29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Yunanistan'da 4,9 büyüklüğünde deprem!

Yunanistan'ın Kardiça kenti yakınlarında 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Atina Rasathanesinin yaptığı açıklamaya göre, saat 19.20'de, merkez üssü Kardiça'nın batısına 16 kilometre uzaklıkta olan 4,9 şiddetinde bir sarsıntı kaydedildi. Yunan medyasında yer alan haberlerde ise depremin Kardiça bölgesinde geniş bir alanda hissedildiği belirtildi.

12 Eylül 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Yunanistan'da 4,9 büyüklüğünde deprem!

Son depremleri son dakika gelişmeleri gelmeye devam ediyyor. Yunanistan'da 4,9 büyüklüğünde deprem oldu! 1965 yılından sonra dünyanın 2004 yılına kadar büyük deprem açısından suskunluk dönemine girdiğini belirten Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, küresel ölçekte suskunluktan sonra ikinci büyük deprem kümelenmesinin 2004 yılında 9,1 büyüklüğündeki Endonezya depremiyle başladığını ifade etti. Bektaş, “Önümüzdeki iki yıl içerisinde küresel ölçekte son yüzyılın ‘ikinci büyük deprem kümesine' ait 9'dan büyük 1960 Şili ve 1964 Alaska depremleri gibi devasa deprem yaşama olasılığı yüksek. 8 Eylül 2017 tarihinde yaşanan 8,1 büyüklüğündeki Meksika depremi küresel ölçekte 2004 yılında 9,1 büyüklüğündeki Endonezya depremiyle başlayan ve 2019 yılına kadar sürmesi beklenen 8 ve 9'dan büyük ‘ikinci büyük deprem kümesine' aittir” dedi.

Küresel ölçekte son 100 yıla ait bilimsel istatistiki deprem verilerinin 8 ve 9 büyüklüğündeki büyük ve devasa depremlerin zaman içerisinde gelişigüzel dağılmadığını, aksine belirli zaman aralığında iki büyük deprem kümesi oluşturduğunu gösterdiğini kaydeden Bektaş, “1950 yılında başlayan ve 1965 yılında son bulan ‘birinci deprem kümesi' 15 yıl içerisinde gelişmiştir. 6 adet 8 ve 9'dan büyük deprem içeren birinci deprem kümesinin en büyük depremi 9,5 büyüklüğündeki 1960 Şili depremidir. 1965 yılından sonra dünyamız 2004 yılına kadar büyük deprem açısından suskunluk dönemine girmiştir. Küresel ölçekte suskunluktan sonra ikinci büyük deprem kümelenmesi 2004 yılında, 9,1 büyüklüğündeki Endonezya depremiyle başlamıştır” şeklinde konuştu.

“DOĞU ASYA'NIN BU TÜR BÜYÜK DEPREMLERİ TÜRKİYE VE YAKIN ÇEVRESİNDEKİ FAYLAR İÇİN TETİKLEYİCİ”

“Eğer ikinci deprem kümesi, birinci deprem kümesi gibi 15 yıl kadar sürerse önümüzdeki iki yıl içerisinde küresel ölçekte Şili ve Alaska'da olduğu gibi 9'dan büyük deprem yaşanma olasılığı mevcuttur” diyen Bektaş, “8 ve 9'dan büyük depremler Pasifik Okyanusu'nun çevresinde bir ateş çemberi oluşturacak şekilde gelişmektedir. Ancak Doğu Asya'nın bu tür büyük depremleri Türkiye ve yakın çevresindeki depreme hazır faylar için belirli bir zaman aralığında tetikleyici rol oynamaktadır. Örneğin Japonya'da 2011 yılının Mart ayında 9 büyüklüğünde gelişen depremden sonra aynı yıl Eylül ayında 7 büyüklüğünde Van depremini yaşadık. Benzer şekilde 2012 yılında 8,6 büyüklüğündeki Güney Hindistan depreminden sonra 2013 yılında doğuda batıya doğru 7,7 büyüklüğündeki İran, 7,8 büyüklüğünde Pakistan, 6,1 ve 6 büyüklüğünde sırasıyla Ege, Akdeniz depremleri yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.

SON DEPREMLERİN LİSTESİ

DEPREM UZMANI AHMET ERCAN AÇIKLAMASI!

Deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Depremin ardından oluşan yer kabuğu gerginliği Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın herhangi bir yerinde 10 gün içerisinde büyük bir depreme sebep olacak" şeklinde açıklamada bulundu.

ÖNÜMÜZDEKİ 10-15 GÜN ÇOK TEHLİKELİ!

‘’Meksika depreminden çıkan enerji olağanüstü büyük. Yerin çekirdeğine kadar yer salınmaktadır. Bu sarsıntılar 3 türlü hareket yapıyor. Şu anda yer kabuğunun tamamı gergin. Yer yuvarının üzerinde çeşitli kırıklar var. Enerji biriken yerler varsa buralar bir depremle gerginliğini boşaltabilir. Bu dünyanın herhangi bir yerde olabilir. Yani buna Türkiye de dahil olmak üzere Dünyanın herhangi bir yerinde 10 gün içerisinde orta ya da büyük depremler olmasına şaşırmayacağız."




İZMİR'DE DEPREM!

İzmir'in Dikili açıklarında 3.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, bugün saat 14.39'da, Ege Denizi'nde, Dikili açıklarında, Richter ölçeğine göre 3.9 büyüklüğünde bir deprem oldu.

Yerin 10.9 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem, kentte fazla hissedilmedi. Kısa süreli depremin herhangi bir can ve mal kaybına yol açmadığı belirtildi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ise depremin büyüklüğünü 3.8 olarak açıkladı

BURSA'DA DEPREM

Bursa'da şehir merkezinde de hissedilen bir deprem meydana geldi.
 
AFAD'dan yapılan açıklamaya göre depremin merkez üssü Nilüfer ilçesi büyüklüğü ise 2.7 olarak ölçüldü.
 
11:13:57'de gerçekleşen deprem paniğe sebep oldu. Deprem 7.17 km derinlikte gerçekleşti.
 
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi ise depremin büyüklüğünü 3.00 olarak duyurdu. Depremin 7.9 km derinlikte gerçekleştiği bildirildi.

MEKSİKA'DA 8 EYLÜL'DE 8.1'LİK BİR DEPREM OLDU

ABD Sismik Araştırmalar Merkezi’nin (USGS) verilerine göre, Meksika açıklarında 8.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Meydana gelen depremin ardından tsunami alarmı verildiği gelen ilk bilgiler arasında. Uyarıların özellikle Orta Amerika kıyıları için yapıldığı bildiriliyor. Tsunami alarmının ardından Meksika'da dalgaların boyu 0.7 metreye yükseldi. 8'in üzerindeki depremler dünya ekseninde kaymaya yol açıyor.

Meksika açıklarında 8.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin ardından Orta Amerika kıyıları için tsunami alarmı verildi. Meksika İçişleri Bakanı depremde 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Ölenlerin ikisinin Chiapas eyaletinden olduğu açıklandı.

Guatemala devlet başkanı da bir vatandaşının depremde hayatını kaybettiğini söyledi.

ABD Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS) önce 8 olarak açıkladığı depremin büyüklüğünü 8,1 olarak güncelledi.

USGS, depremin kaydedildiği derinliği de 69,7 kilometre olarak düzeltti. Derinlik daha önce 33 kilometre olarak duyurulmuştu.



8 ÜLKE İÇİN TSUNAMİ ALARMI

Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi,, Mekiska Guatemala, Panama, El Salvador, Costa Rica, Nikaragua, Honduras ve Ekvador ülkelerini tsunamiye karşı hazırlıklı olma çağrısında bulundu.

Başkent sakinleri, panik içinde evlerini terk ederek sokağa döküldü.  

1985'TEN SONRAKİ EN BÜYÜK DEPREM

Yaşanan deprem, ülkeyi vuran en büyük deprem olarak da bilinen ve binlerce kişinin ölümüne sebep olan 1985’teki depremden sonra en büyük sarsıntı olduğu açıklandı. Reuters haber ajansına konuşan 31 yaşındaki mimar Carlos Briceno, “Başta gülüp geçtim ama depremin bitmemesi ve ışıkların sönmesiyle ne yapacağımı şaşırdım. Neredeyse düşüyordum” dedi.

Meksika İçişleri Bakanı ilk gelen bilgilere göre depremde 20 kişinin öldüğünü bildirdi. Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto, ülkede yaşayan en az 50 milyon kişinin depremi hissettiğini söyledi.

ARTÇI SARSINTILAR GERÇEKLEŞTİ

Büyük depremin merkez üssü Pijijiapan kentinin 123 kilometre uzağı. USGS verilerine göre, depremden sonra birçok artçı sarsıntı da gerçekleşti. Peş peşe meydana gelen artçı depremlerin büyüklükleri 5.7, 5.4, 5.2 ve 4.9.

DÜNYANIN EKSENİ KAYDI

11 Mart 2011'de Japonya’yı sarsan 8.9 büyüklüğündeki deprem Dünya’nın dönüş hızını artırmış, günler kısalmıştı. O dönem NASA’dan jeofizikçi Richard Gross 8,9’luk depremin Dünya’nın dönüş hızını artırarak 24 saatlik bir günü 1.8 mikro saniye (saniyenin milyonda biri kadar) kısalttığını belirtmişti. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu’ndan Kenneth Hudnut da depremin Japonya’daki ana adada 2,5 metre kadar kayma yarattığını ayrıca Dünya’nın ekseninde 17 santimetre kayma yaşandığı açıklamıştı. Bilim insanlarına göre bir deprem sırasında kütle kayması Ekvator’a ne kadar yakın gerçekleşirse bu durum Dünya’nın dönüş hızını o kadar artırıyor. Dünyada bir gün 24 saat, yani 86.400 saniye sürüyor. Yıl boyunca mevsimsel değişikliklerden ötürü 1 milisaniye (1000 mikro saniye) değişiklik yaşanabiliyor. Uzmanlar, depremin kaya kütlelerini kaydırarak kütle dağılımını değiştirmesi sonucu Dünya’nın ekseninde oluşan kaymayı şöyle açıklıyor: “Bu kayma Dünya’nın dönüşünü birazcık sarsıntılı biçimde etkilese de gezegenimizin uzaydaki eksenine herhangi bir etkisi olmamıştır. Böyle bir değişim ancak Güneşin, Ayın ve gezegenlerin çekim kuvveti gibi dış etkiler sonucunda oluşabilir.”

Başkent Meksiko'da da hissedilen deprem, halk arasında korkuya neden oldu. Başkent sakinleri, panik içinde evlerini terk ederek sokağa döküldü.

Reuters haber ajansına konuşan görgü tanıkları bölgede büyük bir korku ve panik yaşandığını duyururken, depremin merkez üssünün Pijijiapan kentinin 123 kilometre güneybatısı olduğu belirtildi.

DEPREM NEDİR?

Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir.

Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.

Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına "SİSMOLOJİ" denir.

DEPREM TÜRLERİ :

Depremler oluş nedenlerine göre degişik türlerde olabilir. Dünyada olan depremlerin büyük bir bölümü yukarıda anlatılan biçimde oluşmakla birlikte az miktarda da olsa baska doğal nedenlerle de olan deprem türleri bulunmaktadır. Yukarıda anlatılan levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle "TEKTONİK" depremler olarak nitelenir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında olusurlar.Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer. Türkiye'de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir. İkinci tip depremler "VOLKANİK" depremlerdir. Bunlar volkanların püskürmesi sonucu oluşurlar.Yerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tür depremlerin maydana geldiği bilinmektedir. Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve önemli zarara neden olmazlar. Japonya ve İtalya'da olusan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir. Türkiye'de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır.

Bir başka tip depremler de "ÇÖKÜNTÜ" depremlerdir. Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır fazla zarar getirmezler. Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir.

Odağı deniz dibinde olan Derin Deniz Depremlerinden sonra, denizlerde kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda büyük hasarlara neden olan dalgalar oluşur ki bunlara (Tsunami) denir. Deniz depremlerinin çok görüldüğü Japonya'da Tsunami'den 1896 yılında 30.000 kisi ölmüstür.

DEPREM PARAMETRELERİ :

Herhangibir deprem oluştuğunda, bu depremim tariflenmesi ve anlaşılabilmesi için "DEPREM PARAMETRELERİ" olarak tanımlanan bazı kavramlardan söz edilmektedir. Aşağıda kısaca bu parametrelerin açıklaması yapılacaktır.

    ODAK NOKTASI (HİPOSANTR)

Odak noktası yerin içinde depremin enerjisinin ortaya çıktığı noktadır.Bu noktaya odak noktası veya iç merkez de denir.Gerçekte , enerjinin ortaya çıktığı bir nokta olmayıp bir alandır , fakat pratik uygulamalarda nokta olarak kabul edilmektedir.

Odak noktası, dış merkez ve sismik deprem dalgalarının yayılışı

    DIŞ MERKEZ (EPİSANTR)  

Odak noktasına en yakın olan yer üzerindeki noktadır.Burası aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en kuvvetli larak hissedildiği noktadır.Aslında bu , bir noktadan çok bir alandır.Depremin dış merkez alanı depremin şiddetine bağlı olarak çeşitli büyüklüklerde olabilir. Bazen büyük bir depremin odak noktasının boyutları yüzlerce kilometreyle de belirlenebilir.Bu nedenle "Episantr Bölgesi" ya da "Episantr Alanı" olarak tanımlama yapılması gerçeğe daha yakın bir tanımlama olacaktır.

    ODAK DERİNLİĞİ :

Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanınyeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır. Depremler odak derinliklerine göre sınıflandırılabilir.Bu sınıflandırma tektonik depremler için geçerlidir.Yerin 0-60 km.derinliğinde olan depremler sığ deprem olarak nitelenir.Yerin 70-300 km.derinliklerinde olan depremler orta derinlikte olan depremlerdir.Derin depremler ise yerin 300 km.den fazla derinliğinde olan depremlerdir.Türkiye'de olan depremler genellikle sığ depremlerdir ve derinlikleri 0-60 km.arasındadır.Orta ve derin depremler daha çok bir levhanın bir diğer levhanın altına girdiği bölgelerde olur.Derin depremler çok genis alanlarda hissedilir , buna karşılık yaptıkları hasar azdır.Sığ depremler ise dar bir alanda hissedilirken bu alan içinde çok büyük hasar yapabilirler.

    EŞŞİDDET (İZOSEİT) EĞRİLERİ :

Aynı şiddetle sarsılan noktaları birbirine bağlayan noktalara denir. Bunun tamamlanmasıyla eşşıddet haritası ortaya çıkar. Genelde kabul edilmiş duruma göre, eğrilerin oluşturduğu yani iki eğri arasında kalan alan, depremlerden etkilenme yönüyle, şiddet bakımından sınırlandırılmış olur. Bu nedenle depremin şiddeti eşşiddet eğrileri üzerine değil, alan içerisine yazılır.

    ŞİDDET :

Herhangibir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle depremin şiddeti, onun yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılık dahi değişik olabilmektedir. Şiddet depremin kaynağındaki büyüklüğü hakkında doğru bilgi vermemekle beraber, deprem dolayısıyla oluşan hasarı yukarıda belirtilen etkenlere bağlı olarak yansıtır.

Depremin şiddeti, depremlerin gözlenen etkileri sonucunda ve uzun yılların vermiş olduğu deneyimlere dayanılarak hazırlanmış olan "Şiddet Cetvelleri"ne göre değerlendirilmektedir. Diğer bir deyişle "Deprem Şiddet Cetvelleri" depremin etkisinde kalan canlı ve cansız herşeyin depreme gösterdiği tepkiyi değerlendirmektedir. Önceden hazırlanmış olan bu cetveller, her şiddet derecesindeki depremlerin insanlar, yapılar ve arazi üzerinde meydana getireceği etkileri belirlemektedir.

Bir deprem oluştuğunda, bu depremin herhangibir noktadaki şiddetini belirlemek için, o bölgede meydana gelen etkiler gözlenir. Bu izlenimler Şiddet Cetveli'nde hangi şiddet derecesi tanımına uygunsa, depremin şiddeti, o şiddet derecesi olarak değerlendirilir. Örneğin; depremin neden olduğu etkiler, şiddet cetvelinde VIII şiddet olarak tanımlanan bulguları içeriyorsa, o deprem VIII şiddetinde bir deprem olarak tariflenir. Deprem Şiddet Cetvellerinde, şiddetler romen rakamıyla gösterilmektedir. Bugün kullanılan batlıca şiddet cetvelleri değiştirilmiş "Mercalli Cetveli (MM)" ve "Medvedev-Sponheur-Karnik (MSK)" şiddet cetvelidir. Her iki cetvelde de XII şiddet derecesini kapsamaktadır. Bu cetvellere göre,şiddeti V ve daha küçük olan depremler genellikle yapılarda hasar meydana getirmezler ve insanların depremi hissetme şekillerine göre değerlendirilirler.

VI-XII arasındaki şiddetler ise, depremlerin yapılarda meydana getirdiği hasar ve arazide oluşturduğu kırılma, yarılma, heyelan gibi bulgulara dayanılarak değerlendirilmektedir.