24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

'Teknolojik aletlerin yaydığı mavi ışık beyni altüst ediyor'

Dünya Nöroloji Federasyonu, 22 Temmuz Dünya Beyin Günü’nde migren farkındalığının artması için dikkat çekici etkinlikler düzenliyor. BEYİNDER Beyin Damar Hastalıkları Hasta Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz, günümüzde birçok insanın şiddetli baş ağrısından şikayetçi olması ve migren ağrılarının nasıl geçeceğine ilişkin konuştu. Ağrı kesicilerin dikkatli kullanılması uyarısında bulunan Uludüz, migren atağı sırasında alınması gereken 7 önlemi sıraladı.

22 Temmuz 2019 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
'Teknolojik aletlerin yaydığı mavi ışık beyni altüst ediyor'
Dünya Nöroloji Federasyonu (WFN), 22 Temmuz Dünya Beyin Günü’nde migren farkındalığının etkin olarak değerlendirilmesi için dikkat çekici etkinlikler düzenliyor. Günümüzde birçok insan şiddetli baş ağrısından şikâyetçi durumda bulunuyor. Peki, migren ağrıları nasıl geçer? Ağrı kesiciler kalıcı çözüm sağlar mı? BEYİNDER Beyin Damar Hastalıkları Hasta Derneği Kurucu Başkanı ve Nöroloji, Algoloji ve Vasküler Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, migren hakkında tüm merak edilenleri anlattı.
 
Aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’a konuşan Prof. Dr. Derya Uludüz, migren hastalığının çocuklarda sıklıkla görülmeye başladığını vurguladı. Uludüz, “Migren, çocuklukta başlayan bir tablo, çocuklarda sıklığı arttıkça erişkin yaşlara yansıyacaktır. Bu nedenle migreni çocukluktan itibaren tedavi etmek önemli. Çocukları tedavi ettiğinizde erişkinlerde ağrı sıklığı azalacaktır.” ifadelerini kullandı.
 
Dünya Nöroloji Federasyonunun 22 Temmuz Dünya Beyin Günü’nde dünyadaki en yaygın nörolojik hastalık olan migren için farkındalık yaratma çabasına dikkat çeken Uludüz, “Migren, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen; iş, okul, aile ve sosyal hayatı sekteye uğratan bir tablo. Dünya Sağlık Örgütüne göre tüm hastalıklar arasında yedinci, nörolojik hastalıklar arasında ise birinci özürlülük nedenidir.” diye konuştu.
 
Migrenin bu nedenle tanınmasının ve önlenmesinin çok büyük önem arz ettiğinin altını çizen Uludüz, “Özellikle son 30 yılda hem çocukluk çağında hem erişkinlerde migren sıklığında ciddi bir artış görülüyor. Bunun en önemli nedeni yaşam şeklindeki değişikliklerdir.” dedi.
 
“TEKNOLOJİK ALETLERİN YAYDIĞI MAVİ IŞIK BEYNİMİZİ ALTÜST EDİYOR”
 
Teknoloji çağıyla insanların yaşam standartlarını değiştirdiğini belirten Derya Uludüz, “Elektromanyetik dalga radyasyon etkisini bir kenara bırakın, bu aletlerin yaydıkları mavi ışık beynimizi altüst ediyor. Yoğun iş temposu ve hızlı yaşam, bizi daha stresli daha uykusuz hale getirdi. Tüm bu sebepler migren gibi genetik özellikler taşımasına rağmen çevresel faktörlerden olumsuz etkilenen baş ağrısının sıklaşmasına yol açtı.” sözlerini kaydetti.
 
Elektronik aletlerin ortama yaydığı radyasyona dikkat çeken ve mavi ışığın migren ataklarını ciddi şekilde tetiklediğini dile getiren Prof. Dr. Uludüz şu ifadeleri kullandı:
 
“Elektronik kullanımını engellemek mümkün değil, cep telefonları artık hayatımızın birer parçası, bilgisayarın tüm gün karşısında çalışıyoruz. Ancak elektronik kullanımını günde maksimum 2 saati geçirmeyecek şekilde ayarlamak, bilgisayar başında çalışırken saatlik aralıklarla 5-10 dakika açık havaya çıkmak ve mola vermek faydalıdır. Oksijen önemli; kapalı ortamlarda çalışmak beyni olumsuz etkilemekte ve migren ataklarını tetiklemektedir. Açık havada derin nefes almak, çalışma molalarını kapalı restoranlarda değil açık havada yemeğinizi yiyerek geçirmek oldukça işe yarayacaktır.”
 
“VÜCUDUNUZU AĞRI KESİCİLERE ALIŞTIRMAYIN”
 
 
Migren ağrıları için ağrı kesici kullanımının dikkatle yapılması gerektiğini vurgulan Uludüz, “Migren ağrılarının şiddetli olması nedeniyle migreni olan kişiler zaman zaman önemli toplantılar öncesinde ağrı gelmesinden korkarak ağrı gelmeden ağrı kesici kullanıyorlar. Bu durum zamanla ağrı kesicilerin sık kullanılmasına neden oluyor. Sık ağrı kesici kullanımı kendi başına vücudun bu ilaçlara alışmasına ve kullanılmadıklarında ağrıların artmasına neden oluyor. Ağrı kesicilerin bu nedenle dikkatli kullanılması çok önemli.” diye konuştu.
 
“UYKUSUZLUK MİGREN AĞRILARINI TETİKLER”
 
 
Uyku düzeninin migren ağrılarını tetikleyen en önemli sebep olduğunu söyleyen Derya Uludüz, “Migren ağrılarından kurtulmak için aslında en önemli basamak, migreni tetikleyen sebeplerden korunmakla başlıyor. Migren tetikleyicileri; stres, kötü beslenme, hareketsizlik, uyku sorunları, az uyuma veya çok uyuma, elektroniklerin sık kullanımı, oksijensiz ortamlarda çalışmak.” ifadelerini kullandı.
 
Uyku düzeninin çok önemli olduğunu, fakat insanların iş günlerini çok yoğun çalışarak geçirdiklerini anlatan Uludüz, “Geç saatlerde yatıp az uyku saati ile geçiştirerek hafta sonu uzun uyku saatleri ile eksiği tamamlamaya çalışıyorlar. Ancak bu migren ağrılarını tetikleyen en önemli sebeplerden biridir. Yapılması gereken, günde en az 7 saat en fazla 9 saat uykuyu geçirmemek, hafta sonu ise uyku saatlerinde maksimum 1 saat kaymaları yapmak. Yani hafta içi en geç 23.00-23.30 gibi yatmak, hafta sonu ise bu saati 12.30’dan geçe bırakmamak önemli.” sözlerini kullandı.
 
 “HACAMAT, SÜLÜK TEDAVİSİ VE AKUPUNKTUR YANLIŞ YÖNTEMDİR”
 
 
Migrenin şu an için kesin bir tedavisi olmadığını söyleyen Uludüz, “Kullanılan tüm ilaçlar, şikâyetleri azaltmaya yöneliktir. Ancak migren ataklarının tamamen kontrolde tutulması ancak risk faktörleri ve tetikleyicilerin kontrolü ile ve yaşam şekli değişiklikleri ile mümkündür. Hacamat, sülük tedavisi, akupunktur gibi yöntemlerin ve son zamanlarda maalesef ki son derece yanlış bir yöntem olan ve hastada ciddi yan etkilere dahi neden olabilecek migren cerrahisinin migren tedavisinde yeri yoktur.” dedi.
 
Migrende artık çok yeni ve gelişmiş tedavi seçeneklerinin mevcut olduğunu belirten Uludüz, “Uygun hastaya uygun dozda kullanıldıklarında oldukça etkili tedaviler mevcuttur. Bu açıdan tüm halkımıza Türkiye Baş Ağrısı Derneği resmi sitesi olan basagrisi-agri.org sitesine girmesini ve kendilerine en yakın baş ağrısı merkezini öğrenerek başvurmalarını öneririm.” şeklinde konuştu.
 
İŞTE MİGREN ATAĞI SIRASINDA ALINABİLECEK 7 ÖNLEM:
 
Migren atakları sırasında alınabilecek önlemler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Derya Uludüz sözlerini sonlandırırken şu maddeleri sıraladı:
 
 
1-Migrende damar genişlemesi olur, başınızda şakak kısımlarına buz koymanız damarların daralmasını sağlayarak ağrınızı hafifletecektir.
 
 
2-Ağrı sırasında başa masaj yapılması ağrıyı hafifletebilir; her iki kaş ve burun köküne, iki kaş arasında alnın ortasına, her iki şakak bölgesine 10 dakika kadar masaj yapmak veya başınızı bir tülbent yardımı ile sıkıca sarmak ağrıyı dindirebilir.
 
 
3- Ortamdaki gürültü ve yoğun ışık ağrınızı şiddetlendirecektir. Özellikle kapalı alışveriş merkezlerinde, yoğun ışıklı ortamlarda bu belirgin hale gelir. Gürültülü ve yoğun ışık içeren ortamdan uzaklaşın.
 
 
4-Ağrınız olduğunda açık havaya çıkmayı deneyin, oksijen artışı beyinde rahatlama sağlayacaktır.
 
 
5-Ağrı atağı sırasında içilecek bir fincan kahve, içerdiği kafein sayesinde atağı dindirmeye yardımcı olacaktır. Günde 150 mg kafeini aşmamak lazım. Bir fincan kahvede 150 mg kafein mevcuttur. Günlük kafein tüketiminde 300mg’ı aşarsanız kafein kullanımına bağlı ağrılarınızı tetikleyebileceğini hatırlatalım.
 
 
6-Susuz kalmamak önemli bir parametre. Su vücudumuz hatta beynimiz için çok önemli. Beynin yüzde 70’i su. Beyin, susuz kaldığınızda tehlike sinyali vererek ağrıyı tetikleyebilir. Kilo başı günde 30 ml su tüketmek ve bu miktarı tüm güne yaymak en idealidir.
 
7-Mümkün olduğunca ağrı kesicileri azaltmak gerekiyor. Bu nedenle koruyucu önlemlere dikkat edilmelidir.