Dandini Dandini Dastana, Eşek Senin Ağzınla Fırın Mı Yapayım?, Atem Tutem Men Seni ve daha pek çoğu... Her biri hepimizin en iyi bildiği hatta zaman zaman söylediği ninniler arasında. Bebekleri sakinleştirmek, uyutmak, kimi zaman da eğlendirmek için söylenen bu beşik türküleri sayesinde çocuklar anadiliyle tanışıyor, müzik zevkini de neredeyse kundaktayken tatmaya başlıyor. Halk arasında bilinen onlarca ninni var, peki ya öğrenemediklerimiz? İşte tam da bu noktada size bir kitap önereceğiz: 101 Ninni. Can Çocuk’tan çıkan kitapta Türkiye’nin pek çok il ve ilçesinde söylenen birbirinden ilginç ninniler yer alıyor.
Kitabın yazarı Süleyman Bulut ninni ve çocukların ayrılmaz bir ikili olduğunu söylüyor, bu nedenle de bu eseri hazırlama gereği duyduğunu anlatıyor: “Ninni ve çocuk... Biri söylenince öbürü hatırlanan ikili. Gerçi bu ikilinin ninni boyutu toplumsal değişimin kaçınılmaz bir sonucu olarak biraz solmuş, zayıflamış gibi görünse de belleklerimizdeki canlılığı hala yerli yerinde. Ben de ninnilerle büyümüş kuşaktanım. Annelerin elinin altında çocuklarına söyleyebilecekleri derli toplu bir ninni kitabı olsun istedim. Bu kitabın memleket coğrafyasını en geniş şekilde temsil etmesini düşünerek yola koyuldum.”
En çok İstanbul’da derlenmiş
İstanbul, Rize, Kars, Kastamonu, Erzurum, Uşak... Kitapta Türkiye’nin her bölgesinden ninniler var. Bunları bir araya getirmenin kolay olmadığına dikkat çeken Bulut “Hakkari gibi kimi şehirlerimiz için iki ninniyi zor bulurken bazı illerde başlı başına bir kitap olabilecek kadar çoktu ninniler. Örneğin Diyarbakır, Kars, Trabzon, Erzurum... Ama en çok İstanbul ve Ankara’dan derlenmişti. Bu azlık ve çokluğu ulaşım kolaylıklarına ya da zorluklarına bağlıyorum ben. Yoksa annelerin olduğu her yerde ninniler vardır” diyor. Peki hangi yörelerde nasıl ninniler öne çıkıyor? Bulut anlatıyor: “Genel olarak bakıldığında ninnilerin standart yapıları var. Mani tarzının biraz değiştirilmiş şekli gibidir. Dörtlük, beşlik, altılık olabilir. Dandini dandini dastana ve benzeri kalıp başlangıçları olabiliyor. Farklılıkları, yöreye göre ortaya çıkan motiflerdedir. Öte yandan bu kadar ninninin içinde Kars’ın, Kağızman’ın ninnilerine bayıldım. Genel ninni yapısının dışında şiir gibi bu ninniler.”
İşte bir örnek:
Nenni yavrum nenni nenni
Yavrum olmayasın perili, cinli
Nenni yavrum nenni nenni
Nenni yavrum uyuyasın
Ne de çabuk büyüyesinin
Sabahınan gün doğan da
Uyanıp da yürüyesin
Nenni yavrum nenni nenni
Boncuk astım beşiğinden
Kızlar gitmez eşiğinden
Ben sana neni dedikçe
Gün eksilmez beşiğinden
(Kars Kağızman’dan)
YAŞLILAR BİLE HATIRLAMIYOR
Süleyman Bulut araştırma, derleme, toplama derken birkaç yılda hazırlamış kitabını. Sözlü halk edebiyatının önemli bir unsuru olan ninnileri canlı kaynaklardan derlemenin çok zor olduğunu belirten Bulut, farklı kişilere danışmış: “Annem bile bildiği onlarca ninni arasından ancak 4-5 tanesini hatırlayabildi, o da benim ısrarımla. Görüştüğüm orta yaşlı hanımlar, elbette ninninin ne olduğunu biliyordu ama tek ninni bile hatırlamıyordu. Yaşlılar da artık söylemeye söylemeye unutmuş görünüyordu. Onun için ağırlıklı olarak yazılı kaynaklara başvurdum. Kütüphanelere girip 1930’lardan itibaren yayımlanmış folklor dergilerini ve yerel dergileri taradım. Kitap olarak yayımlanmış derlemelere baktım. Zamanında o derlemeleri yapmış olanlara teşekkür borçluyuz. Ninniler varlıklarını o derlemelerde sürdürüyor.”