5 Mayıs 2025 Pazartesi / 8 Zilkade 1446

Türkiye'den yeni meydan okuma! Seçkin 6 ülke arasına gireceğiz

Hava, kara ve denizde savunma sanayii teknolojileri geliştiren Türkiye, yeni bir meydan okumaya daha hazırlanıyor. Türkiye'yi denizlerde seçkin 6 ülke arasına yerleştirecek 'nükleer enerjiyle çalışan denizaltı' inşası hedefi ilk kez somut olarak dile getirildi. Uzmanlar bu hedefin Türkiye'yi bölgesel operasyonlarda öne çıkaracağını savundu.

TRT HABER5 Mayıs 2025 Pazartesi 15:32 - Güncelleme:
Türkiye'den yeni meydan okuma! Seçkin 6 ülke arasına gireceğiz

Türk Deniz Kuvvetleri için hedeflenen 'nükleer enerjiyle çalışan denizaltı' inşasında çalışmalar son hız sürüyor. Türkiye'nin 'nükleer enerjiyle çalışan denizaltı' inşası hedefi siyasi, askeri, ekonomik ve teknoloji gibi birçok açıdan çok ciddi bir meydan okuma olarak yorumlandı. Uzmanlar Türkiye'nin söz konusu bu hedefini değerlendirdi.

Türkiye kara, hava ve deniz gibi pek çok alanda ve mümkün olan her noktada dışa bağımlılığı en az seviyeye indirmek istiyor. Türkiye geldiğimiz noktada Milli Gemi (MİLGEM) ve Milli Denizaltı (MİLDEN) projelerinde son derece değerli işlere imza attı. Ankara'nın günün sonunda nükleer enerjiyle çalışan bir platform üretebilme hedefine sahip olması sürpriz olmayacak.

TARİHİ PROJE İLK KEZ SOMUTLAŞTIRILDI

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu'nun nükleer enerjiyle çalışan bir platformun inşa edilmesini ifade etmesi dikkat çekti. Türkiye'nin bu hedefi en üst düzey isimlerden birinin ağzından ilk kez bu somutlaştırdı.

Oramiral Tatlıoğlu, uluslararası bir yayın organına verdiği ve Türk Deniz Kuvvetleri'nin amaç ve vizyonunu anlatan röportajda "139 yıldır milli arzumuz olan dışa bağımsız denizaltıyı inşa ediyoruz. MİLDEN sonrası nükleer enerjili denizaltılar için önemli bir adım atacağız." ifadelerini kullandı.

Konuda uzman isim Devrim Yaylalı da Türkiye'nin 'nükleer tahrikli denizaltı' hedefini değerlendirdi.

Devrim Yaylalı'nın röportajı vesilesiyle Türk Deniz Kuvvetleri'nin 1 numaralı ismi aslında nükleer enerjiyle çalışan bir denizaltı işletilmesine yönelik resmi görüşü ilk kez açık kaynaklarda dile getirdi.

"TÜRKİYE'Yİ SEÇKİN ÜLKELER KATEGORİSİNE DAHİL EDECEK"

Yaylalı, her şeyden önce nükleer enerjiyle çalışan bir denizaltının önemli bir kuvvet projeksiyonu aracı olduğunu dile getirdi. Yaylalı, Türkiye'nin bu kabiliyete sahip olmasının onu ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve Hindistan'ın da aralarında bulunduğu seçkin ülkeler kategorisine dahil edeceğini vurguladı. Yaylalı, Saydığı ülkelerin 'bağımsız olarak nükleer güçle çalışan denizaltılar tasarlayabilen, inşa edebilen ve bakımını yapabilen' ülkeler olduğu bilgisini de paylaştı.

İşin sadece askeri yönden ele alınmasının fotoğrafın bütünü adına eksik olacağını kaydeden Yaylalı, nükleer güçle çalışan denizaltıların tasarımı, üretimi ve kullanımı için sadece askeri veya teknolojik değil ekonomik ve beşeri alanlarda da gelişimin şart olduğunun altını çizdi. Ankara'nın nükleer güçle çalışan bir denizaltıya sahip olarak aslında küresel prestijini de artıracağını belirten Yaylalı, uçak gemisi inşa etme hamlesini de bu gözle okumak gerektiğini söyledi.

YAPABİLEN ÜLKELERLE İŞBİRLİĞİ YAPILMALI

Türkiye'nin nükleer güçle çalışan denizaltı arayışını değerlendirirken mevcut işlere de ayrı bir parantez açılması gerektiğini düşünen Devrim Yaylalı, MİLGEM ve MİLDEN projelerinde izlenen yol haritası ve elde edilen kazanımların geleceğe ışık tutacağını belirtti. Yaylalı, konunun gelişmiş nükleer tahrik teknolojileri olduğunda bunu yapabilme kabiliyetine sahip ülkelerle iş birliğinin mecbur olduğunun da altını çizdi.

"BÖLGESEL OPERASYONLARIN ÖN SAFLARINA YERLEŞTİREBİLİR"

'Ankara neden bu yolu tercih ediyor?' sorusuna cevap veren Yaylalı, "Nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar yiyecek ve mürettebat ihtiyaçları dışında neredeyse sınırsız dayanıklılığa sahip. Yakıt için yüzeye çıkmalarına gerek kalmadan dünyanın herhangi bir yerinde faaliyet gösterebilirler. Bu stratejik erişim Türkiye'ye kuvvet projeksiyonu, keşif ve küresel etki açısından daha fazla esneklik sağlayacak. Böyle bir kabiliyet kazanımı Türk Deniz Kuvvetleri'ni Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Hint Okyanusu gibi yüksek riskli alanlardaki bölgesel operasyonların ön saflarına yerleştirebilir." dedi.

Türkiye'nin nükleer enerjiyle çalışan bir denizaltıyı tasarlamak, inşa etmek ve bakımını yapmak için ciddi teknolojik zorlukların üstesinden gelmesi gerekeceğini sözlerine ekleyen Devrim Yaylalı, bununla birlikte Ankara'nın farklı alanlarda ciddi sınamalardan geçeceğini anlattı.

Söz konus projede yapılması gerekçeleri sıralayan Yaylalı açıklamasının devamında "Türkiye'nin denizaltı operasyonlarının zorlu koşullarına dayanabilecek nükleer reaktörleri inşa etmek, işletmek ve bakımını yapmak için gerekli bilgiyi geliştirmesi veya edinmesi gerekecek. Nükleer reaktörlerin denizaltılarda çalıştırılması yüksek eğitimli personel gerektirir. Tasarımın da operasyonel güvenliğinin sağlaması şart. Bu da reaktör tasarımı ve yakıt döngüsü yönetimi, radyasyon kalkanı ve acil durum protokollerinde uzmanlaşmayı gerektiriyor." ifadelerini kullandı.

Yaylalı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Aklımızdan çıkarmamız gereken bir husus daha var. Türkiye, bir nükleer araştırma programına ve bir miktar nükleer enerji deneyimine sahip olmakla birlikte, deniz sınıfı bir nükleer reaktör üretmek için gereken uzmanlık ve altyapıya henüz sahip değil. Bunu aşabilmek için Türkiye'nin ortaklıklar veya teknoloji transferi anlaşmaları arayışına girmesi gayet anlaşılır bir durum olur. Unutmayalım ki, nükleer enerjiyle çalışan bir denizaltı geliştirmek kısa vadeli bir proje değil. Ayrıca, böylesine iddialı bir projeyi sürdürmek stratejik ve mali riskler de taşır. Uygun şekilde kaynak ayrılmadığı ve aşamalandırılmadığı takdirde önemli gecikmelere veya batık maliyetlere yol açabilir. Ki bu da diğer ülkelerdeki benzer programları zora sokmuştur."

"TÜRKİYE BU VİZYONU ENİNDE SONUNDA GERÇEKLEŞTİREBİLİR"

Türkiye'nin söz konusu projesi eninde sonunda yapacağını dile getiren Yaylalı, değerlendirmesinin sonununda, "Bununla birlikte, doğru siyasi irade, teknolojik yatırım ve uluslararası iş birliği ile Türkiye bu vizyonu eninde sonunda gerçekleştirebilir. Bu uzun ve zahmetli bir yol. Ancak Türk Deniz Kuvvetleri kendi vizyonunu net bir şekilde ortaya koydu. Sürecin nereye evrileceğini görmek için zamana ve atılacak adımları daha net görmeye ihtiyaç var." dedi.

Savunma Sanayii Başkanı Görgün: TEKNOFEST milletin yeni umudu oluyor

Türkiye farkını ortaya koydu!

Soykırımcıların "Mavi Balina"sına bel bağladılar