Dünya üzerindeki jeolojik-tektonik konumundan dolayı Türkiye, yoğun deprem riski altında bulunuyor. Bu nedenle deprem artık hayatımızın bir gerçeği. Hele ki Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yaşayanlar için... Olası bir İstanbul depremine karşı uzmanlar sürekli açıklama ve uyarılar yapıyor. Kentsel dönüşüm çalışmaları hızlandı ama hala dönüşüme girmeyen yapılar var. Depreme karşı alınan önlemler bununla da sınırlı değil elbet. Ev içinde kullanılan mobilyalar da afetten koruyucu mahiyette olabiliyor. Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi işte bu alana hizmet verecek bir tasarım yarışması düzenledi. ‘Depremde Hayat Kurtaran Mobilyalar Tasarım Yarışması’nda depreme karşı ‘önleme’ özelliği taşıyan 41 eser değerlendirildi. Dereceye giren sıra dışı tasarımlar mobilya üreticileri tarafından acilen dikkate almalı. Zira her biri hem estetik hem de çok korunaklı.
İÇECEK KARTONLARI MOBİLYA ÜRETİMİNE UYGUN
Ertan Güven (Üçüncülük Ödülü): 2003 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünden mezun oldum. 12 yıldır mobilya sektöründe tasarımcı olarak çalışıyorum.
Oluşturduğum tasarımda ilham kaynağım çöken binalarda kağıt yığınlarının etrafında geniş boşluklar oluşturduğunu ifade eden Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibi Afet olayları şefi Doug Copp oldu. Bu nedenle birinci kullandığım malzeme kağıt. Kağıdın sağlamlığı, ekonomik oluşu, çevreci ve geri dönüştürülen bir malzeme olması kağıt kullanmamdaki en önemli etken. Diğer malzemeler: Çelik boru profiller ve bağlantı elemanları. Kullanılmış kağıdın tekrar dönüştürülmesi hava kirliliğini yüzde 74-94, su kirliliğini yüzde 35, su kullanımını yüzde 45 azaltabiliyor. Bir ton atık kağıdın kağıt hamuruna katılmasıyla sekiz ağacın kesilmesi önlenebiliyor. Gazete, dergi ve mecmualar, defterler, kitaplar, kataloglar, prospektüsler, kartonlar, formlar, bilgisayar kağıtları, sigara paketleri, plastik içermeyen bisküvi, sakız vb. gibi kağıtları, not kağıtları, kağıt torbalar geri dönüşümü mümkün olan kağıtlar. İçecek kartonları olan lamine kartonlar yüzde 80 oranında kağıttan ve az bir oranda polietilen ve alüminyumdan oluşur. Kullanılan lamine karton yüksek sıcaklıkta preslenerek yoğunlaştırılıp masa sandalye ve dolap gibi mobilya üretiminde ve aynı zamanda kağıt hammaddesi olarak kullanılabiliyor. Yapmış olduğum tasarım henüz yeni yeni duyuluyor. Ürünün uygun fiyatlı oluşu, sağlamlığı ve deprem karşısında hayat kurtaran özelliğe sahip olması üretimi noktasında avantajlı olduğu konular.
NE KADAR DARBE ALIRSA O KADAR SAĞLAMLAŞIYOR
ECEM AKSOY: Bilgi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü 2’nci sınıf öğrencisiyim. Ödülü paylaştığım proje ortağım Lachiyn Tuliyewa ise Mimarlık Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi. ‘Lock Bed/ Kilit Yatak’ başlıklı tasarımımızı yaparken ana rahminden ilham aldık. İnsanı, kabuk gibi sarmasından yola çıktık. Bu yatak yukarıdan darbe aldığında kilitleniyor ve dışarıdaki dayanıklı kabuk, içerideki insanları koruyor. Sadece yukarıdan değil yanlardan da darbe aldığında kilit devreye giriyor. Ayrıca yatak ne kadar çok darbe alırsa o kadar sağlamlaşıyor. Ana malzememiz yatay dizilmiş ahşaplar ve çelik konstrüksiyon. Deprem anında dval bir alanda dört-beş kişi korunabiliyor. Kubbede 0,5 milimetrelik boşluklar var. Buradan hem ışık hem hava giriyor. Kilitlenen yatağın içinden dışarı çıkabilmek için de bir aralık bıraktık. Tasarımın amacı düşünüldüğünde maliyeti çok fazla değil. Görüşmelerimiz sürüyor, destek olabilecek bir firma bulunursa bu koruyucu yatağın yakında üretilmesi söz konusu.
KOCA SİNAN’IN KUBBESİNDE UYKUYA YATMAK
Prof. Dr. Kemal Yıldırım Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi (İkincilik Ödülü): İnsanların genellikle kapalı ortamlarda depreme yakalandıklarını, en yıkıcı hasarların ve kayıpların da genellikle insanları uyku esnasında yakaladığını gördüm. Tasarım fikrimi bu gerçek üzerine kurguladım. Mimar Sinan’ın kubbeli yapılarından aldığım ilhamla da ilk olarak yatağın koruyucu bir kabuk şeklinde insanları kavrayan kubbe formunda olabileceğine karar verdim. Daha sonra üzerine binen yükleri taşıma, kolay taşınabilme, hafiflik gibi bir dizi tasarım kriterini dikkate alarak malzeme arayışına girdim, ilk olarak kubbenin dört parçadan oluşabileceğini ve kullanım yerinde montajlanabileceğini, ana taşıyıcı iskeletinde ahşap laminasyon tekniğiyle üretilebileceğini düşündük. Fakat daha sonra ahşap laminasyon taşıyıcı yerine basma ve çekme yüklerine karşı çok yüksek performans özelliği gösteren yaşlandırılmış alüminyum alaşımlarının kullanılmasına karar verdik. Son aşamada yatak bazasının tasarımı yapıldı ve oluşturulan kafes şeklindeki kabuk forma kumaş giydirildi.