20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Amerika’nın ilk Türk belediye başkanı bir Malatyalı

ABD yapısı gereği birçok milletten ve ırktan insanı bünyesinde barındıran bir ülke. Bu karma yapı içinde ilk kez bir Türk yaşadığı bölgenin belediye başkanı oldu.Türkiye’ye birçok devlet adamı ve kıymetli isim yetiştiren Malatya’dan bu kez de ABD’nin ilk Türk belediye başkanı çıkmış oldu.  

TUĞBA FIRAT3 Ağustos 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Amerika’nın ilk Türk belediye başkanı bir Malatyalı

Amerika’nın Chatham, New Jersey Bölgesi Belediye Başkanı Tayfun Selen geçtiğimiz günlerde kısa bir süreliğine İstanbul’daydı. Hem bir Malatyalı hem de bir İTÜ’lü olarak kendisiyle bir araya gelerek ABD’deki siyaset yolculuğunu konuştuk. 

Sizi tanıyabilir miyiz? Hangi rüzgâr attı sizi Amerika’ya? 

1970 senesinde İstanbul Fındıkzade’de doğdum. 1986 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde okumaya başladım, 1992’de mezun oldum. Bir iki sene Türkiye’de çalıştım. 1992-94 arası ekonomik kriz vardı ve ekonomi oldukça kötüydü. Koalisyon hükümeti başta ve enflasyon çok yüksek derken ABD’de master benim için bir alternatif olabilir diye düşündüm. Abim de ABD’ye master yapmaya gitmişti. Oraya gitmem yeni bir hayata başlamam için doğru olur, hem de master yaparım, en doğru zamanda da ülkeme geri dönerim diye hayal ettim. 23-24 sene oldu dönemedim. ABD’de ilk 8 ay bir pompacıda çalıştım. Yabancı dilimin de yeterli olmamasından kaynaklı zor şartlar altında bir hayat girdabının içinde buldum kendimi. 8 ay sonra bir mimarlık şirketinde çizim elemanı olarak çalışmaya başladım. Çok alt seviyeden başladığım bir kariyer oldu ama yılmadan sabrederek çalıştığında başarılı olunabileceğini kanıtladım. 6 sene sonunda green kart alabilmem için bana şirketim kefil oldu ve aldım. 12 sene sonra, Barack Obama’nın başkan seçildiği sene vatandaş oldum. 

SEÇİM KAYBETTİM AMA TECRÜBE KAZANDIM

Politika yolculuğunuz nasıl başladı?  

Politikaya hep ilgim vardı. 2008 senesinde benim bölgemde Demokrat Partili bir belediye başkanı vardı. Belediye meclis toplantılarına giderdim, dinlerdim. Bir gün kendisini bir köşeye çektim, ben gönüllü olarak iş yapmak istiyorum, bana verebileceğiniz bir iş var mı? diye sordum. Birkaç hafta sonra başkan aradı ve ‘Tayfun sen mimarsın, burada imar komisyonunda bir boşluk var, ne dersin’ dedi. Ben de kabul ettim. 5 sene imar komisyonunda çalıştım. 2013 yılında oradan ayrıldım. O dönem aynı zamanda Demokrat Parti üyesiydim. 2012 yılında Demokrat Parti’den Cumhuriyetçi Parti’ye geçtim. 2013’te Cumhuriyetçi Parti’den milletvekili adayı oldum. Seçilmem imkansızdı ama sürecin işleyişini öğrenmem lazımdı. Kaybederken çok şey öğreneceğimi biliyordum. Büyük bir farkla kaybettim. ABD’nin seçim zamanlarında kampanya parası toplanıyor, bu bağışlarla ilan, broşür bastırıp kendi kampanyanı yapıyorsun. Kaybettiğimde kampanyamdan kalan ufak bir miktar vardı. Bir sonraki sürece devam eden rakiplerime bu parayı bağışladım. Beni yendiler ama bir dostluk kurdum. 2015’de tekrar aday oldum. Bu sefer ön seçimi kazandım, karşıma rakip çıkmadı. Ön seçimden sonra genel seçimlere girdim. Genel seçimleri az bir farkla kaybettim. Her kaybettiğimde farklı bir deneyim edindim. 2014 senesinde ilçe yönetimine girdim. 2016’da ilçe başkanı, 2017’de belediye meclis üyesi oldum. 2019’da belediye başkanı seçildim. 

Demokrat Parti’den Cumhuriyetçi Parti’ye geçişiniz seçmende nasıl yankı buldu?  

Tepki almadım. Aslında bu süreç olağan karşılanıyor. Genelde ABD’de gençlik çağlarında insanlar Demokrat olarak başlıyor, ilerleyen yaşlarda Cumhuriyetçi partiye geçişler çok oluyor. Bunun tersi çok daha az oluyor. Buradaki en önemli etken şu genelde; vergi sistemi ABD’de çok kuvvetli. Devlet çok vergi alıyor ve insanlar da buna tepki veriyor. Diyelim bir şirket 100 lira kazanıyor, 40-45 lirasını devlet vergi olarak alıyor. İnsanlar ve şirketler bu yapıda bir haksızlığa uğradığını düşünüyor. Neden ben bu kadar vergi veriyorum, ben devlete niye bu kadar yardım ediyorum diyor. 

Demokrat Parti ilkesi devlet biraz daha büyürse, biraz daha fazla para toplarsa o kadar daha fazla insanlara yardım yapar. Cumhuriyetçi Parti’nin ilkesi ise insanlardan, şirketlerden az para toplayalım, onlar çok kazansın, parayı kendileri harcayarak ekonomiye geri döndürsünler. Onlar harcarsa daha fazla istihdam oluşur. İnsanlar kendi harcamalarını kendileri belirleyebilirler. Devlet eliyle harcama yapılma ilkesinde özgürlükler bir bakıma kısıtlanmış oluyor. Ben Demokratlara bu yüzden kızgındım, bu yüzden Cumhuriyetçi oldum. İki parti ve iki görüşün de keskin çizgileri var. Bence iki siyasi görüşün de uç kesimleri doğru değil. İnsanlar merkeze yakın yönetilmelerini istiyor. Çünkü merkezde nüfusun yüzde 70-80’ine hitap ediyorsunuz. Amerika’da insanlar politikayla olması gereken kadar ilişkili değiller. Ondan dolayı da kimse aşırılık istemiyor. 

TÜRK KİMLİĞİMİ HİÇBİR ZAMAN GİZLEMEDİM

Halk sizi neden seçti? Ne vaadettiniz? 

Kapı kapı dolaştım, insanlarla tanıştım, onlarla birebir irtibat kurdum. O iletişimi kurduğunuz zaman insanlar sizden vaad beklemek yerine sizi tanımayı tercih ediyorlar. Evlerine gidip beş dakika oturduğunuz zaman ‘Ben bu siyasiye istediğim zaman ulaşabilirim.Onlara çok çalışacağımı vaad ettim. ‘Devlet ve belediye olarak harcamalarımızı arttırmayacağız, harcamalardan dolayı da vergileriniz artmayacak, tutumlu davranacağız’ dedik. 

Trump alışılmışın dışında tepkileri ve söylemleri olan bir başkan. Nasıl değerlendiriyorsunuz Trump’ı? 

Ben Trump’ı ülkesi için açıkça başarılı buluyorum. İnsanların en büyük kaygısı geçim. Gençler iş bulmak, yetişkinler işini elinde tutabilmek, yaşlıların emekli maaşını alabilmek derdinde. İnsanlar için ekonomik kaygılar öncelikli. Bu noktada başarılı. Her ne kadar bazen insanlar onu agresif bulsa da insanların önceliği ekonomi. Trump düşüncelerini filtreden geçirmeden ağzından çıkanı söylüyor. Bu, alışılmış politikacı çizgisi dışında. Büyük bir kesim bunu seviyor.

Amerika’nın göçmen politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Amerika Birleşik Devleri; adı üstünde birleşimden oluşan bir devlet. Bir sürü eyalet birleşip bu devlet kurulmuş ve bu eyaletlerin için birçok milletten gelen insan var. Çok güzel bir mozaik. ABD son zamanlarda biraz daha milliyetçi politikalar izliyor. Amerikan halkı bundan çok da şikayetçi değil. ABD’nin şu anki düşüncesi doğal olarak kendi ekonomisini korumak, yatırımları Amerika’ya çekmek. 

Belediyede israf süreçlerini nasıl yönetiyorsunuz bir yerel yönetici olarak? Sizdeki oranlar nasıl bizdeki belediyelere göre? 

İstanbul’da 5 belediyeyi ziyaret ettim. Bütçe, gelir ve giderlerle ilgili bilgimiz oldu, bilgi alışverişi yaptık. Burada gördüğüm gelirlerin birkaç katı borç var. Görüştüğüm 5 belediyenin de durumları birbirine çok yakın. İnovatif fikirlerle gelir oluşturup borçlanmaları azaltmaları lâzım. Mesela benim bulunduğum belediyenin on senelik borçlanması bir yıldaki gelirimizin yarısı kadar. 

EĞİTİM SİZİ HAYATIN ZORLUKLARINA HAZIRLAR 

ABD’de böyle bir kariyer yapmış bir İTÜ mezunu olarak gençlere neler tavsiye edersiniz? 

Genel çoğunluk ABD’de lisans eğitimini tercih etmesinler. Rakamlar gerçekten çok yüksek. Toplamda 200-250 bin USD. Okula yatırılan paranın geri dönüşü çok uzun sürebilir. Zaten Türkiye’deki okullar çok iyi. Lisansı Türkiye’de tamamlayıp master için Amerika’ya gelebilirler. Dünyada artık ekonomi global oldu. Şirketlerin bir şubesi İstanbul’da, bir şubesi Londra’da, NewYork’ta. ABD’de kişisel markalarını geliştirebilirler. Uluslararası şirketler için tercih sebebi olabilir bu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olduğum için çok mutluyum. İTÜ’yü mühendislik alanında kesinlikle tavsiye ediyorum gençlere. İTÜ’de öğrendiklerimi hayatta uygulayabildim. Derslerin zorluğu, hocalarla iletişiminiz, aldığınız geri dönüşler ve eğitim size hayattaki zorluklarla mücadele etmeniz açısından çok büyük yardım sağlıyor. Pompacılıktan asıl mesleğime İTÜ’nün bana kattıkları sayesinde geçiş yaptım. 

Amerika’daki ilk Türk belediye başkanısınız. Türk olmak siyasi hayatınızı nasıl etkiledi? 

Amerika’da farklı kültürden birinin başkan seçilmesi olağan bir şey. Türk yoktu belki ama Polonyalısı da, İngilizi de, Hintlisi de, Macarı da başkan olabiliyor. Örnekleri çok fazla. Dünyanın her tarafından insanın başarılı olabileceği bir ülke. İlk Türk belediye başkanı olmam ilginç tabi. Çok gururluyum Türk olduğum için ve böyle bir ilki yaşadığım için. Hiçbir zaman gizlemedim kimliğimi. 

Fetö elebaşının yaşadığı ve şu an FETÖ’cülerin en yoğun yaşadıkları ülkelerden biri  ABD. Sizinle veya bulunduğunuz bölgedeki Türklerle iletişim kurmaya çalıştılar mı? 15 Temmuz darbe girişimi süreci Amerika halkı tarafından nasıl görüldü? 

Açıkçası benimle iletişim kurmaya çalışmadılar. Bulunduğum bölgede de çok fazla Türk yok. Benim ilgi alanım seçmenlerim ve onların sorunları. Türkiye ve ABD müttefik ülkeler. İktidarlar, başkanları değişir ama bu gerçek hep olacak. İki ülkenin başarısı birbirine fayda sağlayan bir şey. 15 Temmuz gibi darbe girişimleri çok üzücü olaylar, halkın gösterdiği irade buradaki halk tarafından da takdirle karşılandı. 

ABD’nin Chatham, New Jersey Bölgesi Belediye Başkanı Tayfun Selen, gençlere ABD’de lisans eğitimini tavsiye etmiyor. “Zaten Türkiye’deki okullar çok iyi. Lisansı Türkiye’de tamamlayıp master için Amerika’ya gelebilirler. ABD’de kişisel markalarını geliştirebilirler.” diyor.