7 Ekim 2025 Salı / 15 RebiülAhir 1447

Milli hüsranın şifreleri

İzlanda’ya 3-0 yenilen Mili Takım’ın çöküş nedenleri: Alt yapıya yatırım yok, sınırsız yabancı kontenjanı gençlerin önünü kesti, yıldızlar ego savaşı yapıyor.

8 Ekim 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Milli hüsranın şifreleri

Özel hayatıyla ve kavgalarıyla hep problem olan, Milli Takım’ı bırakıp geri dönen Barcelonalı futbolcunun 3-0’lık yenilgiye rağmen oyundan alınırken gülmesi, taraftarları da çileden çıkarttı. 

İzlanda karşısında alınan 3-0’lık yenilgi, herkesi kahretti. Ancak en az bu yenilgi kadar futbolseverlerin tepkisini çeken bir kişi de Arda Turan oldu. Galatasaray’da yıldızı parladıktan sonra Avrupa’ya açılan Atletico Madrid ve Barcelona’da oynayan yıldız futbolcu önceleri gururumuz oldu, ancak daha sonra yaptıklarıyla herkesin tepkisini çekti.

ZİYA ŞENGÜL: Edirne’den çıkış vizezi alamayız

BİZ öylesine yavaş oynuyoruz ki, rakip takımın savunmasına çok adamla yerleşmesine şans veriyoruz. Bu futbol anlayışıyla kendimizi kandırıyoruz. En büyük yeteneğimiz diye gördüğümüz Arda, uzun zamandır maç oynamaya oynamaya, beklenen düzeyde olmadığı için pas hataları içinde kaldı. Cenk ve Burak pozisyon bulamazken, biz nasıl bir gol beklentisi içinde olacaktık.  Bu maçta da gördük ki, biz enteryasyonal turnuvalardan uzak kalmak zorundayız. Değil Dünya Kupası için Rusya’ya gitmemiz, Edirne çıkışına bile vize alamayız.

ALİ SAMİ ALKIŞ: Mucize gerekiyorduo da gerçekleşmedi

HİÇ baskı kurmadan ve hiç tempo yükseltmeden; hantal/hımbıl/miskin “Set oyunu” ile; değil İzlanda milli takımını, başkentleri Rejkjavik’in mahalle çocuklarını bile yenemezsin... Bu kadar çağdışı, bu kadar yaratıcılıktan yoksun, bu kadar üretimsiz bir futbol; yüzyıl önce bile yoktu. Avrupa Şampiyonası finallerine, bir mucize ile katılmıştık. Benzer bir şansı yeniden denedik ama; mucizeler de o kadar yalama değildir... İşini baştan sıkı tutarak; gerekeni gereken özenle yaparsan, zaten mucizeye de ihtiyacın olmaz.”

AHMET ÇAKAR: Devlet bunlardan hesap sormalıdır

Futbolumuzda üretilen ve hayata geçirilen tüm makro politikalarımız yanlış olunca, bu son kaçınılmaz olur. Bizim sıradan bir şehrimiz kadar nüfusu olan İzlanda’ya, iki maçta da yeniliyoruz. Görünen o ki; Lucescu da yaşlanmış. Göreve gelir gelmez Oğuzhan’ı almayıp sonradan mahalle baskısı ile kadroya dahil etmesi, Serdar ve Cengiz’i kadro dışı bırakması, kurduğu kadro, oyun felsefesi, yaptığı ve yapmadığı değişikliklerle 3 maçta sınıfta kaldı. Türk futbolunu bu hale getirenlerden hesap sorulmalıdır. Bu hesabı da devlet sormalıdır.

MEHMET DEMİRKOL: Şımarık çocukların oyuncağı olmasın

Aslında çoktan bir mucize kovalıyorduk. Bu da mümkündü. Ama 330 bin nüfuslu İzlanda’ya çoğu kez olduğu gibi yine kaybettik ve gerçeklerimize döndük. Bu işi şımarık çocukların oyuncağı olmaktan çıkaralım. Federasyon başkanlığı artık profesyonel olsun. Futbolun içinden gelme, bütün sorunlarını bilen bir duayeni işin başına getirelim. Maaşını da verelim. Etrafına profesyonelleri koyalım. Tıpkı Basketbol Federasyonu’nda olduğu gibi takım çalışmasının ön planda olduğu, gerçek bir ayağa kalkış şart oldu.

GÜNTEKİN ONAY: Kulüp takımı gibi hareket etmeliyiz

TÜRK futbolunun yıllardır kanayan yarası olan kollektif savunmayı bir türlü öğrenemedik. Bu savunma hattı ile bu seviyeleri oynayamazsınız. Doğru düzgün profesyonel ligi olmayan İzlanda bile taş gibi defans yapabiliyor. Son 5 Dünya ve Avrupa Şampiyonası elemesinde ilk ikiye giremedik. Oyuncu havuzunu 25-30’lara indirip bir kulüp takımı anlayışı ile hareket etmemiz gerekiyor. Her maç her eleme farklı isimler, farklı kadrolar ve bitmeyen arayışlar... İzlanda, Hırvatistan gibi takımların ilk 11’i değişmiyor. Biz ise sürekli arıyoruz!