardık” diyorlar. Çocuklarım psikolojik tedavi görüyor.

Televizyonda FETÖ’yü görünce “Kötü adam çıktı” diye tepki gösteriyorlar. Atlatamadılar hâlâ. Geçen gün oğlum top attı. Yakalayamadım, kızım üzüldü. Ben de üzüldüm o ân, eskisi gibi olamayacağım için. Fakat biz, gelecekteki çocukların rahat top oynayabilmesi için gözümüzü verdik zaten. O hâinler ülkemizi ele geçirse idi çok zor günler yaşayacaktık. Bin şükürler olsun. Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun.

- AK Parti gençlik kolları üyesisiniz...

Evet, parti kurulduğundan beri üyeyim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve partimi seviyorum.

- AK Partili yetkililerden size ulaşan, görüşen oldu mu?

Fatih Belediye Başkanı geldi. Büyükşehir’den geldiler. Biraz yardımda bulundular. AK Parti ilçe teşkilâtı geldi. İstanbul Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Müştak Akdağ Bey ilgilendiler.

‘MESELE KÜRT MESELESİ DEĞİL’

- 15 Temmuz işgal girişiminin püskürtülmesinin ardından PKK eylemlerini arttırdı. Bir Kürt genci olarak bu mevzuda ne düşünüyorsunuz?

Bugün mesele Kürt meselesi değil, mesele vatanımızı bölmek, iç savaş çıkartmak. Güneydoğu’da askerimize kurşun sıkanla, 15 Temmuz’da bize kurşun sıkan zihniyet aynı.

- Son olarak söylemek istediğiniz...

Erdoğan’ın gâziler ile buluşmasına gitmek istedim ama doktor izin vermedi. Allah ona güç ve kuvvet versin. Gazi olduktan sonra işten çıkartıldım. Zaten çalışacak halde de değilim. Çocuklarımın bu hâlimden olayı mağdur olmasını istemiyorum. Eminim büyüklerimiz onlara sahip çıkacaktır.