20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Kronik böbrek hastalığında en iyi tedavi nakildir

Uzman Dr. Muzaffer Atlı, her yıl milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine veya makinelere bağlı olarak yaşamasına neden olan kronik böbrek hastalığının, böbrek nakli ile tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyledi. Atlı, “Dördüncü dereceye kadar herkes böbrek vericisi olabilir. Ne yazık ki ülkemizde yeterli organ bağısı olmadığı için bekleme listeleri her geçen gün artmaktadır.” dedi.

4 Kasım 2013 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Kronik böbrek hastalığında en iyi tedavi nakildir
Özel bir hastanenin organ nakli merkezi uzmanlarından Dr. Muzaffer Atlı, böbrek nakline ilişkin önemli bilgiler verdi. Kronik böbrek hastalığının gerek beraberinde getirdiği başka hastalıklar, gerekse yaşam süresini kısaltması nedeniyle önemli bir sağlık problemi olduğuna işaret eden Dr. Atlı, “Kronik böbrek hastalığı tedavisinde olumlu etkilerinden dolayı böbrek nakli ilk seçilecek tedavi yöntemidir. Diyalizle kıyaslandığında yaşamı iki kat artıran bir yöntem olan böbrek nakli, kadavra kaynaklı ve canlı verici kaynaklı olmak üzere iki türlü yapılmaktadır. Ülkemizde yasal olarak 18 yaşını bitirmiş, akıl sağlığı yerinde herkes canlı böbrek vericisi olabilir. Dördüncü dereceye kadar akrabalar böbrek vericisi olabilir. Yani anne, baba ve kardeşin yanı sıra bunların çocukları, amca, hala, teyze ve bunların çocukları ile aynı şekilde eşin saydığımız şekilde akrabaları böbrek vericisi olabilir. Hatta arada maddi çıkar ilişkisi olmadan böbreğini bağışlamak isteyen kişiler de Sağlık Bakanlığı’nca belirlenmiş etik kurullar tarafından onay alınmak kaydıyla böbrek vericisi olabilirler.” bilgisini aktardı.

ORGAN BAĞIŞI AZ, BEKLEYEN ÇOK

Açıklamasında 'kadavra böbrek nakli'ne de yer veren, kadavra böbrek nakli için Güven Hastanesi Organ Nakli Merkezi’ne başvuran hastalara uygulanan işlemlerden bahseden Dr.Muzaffer Atlı, şunları söyledi: “Kadavra böbrek nakli için organ nakli merkezimize başvuran hastalarımıza önce gerekli tetkikler yapılmaktadır. Tetkikler sonucu nakli uygun görülen hastalarımız ulusal kadavra listesine alınmaktadır. Tüm hastalar adil bir şekilde bu kaynaktan yararlanmaktadır. Hastanın genç ya da yaşlı olması böbrek bulunması konusunda bir etki yaratmamaktadır. Ne yazık ki ülkemizde yeterli organ bağısı olmadığı için bekleme listeleri her geçen gün artmaktadır.”

CANLI VERİCİ NAKİL DAHA AVANTAJLI

Dr. Muzaffer Atlı, canlı vericili böbrek naklinin, kadavra nakillere göre avantajlarına da değindi. Canlı vericili böbrek naklinde böbreğin erkenden çalışmaya başladığını anlatan Atlı, şöyle devam etti: “Bu tip nakillerde kısa ve uzun dönem böbrek işlevinde daha iyi sonuç alınmakta, nakil sonrası kullanılan immun baskılayıcı ilaçları daha düşük yoğunlukta kullanılmakta, kadavradan nakil olmanın getirdiği huzursuzluk ortadan kalkmakta, hastalar kadavra organ için uzun süre beklemekten kurtulmakta, daha planlı ve organize operasyon yapılması mümkün olmaktadır. Canlı böbrek vericilerinde kanser, şeker, AIDS, hamilelik, ciddi aktif enfeksiyon, ciddi kalp hastalığı olmamalıdır. Böbrek vericisi olanların en büyük korkusu ‘şimdi böbreğimi verirsem sonradan bir sağlık problemi yaşar mıyım’ endişesidir. Yapılan bir çok araştırmada böbrek vericilerinde sağlık yönünden genel nüfusa göre ek bir sorun yaşamadıkları tespit edilmiştir.”

OPERASYON VE SONRASI YAŞANANLAR

Dr. Muzaffer Atlı, böbrek nakli için kan grubu uyumsuz nakillerin de yapılabildiğini, ancak bu nakil türünün gerek maliyet yüksekliği, gerekse ilk 14 günde nakledilen böbreğin reddi olaylarının sık görüldüğünü de söyleyerek, “Bu nedenlerle kan grubu uyumlu nakiller tercih nedenidir.” dedi. Dr. Atlı, neredeyse tüm kronik böbrek hastalarının böbrek nakli olabileceğine de işaret ederek, “Böbrek nakli kesin yapılamayacak grup; kontrolsüz kanser ve AIDS hastalığıdır. Ancak birçok hastaya kanser kontrol altına alındıktan sonra bekleme süreleri tamamlandığında nakil yapılabilir.” diye konuştu.

Böbrek nakli operasyonu ve sonrasına ilişkin bilgiler de veren Dr. Muzaffer Atlı, şunları söyledi: “Gerekli hazırlıklar tamamlandıktan sonra böbreğini verecek kişinin ameliyatını laparoskopik ya da açık yöntemle yapmaktayız. Ameliyat 1 -2 saat sürmekte ve çıkarılan böbrek başka bir salonda hazırlanan alıcının sağ ya da sol kasığına takılmaktadır. Hastanın kendi böbreği özel durumlar dışında çıkarılmamaktadır. Alıcı ameliyatı da 2 -3 saat sürmektedir. Aksi bir durum olmadıkça hastaların çoğu ameliyattayken idrar çıkarmaktadır ve bizim için de en değerli an bu andır. Ameliyat sonrası verici hastanede ortalama 3 -4 gün, alıcı 7 -10 gün kalmaktadır. Verici 2 hafta sonra sosyal hayatına dönmekte, hafif işler için 4 -6 hafta, ağır işler içinse 6 -8 hafta sonra işine dönebilmektedir. Alıcı ise taburcu edildikten sonra özellikle ilk 3 ay çok dikkat etmelidir. Bu süre hem hasta ve bizim için önemli bir süreçtir. Hasta bu dönemde yoğun immunsupresif tedavi aldığından yakın takibi gerekmekte olup haftada 1 hastanın kontrole gelmesi gerekir. Ve nakille birlikte hasta artık kana kana su içebilmekte, eskisi gibi sıkı bir diyete ihtiyaç duymamakta, haftada 2 -3 kez bir yere bağlı kalıp hayattan kopmamaktadır.”