‘Hayat Bazen Tatlıdır’ diziniz hayırlı olsun. Diziyi ve canlandırdığınız Kara Sevda’yı bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Teşekkür ederim. Bizimkisi ortalama bir gelire sahip olan bir gençlik, okul hikayesi. Setimiz çok eğlenceli ve enerjik bir set çünkü yaş ortalamamız çok yüksek değil. Herkes çok komik. Bu kadar eğlenceli ve enerjik bir iş yapınca reytinglerimiz de iyi geldi çok mutluyuz. Benim canlandırdığım Kara Sevda karakteri de çok hırslı, sınırları olmayan sevgilisine çok aşık kötülük yapabilecek tutkulu biri.
Canlandırdığınız karakter gibi hırslı ve tutkulu musunuz?
Benim için alanına göre değişiyor bu durumlar. İşime karşı çok tutkuluyum. Hırsa gelince her duygunun bir sınırı olmalı. Çizgiyi aştığınız an hırs duygusu çok çirkin ve tehlikeli olabiliyor. Tabii ki hırslarım var ama ben bunu daha ahlaki sınırlar içinde yaşamaya çalışıyorum. Sivri köşelerim yok zaten sakin bir kişiliğim.
Dizide gerçek hayattaki isminiz ile oynuyorsun bu nasıl hissettiriyor?
Çok tatlı bir durum. Hoşuma gitti bu tesadüf. Settekiler için de daha kolay oluyor adımı herkes biliyor.
İlk dizilerinizden itibaren alanında çok iyi olan isimlerle çalıştınız. Bu durumu avantaja çevirebildiniz mi?
Evet çok şanslıyım bu konuda. Usta isimlerle çalışmak çabuk öğrenmeme sebep oldu. Kısa bir sürede çok şey öğrendim. Bir de bu işe girdiğim andan itibaren hiç boşluğum olmadı hep çalıştım bu da oyunculuğumun üstüne hep bir şeyler koymamı sağladı. Mesela ‘Karagül’ dizisi benim için iş değil, okuldu. Oyuncusuyla, yönetmeniyle her şeyiyle oyunculuğa dair her şeyi orada öğrendim diyebilirim. Benim için unutulmaz bir projedir.
Bu deneyimlerinizi bir eğitimle birleştirmeyi düşünüyor musunuz?
Açıkçası konservatuara gitmeyi düşünmüyorum. Ukalalık etmek de istemiyorum ama ben bu işin sahada öğrenildiğini, usta-çırak ilişkisi içinde öğrenildiğini düşünüyorum. Yaşayarak öğrenildiğine inanıyorum. Okulda teknikle geliştirilebileceğine inanmıyorum. Ama bu benim yolum ben işi sahadan öğrenmeyi tercih ettim. Bunu da bir eksiklik olarak görmüyorum. Çünkü alaylı olup çok iyi işler yapan çok isim var.
Biz karşımızda gelecek vaat eden pırıl prıl birini görüyoruz. Siz kendinizi nasıl görüyorsunuz?
Kendimle ilgili yorum yapmayı sevmiyorum. Çünkü ne zaman kendimle ilgili net bir cümle kursam hayat bana onun hep tam tersini yaptırdı. Ama ben yaptığım bir işi kolay kolay beğenmem bu yüzden kendimi çok eleştiririm. Bu hayatta yaptığım her şey için geçerli. Tabii bu durum beni motive ediyor ve daha iyisini yapmamı sağlıyor.
Estetik bana kirli geliyor
Güzellik kavramınız nasıl?
Kendimle ilgili olabildiğince doğal kalmaya çalışıyorum. Çünkü estetik, çok makyaj bana güzel değil kirli geliyor. O yüzden olabildiğince doğal kalmaya çalışıyorum. Tabii ki zaman zaman aynanın karşısına geçip şuram neden böyle dediğim oluyor ama ben burnumun kıvrımıyla dudağımın küçük oluşuyla Sevda’yım. Tabii bu herkes için geçerli. Bir de herkesin burnu, dudağı, bakışları, saçı aynı. Aynı tip insan görmekten de çok sıkıldım. Toplumun tabir ettiği haliyle ben burnu kusurlu insanları seviyorum bana öyle tipler güzel geliyor.
Peki nasıl erkeklerden hoşlanıyorsunuz?
Bununla ilgili de net bir şeyler söylemem hele ki fiziksel açıdan hiç önemi yok. Beni karşı cins de etkileyen şey zeka ve beceri görünüş sonra geliyor.
Aşka nasıl bakıyorsunuz?
Uyum ve enerji çok önemli aşkta. Karşındakini olduğu gibi kabullenmek de önemli. Karşınızdakini ve kendinizi özgür bırakabilmeyi önemsiyorum. Çünkü aşk dediğimiz şey bir sürelik heyecan. Sonra geçiyor yerini güzel başka şeylere bırakıyor.
Sosyal medyayla aranız nasıl?
Çok iyi değil iki-üç senedir sosyal medya hesaplarım var o da menajerimin ısrarı ile oldu. Çünkü sosyal medyada herkes sizi eleştirme konusunda sonsuz açık. Aslında ben teknoloji konusunda 23 yaşında bir dinozorum. Hiç aram yok. İhtiyaç da duymuyorum. Bazen setteki aynı yaştaki arkadaşlarıma “Şu ayarı nereden yapıyorduk” diye soruyorum. Oyun oynamayı zaten hiç anlamıyorum dalga geçilecek boyuttayım.
Sosyal medyaya üç yıl önce menajerimin ısrarı ile girdim. Hâlâ cahilim bu konuda.
Çalışmadığım zaman depresyona giriyorum
Set dışında neler yapıyorsunuz?
Çok evcimen biriyim genelde evde vakit geçiriyorum. Kedilerimle oynayarak yemek yaparak dinleniyorum. Çalışmadığım zaman depresyona giriyorum. Çünkü kendi hayatıma ve insanların hayatına hiçbir şey katmıyormuşum gibi geliyor. Kapkara bir boşluktaymışım gibi hissediyorum. Bir kahveyle yarım saatlik uykuyla kolayca dinlenebilen bir insanım. Aylarca boş kalıp dinlenmeyi sevmiyorum.
Yaptığınız yemekleri siz yemiyorsunuz herhalde çünkü çok zayıfsınız.
Çok yemek yiyen biriyim ama kilo almıyorum. Hayatım boyunca da hiç spor yapmadım. Aslında spora ayıracak vaktim olmadı bu zamana kadar.