10 Mayıs 2024 Cuma / 3 Zilkade 1445

21. yüzyılın vebası sigara

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği Başkanı Dr. Mustafa Aydın, sigaranın 21. yüzyılın bir vebası olduğunu söylüyor. Bu vebadan kurtulmak içinse hap, sakız, elektronik sigara gibi popüler ama yüzeysel uygulamalara değil, devlet tarafından görevlendirilen kuruluşlara başvurulması gerektiğine dikkat çekiyor. 

ALİ DEMİRTAŞ23 Şubat 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
21. yüzyılın vebası sigara

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “sigara haramdır” şeklindeki çıkışları sigarayla mücadele konusundaki kararlılığı bir kez daha gündeme getirdi. Uzun yıllardır bu mücadeleyi veren sivil toplum kuruluşlarından biri de Türkiye Sigarayla Savaş Derneği. Sigarayı 21. yüzyılın vebası olarak niteleyen dernek başkanı Dr. Mustafa Aydın, bundan kurtulmak için hap, sakız, elektronik sigara gibi popüler ama işe yaramayan uygulamaları önermiyor. Aydın’a göre çare, devlet tarafından görevlendirilen kuruluşlarda aranmalı. Sigara sadece ülkemiz için değil, tüm insanlık için bir sorun. Türkiye her geçen yıl sigaradan uzaklaşıyor fakat hâlâ 21 milyon kişi sigara içiyor. Üstelik tiryakiler sadece kendilerine değil sigara dumanına maruz bıraktıkları kişilere de zarar veriyor. Sigaraya karşı verdiği mücadeleyle dikkat çeken Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’nin Genel Başkanı Dr. Mustafa Aydın’la bu konuda nereden nereye geldiğimizi konuştuk. Dr. Aydın, mücadelelerinin son sigara molekülü yok oluncaya dek süreceğini belirtirken, gençlerin ünlüler ve kimi kanaat önderleri tarafından sigaraya özendirildiğini söylüyor. 

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği, sigara ile mücadelesinde nasıl bir yol kat etti? 

Derneğimiz 1996’da kuruldu. O yıllarda uçaklarda bile sigara içiliyordu. Böyle bir ortamda çıktık ve “Sigarayla mücadele edeceğiz!” dedik. Karşımızda ciddi bir ekonomik güce sahip sigara sektörü vardı. 97’den bu yana sigara ile mücadelemizi sürdürüyoruz. Elbette siyasilerin, STK’ların ve bazı kamu kuruluşlarının bize katkıları oldu. Bugün Türkiye sigara ve tütün ile tütün mamullerinin olabildiğince kısıtlandığı, herkes tarafından hoş görülmediği bir noktaya evrildi. Bu başarıda en büyük pay fitili ateşleyen Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’ne ait. Daha sonra çıkan kanunlarda da bunu açık olarak gördük. Bu süreç içerisinde muhalefetiyle, iktidarıyla bütün siyasiler dahil sigara ile savaş konusunda çok ciddi emek gösterdi. Hâlâ Sayın Cumhurbaşkanımız yolda birini gördüğü zaman sigara paketini elinden alıyor ve bırakma sözü verdiriyor. Sonuçta eskiden 28 milyon kişi sigara içerken bugün bu rakam 21 milyona düştü. 

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği aralıksız olarak; seminerler, konferanslar düzenleyip kataloglar, broşürler dağıtarak yayınlar yaparak aklınıza gelen her mecrada mücadelesini sürdürüyor. Eğitimler vererek, sosyal medyayı, yazılı basını kullanarak, halkı her gördüğümüz yerde bilinçlendirerek ve tabii ki devletle de iş birliği yaparak Türkiye’de bu konuda büyük bir mesafe alınmasını sağladık. TSSD, Dünya Sağlık Örgütü’nün dünyada sigarayla mücadele eden en güçlü sivil toplum kuruluşu ödülünü aldı. Ama biz hâlâ mücadelemize devam ediyoruz. Çünkü sigara hâlâ bu ülke ve insanlık için çok büyük bir tehlike ve tehdit. 

SON SİGARA MOLEKÜLÜ YOK OLUNCAYA DEK 

Sigara 21. yüzyılın vebası. Sigaranın son molekülü yeryüzünden yok oluncaya kadar mücadeleye devam ediyoruz. Çünkü sağlıklı bir nesil ve bağımsız bir ülke bırakabilmemiz için hem sosyal hem siyasi hem de ekonomik olarak bir başka ülkenin sömürgesi olmamak için sigara içmeyeceksiniz ve içirmeyeceksiniz. Ülkemizde her yıl ortalama 25 milyon TL sigaraya harcanıyor. Bunun 15 milyon TL’siyle sigarayı satın alıyoruz. 10 milyon TL’sini de sigaradan hastalananların tedavisinde kullanıyoruz. Bu ülkedeki orman yangınlarının yüzde 50’si sigaradan meydana geliyor ve sigara Türkiye’yi çölleştiriyor. Ormanları sigara ile yok ediyoruz. Ülkemizde her yıl ortalama 120 bin insan sigaradan hayatını kaybediyor. Üstelik bu 120 bin kişinin 10 bin kişisi sigara içenler tarafından öldürülüyor. Diğer 10 bin kişi ise sigara içen anne babaları tarafından öldürülüyor. Biz buna pasif içici diyoruz.

SİGARA FERT VE ÜLKE İÇİN BİR BAĞIMSIZLIK MESELESİ 

TSSD’nin mücadelesinde odak noktası nedir?

Sağlığınız yoksa ekonominiz yoktur, kültürünüz, eğitiminiz, siyasi hayatınız, sosyal hayatınız, kısacası hiçbir şeyiniz yoktur. İlk önceliğimiz sağlık. 21. yüzyılda bir ülkeyi sömürge haline yani o ülkeyi kendinize bağımlı hale getirmek istiyorsanız, tanklarınızla o ülkeye girmeniz gerekmez. O ülkenin halkını sigaraya alıştırın, sonra zaten o ülke size bağımlı hale gelir. Hangi yönden? Ekonomik, siyasi, sosyal, sağlık birçok yönden bağımlı oluruz. Sigaranın olumsuz etkisi sadece tek yönlü bir şey değil. Önce bireyi hasta ediyor, sonra onu tedavi etmek için sağlık harcamasına yönlendiriyor. Aynı mantık sonra o hastaya ilaç satıyor. Yine bu mantık bağımlı kişiyi modern yöntemlerle sigarayı bıraktırmak için harcamaya davet ediyor. Nikotin tedavisi, elektronik sigara, sakızlar, haplar bunlardan bazıları… Bütün bu süreç ekonomi etrafında dönüyor. Yani sağlık konusunu ekonomi takip ediyor. Bunun arkasından bağımlılık geliyor. Sigara birçok açıdan bireyi ve ülkeyi farklı ülkelere bağımlı hale getiriyor. Mücadelemiz sağlık merkezli olmakla beraber, ekonomi, siyasi, kültür yönüyle devam ediyor. 

GENÇLER POPÜLER İSİMLERLE İÇİCİLİĞE ÖZENDİRİLİYOR 

Sigara kartellerinin gençleri sigara bağımlısı yapmaktaki en büyük silahı özentidir. Sigara bulaşıcı bir hastalıktır. Sigara özenti yolu ile bulaşıyor. Gençler; sigara içen bir sanatçıyı, siyasetçiyi, mahalledeki kabadayıyı, evdeki abiyi, yoldaki güzel bir kadını, delikanlıyı gördüğü zaman özeniyorlar. Sigara kartelleri gençlerin sigara içmesini sağlamak için sanatçıları, toplum önderlerini, siyasileri kullanıyorlar. Onlara ciddi paralar vererek, o insanlara toplum önünde sigara içirtiyorlar. Çok daha garibi, gençlerin idolü konumunda olan bir sanatçıya sigara içmediği halde sigara ile yan yana poz verdirerek, bunu her tarafa yayıyorlar. Ya da söz konusu sanatçılar sigara ile sahneye çıkıyorlar. Sinemada dahi bu özendirme durumunu görebiliyoruz. Gençler bu şekilde avlanmış oluyor.

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’nin Genel Başkanı Dr. Mustafa Aydın (solda) Star Gazetesi’nden Ali Demirtaş’ın sorularını yanıtladı.

YASA İHLAL EDİLİYOR 

Biz ülke olarak bir şeye çok iyi başlıyoruz ama devamındaki istikrarı koruyamıyoruz. Türkiye’de dünyada sigarayla savaş süreci iyi ilerliyor fakat içerde son karnemiz iyi değil. Tütün ve tütün mamullerini yasaklayan/kısıtlayan kanun birçok yerde ihlal ediliyor. Büfeler tarafından da bu ihlallere çanak tutuluyor. 18 yaşından küçüklere sigara satılmaya devam ediyor. Sigara kullanımı ve satışını sınırlayan 4207/5727 sayılı kanun çıktığı zaman çatlak sesler olsa da yasa kararlılıkla uygulanmaya başlanmıştı. Kapalı yerlerde sigara içilmiyordu. Ama son zamanlarda bu yasa delinmeye başlandı. Bugün bazı beş yıldızlı otellerin lobisinde yasağa rağmen sigara içilebiliyor. Saat 23.00’dan sonra birçok lokantada veya eğlence merkezinde kapalı alan olmasına rağmen sigara serbest bırakılıyor. Bu noktada halkımıza çok önemli bir görev düşüyor. Polisi her yere gönderemezsiniz, polis her yere yetişemeyebilir. Bu nedenle halkımız gördüğü ihlalleri ALO 184’e mutlaka bildirmeli. Bu noktada duyarlı ve bilinçli olmamız lazım. 

Elektronik sigara ve nargile hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Maalesef bugün sigarayı bıraktırma vaadiyle öyle yöntemler uygulanıyor ki, bunlar sağlığa sigaradan daha fazla zarar veriyor. Elektronik sigara ve kullanılan haplar bunlardan bazıları. Bu nedenle sigara içen insanlarımız mutlaka bu illetten kurtulmalı. Ama kurtulayım derken de daha büyük bir illete bulaşmamalı. 

Sigarayı bırakmak isteyenler devletin yetkili kıldığı kurumların dışında hiçbir yere müracaat etmemeliler. Devletimiz tarafından kurulan sigarayı bırakma merkezlerini, hastaneleri, kurum ve kuruluşları tercih etmeliler. Çünkü sigara içmek bir hastalıktır. Dolayısıyla tedaviler doğru yerde alınmalı. ALO 171’e mutlaka başvurulmalı.

NARGİLE SİGARADAN DAHA TEHLİKELİ 

Bir diğer tehlike ise nargile. Bu da ayrı bir sektör olarak karşımıza çıktı. Üstelik buna bir de entelektüel kimlik kattılar. İçinde akademisyenlerin, sanatçıların, iş adamlarının da olduğu nargile partileri, kafe ortamları düzenlenmeye başlandı. Ben Star gazetemiz aracılığıyla bütün okuyuculara sesleniyorum: Nargile sigaradan çok daha tehlikelidir. Çünkü nargilede nikotin, tömbeki denen aletten çıkarak insanın ciğerlerine ulaşmaktadır. Nargilede nikotin dumanı su aracılığıyla nemleniyor. İnsan da bu ıslak dumanı ciğerlerine çekiyor. Nem yüklü duman insanın ağzından başlayarak her yerine yayılıyor ve yapışıyor. Yani nikotin nargile ile solunum yolu ve ciğerlere çok daha kolay yapışıyor. Dolayısıyla nargile daha tehlikeli. 

KAMU SPOTLARI ERKEN SAATLERE ALINMALI 

TV’lerde yayınlanan kamu spotları hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Kamu spotları oldukça faydalı. Ama bazı noktalar var ki RTÜK’ün üzerine çok önemli bir görev düşüyor. Kamu spotu izlemesi gerekenlerin uyuduğu saatte yayınlanıyor. Oysa daha erken saatte yayınlanması lazım. Ayrıca çok izlenen programlara da bu spotlar yerleştirilmeli ki kitlesine ulaşsın.Hatırlayın bir dönem sigara içen ile sigara içmeyen bir insanın akciğerlerinin gösterildiği bir kamu spotu vardı. Bu çok ama çok faydalı bir spottu. Bundan sigara içen bir insanın etkilenmemesi mümkün değil. Görsel yayın organlarımızı iyi kullanmamız lazım. Hedef kitlemiz olan gençler özellikle sosyal medyayı kullanıyor. Gençlerin hangi saatte hangi medyayı kullandığına bakarak doğru bir plan yapmalıyız. Dolayısıyla sosyal medyaya da bu spotların yerleştirilmesi gerekiyor. Bunların çok faydası olacaktır.