25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

1380 yıllık acı ilk günkü gibi...

1380 yıldır dinmeyen, yüreklerde hem taşınan hem de yaşanmaya devam eden bir acı Kerbela… Ne unutulabilir ne de acısı dindirilebilir bu olayın. Üzerinden asırlar geçmesine rağmen Hz. Hüseyin ve onunla beraber olan 72 arkadaşının başına gelenler İslam dünyasının ortak acısı…

ALİ DEMİRTAŞ14 Eylül 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
1380 yıllık acı ilk günkü gibi...

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) torunu Hz. Hüseyin ve yanındaki 72 kişi bundan tam 1380 yıl önce Kerbela’da 10 Ekim 680 tarihinde, Irak’ın Kerbela şehrinde, Yezid tarafından şehit edildi. Tüm İslam dünyasının kalbinde hissettiği ve yaşadığı bu olay her yıl Aşura etkinlikleriyle anılıyor. ‘Aşure Matemi’ törenlerinin de merkezi her yıl olduğu gibi Halkalı’ydı. Hz. Hüseyin ve 72 arkadaşının Kerbela’da şehit edilişinin 1380. yıldönümünde Halkalı’da tören düzenlendi. Yüzlerce kişi, matem için siyah elbiseler giydi. Tören alanını doldurdu. Etkinliğe girişlerde geniş güvenlik önlemleri alındı. Yasın sembolü olarak siyah elbiseler giyen Ehl-i Beyt sevdalıları, Kerbela Şehitleri için ağıtlar yaktı. Yürüyüşün ardından Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde devam eden törene AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Küçükçekmece Kaymakamı Turan Bedirhanoğlu ve yüzlerce vatandaş katıldı. Etkinlikler sabah saatlerinde Zeynebiye Caddesi’nde yüzlerce vatandaşın buluşmasıyla başladı. 

KERBELA İÇİN AĞITLAR YÜREK DAĞLADI 

680 yılının Tasua’sında Hazreti Hüseyin ve Ehl-i Beyt’ten 72 kişi Yezid’in ordusu tarafından muhasara altına alındı. Muharrem ayının 9. gecesi olan ve Tasua Gecesi olarak adlandırılan gecede düzenlenen programa da binlerce kişi katıldı. Trafiğe kapatılan cadde üzerine Hz. Hüseyin’in resimleri asıldı. Akşam namazının kılınmasıyla başlayan programlarda binlerce kişi, öncelikle Kerbela şehitlerine dualar okudu. Ardından cadde üzerinde toplanan gençler, sinezenler Kerbela şehitleri için yakılmış ağıtları seslendirdi. Kerbela olayının ve Tasua Gecesi’nin konu alındığı mersiyeler okunurken kalabalık ağlayarak, göğüslerine vurup, ağıtlara eşlik etti. 

Kerbela’nın yıldönümü Fatih’teki Sümbül Efendi Camii’nde de anma merasimleri ve okunan mevlidlerle yad edildi. Hz. Hüseyin’in Kerbela’da esir düşüp Bizans’a getirilen kızlarının Çifte Sultanlar adıyla bilinen türbesi gün boyu Kerbela acısını yüreğinde yaşayanlar tarafından ziyaretçi akınına uğradı. 

GONCA HASANOVA: ASIRLAR GEÇSE DE DEĞİŞMEYECEK 

17 senedir buraya geliyorum. Beni buraya getiren şey İmam Hüseyin’in sevgisidir. O herkesin kalbindedir. Asırlar geçse de bu böyledir. Ömrümün sonuna kadar ona olan aşkım devam edecek. Buradaki atmosfer çok güzel. Burada olanları kalbimde hissediyorum. Arzu ediyorum ki herkes buradan nasiplenebilsin. Umuyorum İslam’ın bayrağı daha yukarılara kalkacak. Hz Hüseyin’in ruhu bizim, insanların üzerinde olsun. Ayrıca Kerbela olayını, orada yaşananları ve Hz. Hüseyin’i daima çocuklarıma anlattım şimdi de torunlarıma anlatıyorum. Bu sabah da onları hazırlayıp getirdim. Çünkü bunun geleceğe taşınmasını istiyorum. Bugün ne mutlu bana ki azad bir ülkede bu coşkuyu özgürce yaşayabiliyorum… 

RÜGEYYE GECE:BU GURUR VERİCİ BİR ŞEY 

Bugün çok hüzünlü bir gün. Sabah çok erken saatlerde olmasına rağmen herkesin kalkıp buraya gelmesi, Kerbela’yı hiç unutmamaları çok güzel. Böyle bir topluluk sanıyorum sadece burada var. Herkesin İmam Hüseyin için buraya gelip ağlaması, hüzünlenmesi hem gurur verici hem de çok anlamlı bir şey. Ben her sene buraya geliyorum. Beni buraya getiren şey İmam Hüseyin aşkı. Rügeyye’nin çığlık sesleri, babası için ağlaması, Ali Ekber’in ve Ehl-i Beyt’in susuzluktan öldürülmesi beni etkiliyor. Bu nedenle buradayım. Asırlar geçmiş olmasına rağmen insanlar burada ve bu aşkı unutmuyorlar. Yaşanan olayın izleri günümüze taşınıyor. İnsanların aynı hikâyeyi okuduklarında ya da duyduklarında duygulanmaları çok güzel bir şey. Ailem de burada. Ben bu olayı 4-5 yaşlarımdayken öğrendim. Her sene gelip giderek ve babaannemin anlatmasıyla zihnime kazındı. O zamanlar bile duygulandığımı hatırlıyorum. 

ALİ EGEMEN KÖSE: HÜZÜN VE ACI HİSSEDİYORUM 

16 yaşındayım. Hz Hüseyin’in şehadeti için buradayım. Onun ölümünün acısını bir kez daha yaşamak için buraya geldim. 2 senedir takip ediyorum buradaki etkinlikleri. Ailem de burada. Bugün için sadece hüzün ve acı hissediyorum. İlerde de imam olmak istiyorum. Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen bu kadar insanın hâlâ Hz. Hüseyin aşkıyla yanması insanları duygulandırıyor tabii. İçimizde bir acı var. Yezid’e lanet olsun İnşallah. Ben aslında Hanefi Sünni’yim. Ama Caferiliğe karşı çok fazla merakım vardı. Her zaman araştırmalar yaptım. Bu nedenle buraya geldim. Görmek, deneyimlemek istedim. 

MEDİNE’DEN KERBELA’YA YAŞANANLAR 

661: Uzun süren siyasi mücadeleler sonucu halifelik makamını ele geçiren Muaviye, Hz. Hasan’ın şehadetinden sonra “halifelik” makamının saltanata dönüştürülmesi adına oğlu Yezid için halktan biat almaya başladı. Fakat Hz. Hüseyin bu durumu kabullenmedi. 

680: Muaviye’nin ölümünden sonra yerine geçen oğlu Yezid, ilk iş olarak Hz. Hüseyin’in biatını almak istedi. 

Hz. Hüseyin biat ettirilmesine yönelik baskılar artırılınca durumun kötüye gideceğini anlayarak, aile fertleriyle Mayıs 680’de Mekke’ye doğru hareket etti. 

Mekke’ye gelen Kufeliler ise Hz. Hüseyin’i şehirlerine davet ederek, Emevilere karşı birlik oluşturmayı teklif etti. 

Hz. Hüseyin daha önce hem babası Hz. Ali’ye hem de ağabeyi Hz. Hasan’a karşı, ihanetlerine şahit olduğu Kufelilerin samimiyetlerini anlamak için  amcasının oğlu Müslim bin Akil’i Kufe’ye gönderdi. 

Kufe’de 18 bin kişi, Müslim’in önünde Hz. Hüseyin’e biat etti. Ancak daha sonra Kufeliler Emevilerin Müslim’i öldürmesine göz yumdu. 

Son gelişmelerden haberdar olamayan Hz. Hüseyin, aile fertleriyle Kufe’ye doğru yola çıktı. 

Hz Hüseyin yolda Müslim’in başına gelenleri haber aldı. Fakat Müslim’in oğullarının, babalarının intikamını almak istemelerini söylemesi üzerine yoluna devam etti. 

Kufe Valisi Ubeydullah bin Ziyad’ın bin askerle gönderdiği Hürr bin Yezid, kafilenin yola devam etmesine izin vermeyerek, Hz. Hüseyin’e validen yeni bir emir gelinceye kadar Kufe ile Medine arasında bir yol takip etmesini söyledi. 

Bunun üzerine Fırat Nehri kenarındaki Kerbela Çölü’ne önce Hz. Hüseyin, sonra Ömer bin Sa’d ulaştı. 

Kufe Valisi Ubeydullah, Ömer’e Hz. Hüseyin’den Yezid adına biat almasını, aksi halde suyla bağlantısının kesilmesini emretti. 

Hz. Hüseyin ve yanındakiler biat teklifini kabul etmedi. 

Hz. Hüseyin ile beraberindeki 32 atlı ve 40 piyade, bölgede kurulan çadırda savaş hazırlıklarını tamamladı. 

10 EKİM 680: Hz. Hüseyin ve beraberindekiler ile Yezid taraftarları, Kerbela’da karşı karşıya geldi. 

Kerbela’da Hz. Hüseyin, çocukları Ali el-Ekber, Cafer ve Abdullah ile beraberindekiler şehit edildi.