Gelinlik ve kutlama elbisesi tasarımlarıyla tanınan modacı ve akademisyen Özlem Süer, experience design yani ‘deneyim tasarımcılığı’ projesi kapsamında işbirliği yaptığı Pierre Fabre Dermokozmetik markasıyla geçtiğimiz günlerde bir etkinlik düzenledi. Sağlıklı beslenme, cilt bakımı, stil ve modanın konuşulduğu etkinlikte Süer’in sonbahar-kış tasarımlarından da birkaç da örnek sunuldu. Biz de etkinlik sonrasında Süer’le bir kahve içip modanın geleceğinden, sonbaharın gelinlerine her şeyi konuştuk.
- Moda ve cilt bakım ürünleri nasıl bir araya geldi?
‘Experience design’ yani Türkçeye ‘deneyim tasarımcılığı’ olarak çevirebileceğimiz bir kavram var. Ben de bu konuda uzun yıllardır araştırma yapıyordum. Bu çerçevede tasarımcılar, bir nesnenin hissettirdiği duyguya ait şeyler hazırlıyor. Bu bir otomobil, bir enstrüman, boya markası ya da dondurma kalıbı olabilir... Ben de kendi markam için aynı şeyi yapmak istedim. Farklı bir amaç için üretilmiş üründen yola çıkarak, bambaşka bir sektörü tanıyarak yeni duygular, ilham kaynakları oluşturmanın peşindeyim.
40 kadınla çalıştık
- Deneyim tasarımı yapmanın yöntemi nedir?
Pierre Fabre Dermokozmetik benim tanıdığım ve sevdiğim bir markaydı ve bu amaç için yollarımız kesiştikten sonra 40 kadın seçildi. Bir bankanın genel müdürü, uluslararası platformda ün yapmış bir model, Türkiye’de çok tanınan bir yıldız gibi isimler bu grubun içinde yer aldı. Bu 40 kadın bir açılış davetinde tanıştı ve bizim marka amacımızla bir araya geldiler. Altı ay boyunca onlar için önemli ve aynı zamanda toplum olarak değeri olan günlerde onlara armağanlar yolladık ve kullandılar. Amacımız stilli kadını her yönüyle incelemek. Beslenmeden, cildi doğru tanımlayıp ona göre hassasiyet göstermeye ve stilli bir yaşam sürmeye bu işin çok yönlü bir şey olduğunu anlatmak istedik.
- Bu çalışma devam edecek mi?
İlk grupla olan çalışmamızın sonuna gelmeye başladık ve şimdi eski gruba entegre olacak yeni kişiler belirleyerek çalışmamıza devam edeceğiz.
Tasarımlar yalınlaştı
- Sözü sizin tasarımlarınıza getirirsek sonbahar için neler hazırladınız?
Bu sezon için üç line hazırladım. Bunlardan ilki bizim için çok yeni olan bir çalışma. Hem Türkiye hem de dünyadaki satış noktalarımıza da sunduk. Sue adlı koleksiyon kaşelerin, pamuklu kumaşların ve tamamen doğal veya doğala yakın yünlerin kullanıldığı, biraz daha teknolojik çözümlerden yararlanılan, kendi içinde geleceğe dair ipuçlarını barındıran yalın bir hazır giyim koleksiyonu oldu. İkinci line’ımız Özlem Süer Pack koleksiyonu. Pret a porter ile haute couture arasında gidip gelen tasarımlardan oluşuyor. Dünyanın çok sevdiği daha çok konfeksiyon teknikleriyle üretilmiş, daha endüstriyel çözümlemeleri olan parçalar. Kumaşlar sentetikten arınmış ve özel karışımlarla esnekliği olan, konforlu tasarımlar. Üçüncü line ise Haute Couture, çok daha özel günler ve belki de hayatınızda bir kere giyip bir daha onu o geceye ait hislerle, anı olarak saklayacağınız kostümler.
- Bu sezonun trendleri neler?
Yalın tasarımların olduğu bir dönemdeyiz, kaplamalı kumaşlar, kaşe etkisi, sert görünümlü yüzeyler ve siyah-beyaz uyumu. Kış aylarında ilk kez bu kadar açık renkler giyeceğiz. Spor-şık denilen kavram hayatımızın içindeki yerini sağlamlaştıracak. Geniş kemerler, bol paça, 60, 70, 80 yıllarının etkisi yine bu sezonun en çok öne çıkanları arasında. Artık her şey spor giyime odaklı, çağdaş yaşamın içinde ondan uzakta kalmak, onu sevmemek mümkün değil. Artık insanlar hem şık olup hem de rahat etmek istiyor.
Paris ve Londra yerine artık İstanbul’a geliyorlar
- Dijital bir dönemin başındayız denebilir. Teknoloji ve moda da birbirine çok yaklaştı.
Teknoloji son yılların anahtar kelimesi. Gelecek ‘giyilebilir dijital’de. Belki telefon taşımayacağız o bizim şapkamızın içinde ya da gözlüklerimizde olacak. Giysilerimiz sürekli renk değiştirecek vs. Zekice tasarlanmış ürünler, ruhumuza hitap ettiği kadar zekamıza ve kullanım amaçlarımıza da hitap etmeye başlayacak. Onun için buna çok hazırlıklı olmak da gerekiyor.
- Sizin markanız bu değişime ayak uyduracak mı?
Çok istiyorum. Sosyal medya son beş yıldır çok aktif, herkes kendi medyasını oluşturmaya başladı. Bu modacılar için çok büyük bir şans, artık kimse keşfedilmeyi beklemiyor. Doğru tasarımları iyi aktarılmış görseller ve doğru seçilmiş kelimelerle dünyanın her köşesine ulaştırabilirsiniz. Teknolojiyi çok seviyorum ve kendime çok yakın hissediyorum. Ve kendimi geliştirmek istediğim alanların içinde yer alıyor. Dolayısıyla dünyanın bu süreci içerisinde yer almaya da adayım. Yüzey değiştiren kumaşlar vs beni çok heyecanlandırıyor.
- Türkiye’nin bu giyilebilir teknolojiyi yakalayacağına inanıyor musunuz?
İnanıyorum çünkü biz teknolojiyi en çok kullanan ülkeler arasındayız. Eskiden insanlar keşfedilmek için Paris’e Londra’ya giderlerdi ama artık onlar bizim kapımızı çalıp bizi tanımaya çalışıyor. Dünyanın en saygın dergileri buraya gelip röportaj talebinde bulunuyor. Bunlar çok ciddi gelişmeler.
- Daha ileriye gitmenin yolu nereden geçiyor?
Bizim en önemli değerlerimiz zanaatkarlarımız, kuyumcu ustalarımız ve terzilerimiz. Onları kaybetmeden yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Türkiye’nin moda açısından en önemli projelerinden biri Baksı Müzesi’nin açılmasıydı. Ehramı istihdama dönüştürüp o geleneğe sahip çıkılması çok önemliydi. Bu tarz sahiplenmelerle bize ait 20-30 geleneği geliştirmemiz lazım. Keçe, ikat gibi yöresel değerleri kendi havasında, buğusunda tutup tasarımcılarla buluşturmak, dünyaya açmak gerekiyor. Dünyada yaklaşık 100 noktada satış yapıyorum ve bu ilkeler doğrultusunda ilerlemek benim için çok önemli. Markamı endüstri ve kültür birlikteliği olarak görüyorum.
- Genç tasarımcıları nasıl buluyorsunuz?
Eskiden yurtdışından yabancı tasarımcı getiren birçok marka artık Türkiye’dekilerle çalışmayı tercih ediyor. Yeni çocuklar hem burada çok iyi eğitim görmeye başladı hem de birçoğu bu eğitime dünya tecrübesini kattı ve eninde sonunda dönüp Türkiye’de çalışmayı seçiyor. O gidenler, düzenli geri gelirse ve üretim ayakta kalırsa bizim için çok daha iyi olacak.
İyi bir illüzyonla gelinlikte eksi beş kilo görünebilirsiniz
Birkaç hafta önce yeni gelinlik koleksiyonunuzu da tanıttınız...
2016 gelinleri için yeni ipuçları verdik. Lotus isimli bir çalışmaydı. Lotus çiçeğini tüm yönleriyle ele aldık, onun ilham verici yanını kullandık. 2016 gelinlik koleksiyonumuzun ismi Bloom; Milano, Paris ve New York’ta tanıtıldı. Özellikle Avrupa’da çok beğenildi. İngiltere gibi gelinlik işinin en iyilerinin bulunduğu bir ülkede takdirle karşılanmak beni çok mutlu etti.
- Gelinlik seçiminde hangi noktalara özen gösteriliyor? Siz gelen müşterilere nasıl yön veriyorsunuz?
Evlilik töreninin nasıl bir mekanda yapılacağını, törene kaç kişinin katılacağını öğreniyoruz. Çünkü bu durum gelinin duruşunu çok fazla yönlendiriyor. Diğeri de gelinin fiziksel özelliklerini anlamak çok önemli. Minyon bir gelin adayıyla 1.70 ve üzeri bir adayın proporsiyonu ve dolayısıyla taşıyabileceği model çok farklı. Bir de tabii istekleri var. Biraz daha modern, yalın bir gelin mi yoksa ihtişamlı biri mi olmak istiyor onu göz önünde bulunduruyoruz. Sonra yavaş yavaş detaylara girilmeye başlanıyor. Malzeme olarak neyi sever, çiçek gibi formlara açık mı onları araştırıyoruz. Kimi ‘Dümdüz beyaz bir elbise istiyorum’ diye gelip en gösterişli tasarımı alıp gidiyor, bazen ise tam tersi oluyor.
- Gelin adaylarına doğru gelinlik için ipuçları verebilir misiniz?
Gövde boyu en önemli faktörlerden biri. Eğer tüllü ve kabarık eteği taşıyacak bir gelinlikse kalçadan hareketlendirmek beli daha ince gösterebilir. Büyük göğüslü bir gelin için belden inen bir etek çok boğucu olabilir, o nedenle eteği kalçaya kadar indirip göğüsten ayırıyoruz. Ve V yaka çalışıyoruz. Cup seçimi gelinliğin kalitesini belirleyen önemli faktörlerden biri. Genelde kadınların bembeyaz bir kumaşın içerisinde kilolu görünmek gibi korkuları oluyor. Ama iyi bir illüzyonla gelinlikte eksi beş kilo görünebilirsiniz. Kesimler çok belirleyici.
- Gelin adayları trendlere ayak uyduruyor mu?
Kadınlar evlenme teklifi aldıkları andan itibaren çok farklı bir karaktere bürünüyor. Çok romantik bir kadın inanılmaz agresif ya da agresif bir kadın romantik birine dönüşebilir. Onu duyabilmemiz gerekiyor. İsteklerini dinlemek çok önemli. Buraya ağlayarak gelip gelinliğini son anda iptal edip yenisini alanlar çok...